CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Artık metal yorgunluğu yok. Afrin’le beraber diriliş hareketi yeniden başladı” sözlerine, “Bu çok talihsiz bir açıklama. Şehitlerimize büyük saygısızlık” şeklinde tepki gösterdi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Toplantının gündemine ilişkin basın toplantısı düzenleyen Erkek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP’ye yönelik, “Dünyanın en çapsız ana muhalefet partisiyle uğraşıyoruz” sözlerine aynı ifadeyle cevap veren Erkek, şöyle dedi:
“Biz anamuhalefet partisi olarak Türkiye’nin en temel sorunlarına karşın ciddi çözüm önerileriyle yapıcı bir muhalefet gerçekleştiriyoruz ama maalesef çok çapsız bir iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye zaten ondan bu ağır sorunları yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü, ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL, OHAL süreciyle gerçekleştirilen 16 Nisan referandumu, YSK’nın açıkça kanuna aykırı kararıyla şeklen yürürlüğe sokulan Anayasa değişiklikleriyle saray rejimi, tek adam rejimi tahkim edildi. Yaşadığımız tüm sorunların temelinde bu yatıyor. Kuvvetler ayrılığı yıkıldı, demokrasi yıkıldı. Onun için son derece çapsız, öngörüsüz, basiretsiz bir siyasetle karşı karşıyayız.”
“ŞEHİTLERİMİZE BÜYÜK SAYGISIZLIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşkilatlara seslenerek “Artık metal yorgunluğu yok. Afrin ile beraber diriliş hareketi yeniden başladı” sözlerine de tepki gösteren Erkek, “Bizim ve milletimizin bildiği kadarıyla metal yorgunluğu AK Parti’nin kendi içindeki bir yorgunluk. Bu çok talihsiz bir açıklama. Şehitlerimize büyük saygısızlık. Afrin harekatı Türkiye’nin bir harekatıdır, herhangi bir siyasi partinin değil. Afrin şehitlerimizi de bu vesileyle bir kez daha rahmetle, minnetle anıyoruz” dedi.
“KİMSEYE HAKKINDA KESİNLEŞMİŞ BİR YARGI KARARI OLMADAN ‘TERÖRİST’ DİYEMEZSİNİZ”
Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için “teröristler” çıkışına ilişkin ise Erkek, şu değerlendirmede bulundu:
“Boğaziçi Üniversitelerindeki olaylar son derece üzücüdür. Öncelikle üniversitelerde, bilim yuvalarında her türlü şiddete karşıyız. Boğaziçi Üniversitesi’nde birileri Afrin şehitlerimiz için lokma dağıtabilir, bu çok doğaldır, biz de dağıtıyoruz, herkes dağıtıyor. Bu tip etkinliklere müdahale edilmesini asla doğru bulmayız ama bu müdahale sebebiyle siz üniversite öğrencilerini, toplumu ayrıştırma gayretine girmemelisiniz.
Anayasamızda güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerinden en önemlisi, herkesin vicdan ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğudur. Bir insan komünist de olabilir, kapitalist de olabilir, sosyal demokrat da, liberal de olabilir. Hiç kimse düşüncesinden dolayı suçlanamaz ve hiç kimseye hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan ‘terörist, vatan haini’ diyemezsiniz. Devletin en tepesindeki bir kişinin üniversitedeki bir olaydan toplumu bu derece ayrıştırması, kutuplaştırması, insanları düşüncelerinden dolayı, görüşlerinden, ideolojilerinden dolayı ötekileştirmesi ve yok etmeye çalışması bize toplumsal barışı getirmez.”