CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, “Bu aşamadan sonra esaslı ve ciddi bir güvenli seçim hareketinin, sivil toplum hareketinin örgütlenmesi gerekiyor. CHP olarak, güvenli seçim hareketinin örgütlenmesi için üzerimize düşenin fazlasını yapacağız, bunun öncüsü olacağız. Diğer siyasi partilerle bugünden itibaren bu konuda temasa geçiyoruz” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Toplantının ardından basına açıklamalarda bulunan Tezcan, CHP olarak, seçim ittifaklarının yapılmasına kategorik olarak itiraz etmediklerini, ittifakın siyaseti zenginleştirme, çoğulculuğu artırma, siyasi partilerin kimliklerini koruma ekseninde yapılabileceğini belirtti. Ancak AK Parti ve MHP’nin ittifak teklifinin çoğulculuğu artırmak ekseninde yapılmadığını, demokratik ittifak yolunu açmayacağını, siyaseti ve milleti kimliksizleştireceğini savunan Tezcan, “Bu teklif, tek adam rejimini tahkim etme teklifidir. ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidar yapıp, bütün iktidar yetkilerini Erdoğan’a verelim, sonrası tufan’ diyen bir anlayış, koalisyon içerisinde hareket ediyor ve bu tek adam koalisyonu Türkiye'de demokrasiyi yok edecek hangi adım varsa atıyor” dedi.
“MİLLETVEKİLİ HIRSIZLIĞI TEKLİFİ”
Bu teklifin küçük partileri kimliksizleştireceğini, kendi ideolojisiyle, programıyla, düşüncesiyle seçmenin karşısına çıkabilme imkanını ortadan kaldıracağını kaydeden Tezcan, siyaseti kimliksizleştirme ve tek tipleştirme teklifine karşı olduklarını vurgulayarak, “Bu teklif, milletvekili hırsızlığı teklifidir. ‘Oylarımı artmadan daha fazla milletvekili nasıl çalarım?’ hesabı yapılmış” dedi.
“SOPALI SEÇİM HAZIRLIĞI”
Teklifin, seçim güvenliğini de yok edeceğine dikkat çeken Tezcan, siyasi partilerin sandıklardaki etkisinin ortadan kaldırılmak istendiğini söyledi. Sandıkların denetlenmesinin istenmediğini, teklifle, polis ve jandarma denetiminde seçim yapılmasının önünün açıldığını ifade eden Tezcan, “2018 yılında Türkiye’de bir sopalı seçim hazırlığıdır bu teklif. Polis ve jandarma silahıyla beraber sandık başkanı çağırmasa bile sandık alanına girebilecek. Böyle bir seçimin güvenliğinden bahsetmek mümkün mü? Bir yeni sopalı seçim hazırlığıdır” diye konuştu.
“OYUNA SAHİP ÇIKMAK İSTEYEN HERKESE ÇAĞRI YAPIYORUZ”
Bu teklifin, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) gayrimeşru, mühürsüz seçiminin kanun yoluyla ikrarı olduğunu belirten Tezcan, şöyle devam etti:
“Bu aşamadan sonra esaslı ve ciddi bir güvenli seçim hareketinin, sivil toplum hareketinin örgütlenmesi gerekiyor. CHP olarak, güvenli seçim hareketinin örgütlenmesi için üzerimize düşenin fazlasını yapacağız, bunun öncüsü olacağız. Diğer siyasi partilerle bugünden itibaren bu konuda temasa geçiyoruz. Bütün siyasi partilerle, oy çalma hesabında olmayan, oyu çaldırmama hesabında olan herkesle bir ciddi güvenli seçim hareketine ihtiyaç var. Diğer siyasi partilerle de temas edeceğiz. Onlarla beraber, bütün sivil toplumla bu hareketi başlatacağız. Oyuna sahip çıkmak isteyen herkese çağrı yapıyoruz.”
