CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı’nın en zor günlerinde bile savaşı Meclis’ten yönetmiştir. Madem ekonomik savaş diyorsunuz, bu işin altından tek adam olarak kalkamazsınız. Meclis derhal TBMM Başkanı tarafından toplantıya çağrılmalı, ortak akıl harekete geçirilmelidir” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. Kılıçdaroğlu’nun revizyon yaptığı MYK ilk toplantısını da gerçekleştirmiş oldu.
Yeni MYK’nin yeni sözcüsü Öztrak, düzenlediği basın toplantısında ilk olarak görevi devraldığı Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’a teşekkür etti. Öztrak, “Geçen hafta MYK’mızda bir nöbet değişikliği oldu. Ben de Bülent Tezcan’dan basın sözcülüğü görevini devraldım. Kendisi çok zor bir dönemde bu görevi başarıyla yürüttü, kendisine çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Gündem Ekonomi
Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve ekonomideki yaşanan gelişmelerin toplumun her kesimini tedirgin ettiğini ifade eden Öztrak, “ABD Başkanı Trump’ın açıklamaları, yaptırımları ülkede spekülatif bir atağa sebep olmuştur ama bu atağın bu kadar büyük etki yapmasının sebebi son 16 yılda Türkiye’nin içinde olduğu borç batağıdır. Türkiye ekonomiyi sıcak parayla şişirmeye dayanan yanlış ekonomi politikalarıyla dolar kolik hale getirilmiştir. Dış borca bağlı olarak ekonomi şişirilmiştir, bu tablo vatandaşa ‘büyüme’ olarak sunulmuştur” dedi.
“Rakamlar Ürkütücü”
Dövizle borçlar artarken, gelirin de her geçen gün düştüğünü belirten Öztrak, “Rakamlar ürkütücüdür; 2018’in ilk çeyreği itibariyle milli gelirimiz, bugünkü kurla hesaplandığında 500 milyar dolara düşmektedir. Borcumuzun gelire oranı ise yüzde 90’lara çıkmaktadır. Bu çok ciddi bir krizle karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Öztrak, Türk Lirası’ndaki değer kaybının şirketlere faturasının 600 milyar liraya yaklaştığını kaydederek, şöyle devam etti:
“Sadece önümüzdeki 1 yıl içinde borcumuzu çevirmek ve cari açığımızı finanse etmek için 240 milyar dolara ihtiyacımız vardır. Ülkeyi borca batıran bu politikaların ve buna bağlı olarak Tük Lirası’ndaki değer kaybının faturası da enflasyon ve işsizlik olarak yine fakir fukaraya çıkacaktır. Kahvelere, pazara gidin, sokakta herhangi bir köşede konuşulanlara kulak kabartın, vatandaşımız son derece endişelidir ve çok da mutsuzdur. Tek adam parti devleti rejimine geçeli daha 1,5 ay olmuştur, ülke çok ciddi bir siyasi ve ekonomik krizin eşiğine gelmiştir. Bu rejimin bize uymadığını, uymayacağını her geçen gün biraz daha açıkla göstermektedir.
“Kaybedecek Bir Dakika Bile Yok”
Yastık altı döviz ve tehdit yaklaşımı, bir de polisiye önlemler, hakimler, savcılar, MASAK… Sorunu daha da büyütmekten başka bir işe yaramaz. Ben bürokrat olarak geçmişte birçok kriz yaşadım, en sonuncusunu da krizden çıkışı yönettim, açık söylüyorum; emir komutayla bu kriz çözülmez. Artık söylem zamanı değildir. Bir an önce güveni artıracak eylemleri gerçekleştirme zamanıdır, kaybedecek bir dakika bile yoktur.
Merkez Bankası ve BDDK’nın uyguladığı tedbirler likidite ihtiyacını bastırmaya dönüktür, etkileri çok uzun süre devam etmez. Sayın Genel Başkanımız açıkladığı 13 maddelik paket kararlılıkla hayata geçirilmelidir. Sorunumuz likidite değildir, sorunumuz kredibilitedir.
Kriz Masası Kuruldu
MYK toplantımızda ekonomideki sorunlara çözüm üretebilmek, bu konuda stratejileri geliştirebilmek, yardımcı olabilmek için bir masa kurduk. Bunun amacı Türkiye’nin IMF kapısına bir defa daha düşmesini engellemektir. Bu masada hem MYK’da ekonomi ile ilgili arkadaşlarımız hem de milletvekili arkadaşlarımız olacaktır. Ayrıca yine her ilden bir il başkan yardımcısı arkadaşımız, illerdeki ekonomiyle ilgili sorunlarını takip edecekler; işsizlik, borçları ödeyememe, yoksulluk, iflaslar, bu sorunları takip masamıza bildirecekler. Biz de bu konudaki tedbirleri gerekli yerlere önereceğiz.
Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşının en zor günlerinde bile savaşı Meclis’ten yönetmiştir. Madem ekonomik savaş diyorsunuz, bu işin altından tek adam olarak kalkamazsınız. Meclis derhal TBMM Başkanı tarafından toplantıya çağrılmalı, ortak akıl harekete geçirilmelidir.”