“CHP’ye dava açan, husumetli olan” YSK Başkanı Sadi Güven’in YSK başkanı olarak bu seçim sürecinde görev almasının yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu da kaydeden Tezcan, Güven’in görevinden çekilmesi gerektiğini belirtti.
ŞEKER FABRİKALARI
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de değinen Tezcan, “Milletin alın terini, Cumhuriyetin kurumlarını sata sata doymadılar. Ona doymadılar üstüne üstük Cumhuriyete hakaret etmeye de doymadılar. Hem Cumhuriyetin kurumlarını satıp geçiniyorlar, hem de Cumhuriyetin değerlerine hakaret edip, küfrediyorlar. Bu ne büyük nankörlük. Alanlara da söylüyorum, bunu böyle keyfekeder iktidarla ilişkilerinizle alıyorsunuz yarın bu iktidar değişecek ve bunu, bu ilişkilerle alıp, hukuk ve etik dışı bir biçimde milletin malına konduğunu sananlar bilsinler ki onları geri almayı biliriz yeniden” diye konuştu.
“İTİBAR CELLADI ORDUSU KURDULAR”
Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki “istifa” iddiaları üzerine, “Bu trol ahlaksızlıkları ülkemizin kendi içindeki birliğini, beraberliğini bozmaya yönelik adımlardır” açıklamasını da değerlendirdi.
“Trollerin” AK Parti zamanında türediğini ifade eden Tezcan, “Trolleri bunlar yarattılar. Trollere milyonlarca liralık bütçeyi bunlar ayırdılar, hem de kamu kaynaklarından. On binlerce kişiyi görevlendirdiler trol olarak çalıştırmak için. İtibar cellatlığı icat ettiler. Troller kanalıyla hoşlanmadıkları herkese itibar suikastlığı yaptılar, itibar celladı ordusu kurdular” dedi.
“İTİBAR SUİKASTI İLE KENDİ BAŞBAKANLARINI DÜŞÜRDÜLER”
AK Parti iktidarının devlet imkanıyla beslediği en az on bin trolünün olduğunu ve bunların aylık giderlerinin de en az 30 milyon lira olduğunu belirten Tezcan, “Nerede bu bütçe, nerede bu bolluk? Bununla sanatçısından, siyasetçisine yalan, yanlış iftira ile sosyal medyada bir büyük itibar suikastı başlattılar ve bu itibar suikastı ile kendi başbakanlarını düşürdüler. Davutoğlu’nun bu trol ordusunun saldırısıyla önce üzerine gittiler, sonra da saray darbesiyle indirdiler. O zaman bunları görmeyen, güya bilmeyen, suskun olan Erdoğan, birden bunları görmeye başladı” diye konuştu.
“BU EKİPLER KURULURKEN AR-GE’DEN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SOYLU İDİ”
Erdoğan’a “günaydın” diye seslenen Tezcan, “Bu ahlaksızlığın arkasında sen varsın, sen kurdun, bu bütçeyi, bu imkanı sen verdin. Tarihin hazin bir tesadüfüdür belki, bu sosyal medya ekipleri kurulurken AK Parti’nin AR-GE’den sorumlu genel başkan yardımcısı da Süleyman Soylu idi ve Sayın Soylu böyle bir sosyal medya kampanyası başlatmıştı. Acaba devreler mi karıştı, sigortalar mı attı?” dedi.
“BU KARARI VEREN HAKİM, HAKİM DEĞİLDİR”
Tezcan, HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın milletvekilliğinin düşürülmesine de tepki gösterirken, “Bir cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden AK Parti Genel Başkanı var, Anayasanın tarif ettiği tarafsızlık sıfatına zerrece uymuyor, sabahtan akşama kadar devletin cumhurbaşkanlığı imkanlarıyla önüne gelene küfür ediyor, hareket ediyor ama bir milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiği zaman, ‘padişah bozuntusu’ dedi diye hapis cezası alıyor ve milletvekilliği düşürülüyor. Yargının, siyasetin geldiği duruma bakın. Bu kararı veren hakim, hakim değildir. Bu süreci yaratan siyaset, demokratik siyaset değildir ve bunu bozmak hepimizin görevidir. Hangi partiden olduğunun hiçbir kıymeti harbiyesi yok” diye konuştu.
“İLKESİZ İTTİFAKI REDDEDİYORUZ”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun “Saadet Partisi ve İyi Parti’yle ittifaka yeşil ışık yaktığı” yönünde gazetelere yansıyan açıklamalarının sorulması üzerine de şunları kaydetti:
“Sayın Genel Başkanımız çok doğru bir şey söyledi, ‘demokrasiyi ayakta tutma, güçlendirme adına ilkeler etrafında bir ittifak kurabiliriz’ dedi. Yani ‘ilkesiz ittifakı reddediyoruz’ dedi. Bugün Türkiye’de ilkesiz ittifakların revaçta olduğu bir dönemde, Sayın Genel Başkanımız ilkeli ittifakların ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmiştir. Bizim için ilkeli ittifaklar önemlidir, barajı aşabilme sevdasıyla, o korkuyla oluşturulacak ilkesiz ittifakların değil, olsa olsa Türkiye’yi güçlü bir demokrasiye taşıyacak, adaletin ve huzurun hakim olacağı bir Türkiye yaratma ilkesi etrafında oluşturulmuş bir ittifaktır, bunu söyledi Sayın Genel Başkanımız. Diğerini ilkesiz ittifak peşinde olanlar düşünsün.”
“GENİŞ KESİMLERİ KUCAKLAYAN BİR CUMHURBAŞKANI”
CHP’nin tüzük taslağında yer alan cumhurbaşkanı adayının “seçmen yoklaması” yöntemiyle belirlenebileceği yönündeki düzenlemenin sorulması üzerine de Tezcan, önseçim, aday yoklaması ve merkez yoklamasının dışında “geniş ve kapsayıcı yeni bir model” önerdiklerini ifade ederek, “Onun adına da ‘seçmen yoklaması’ dedik. Seçmen yoklaması da bütün seçmenlerin oyuyla belirlenmesidir. Bu bir özgüven işidir. Eğer geniş kesimleri kucaklayan bir cumhurbaşkanı hedefliyorsak, seçeneklerin içine bunu da koymanın gerekli olduğunu arkadaşlarımız” dedi.
“ÖNCE İLKELERİ KONUŞACAĞIZ”
Tezcan, ilkeler etrafında ittifak konusunda, “bu ilkelerin” ne olduğunun sorulması üzerine ise, “Demokrasi, çoğulcu rejim, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, yargı bağımsızlığı, adalet ve huzurun tesis edilmesi, toplumsal barışın sağlanması gibi 81 milyon vatandaşımızın hepsinin arzu ettiği ve hepsinin yüreğini soğutacak temel meseleler, bu ittifakın esaslı ilkeleri olur. Bunlar belli bir formülasyon dahilinde anlatılabilir, ilkelerin ortak belirlenmesi önemlidir. Kutuplaştırmayı, ötekileştirmeyi reddeden bir büyük buluşmayı tarif eden ilkeler belirlenir. Partileri konuşuyor olmak ilkeleri ikinci plana atar. Onun için önce ilkeleri konuşacağız, o ilkeleri kabul eden yapılanmalar ve partiler o ittifakın parçası olurlar” diye konuştu.
“DENSİZLİK”
Tezcan, AKİT TV spikerinin “Sivil öldürecek olsak Cihangir, Nişantaşı, Etiler’den,Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başlarız” şeklindeki sözlerini de “densizlik” olarak değerlendirdi. Konuyu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) gündemine taşıyacaklarını belirten Tezcan, “RTÜK, her olmadık şeyi cezaya konu yaparken böyle bir meseleyi ne yapacak merak ediyoruz. RTÜK’ten bu konuda gereğini yapmasını bekliyoruz” dedi.