CHP Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, deprem, sel ve toprak kaymasının kader değil doğa olayı olduğunu, bilim ve tekniğin, jeolojik verilerin kullanılmaması ve kötü yönetim nedeniyle doğa olaylarının afete dönüştüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’de Salarha Tüneli açılış Töreni’nde, “Deprem, sel ve toprak kayması bulunduğu iklim ve coğrafi yapısı sebebiyle ülkemizin kaderidir. Enkaz kaldırma ve hasar tespiti çalışmalarını hızla yapıyor ve vatandaşlarımızın zararlarını karşılayıp yıkılan yerleri yeniden inşa ediyoruz” sözlerini eleştiren Dr. Şevkin, “Yerleşilmemesi gerektiği halde dere yataklarına, deprem fay hatlarına, sağlam olmayan zeminlere, eğimli alanlara yerleşmek, imara açmak, kentsel dönüşüm adı altında bir avuç rantiyeciye alan açmak kader olamaz” dedi.
“İNSAN ELİYLE, AFETE DÖNÜŞÜYOR”
Deprem, sel ve toprak kaymasından önce, anında ve sonrasında alınması gereken bir çok önlem bulunduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, “Vatandaşlarımız canını ve malını kaybettikten sonra yapılan yardımlar elbette gereklidir ancak daha önemli olan Türkiye’nin jeolojik yapısını göz önüne almak, doğa olaylarının insan eliyle afete, yıkıma, ölüme dönüşmemesi için bilimin ışığında gerekli önlemleri almaktır. Dere yataklarını, heyelan ve sel bölgelerini, deprem fay hatlarını imara açıp, yapılaşmaya meydan vererek, toplanan deprem paralarını amacı dışında kullanarak, riskli binaları depreme dayanıklı hale getirmeyerek, afetlere, depreme önlem almak üzere Fay Yasası’nın çıkması için verdiğimiz tüm kanun teklifleri, araştırma ve soru önergelerini reddedip, görmezden gelip insanların can ve mal güvenliğini ‘hiç’e sayıp afet olunca da ‘kader’ olarak değerlendiremezsiniz” dedi.
“DERELER, ORMANLAR, SULAK ALANLAR TALAN EDİLİYOR”
AKP hükümetleri boyunca yapılan yollarla övünüldüğüne işaret eden Dr. Şevkin, son yıllarda yapılan yolların adeta kâğıt gibi yırtıldığına tanık olunduğuna dikkat çekti. Gevşek zeminler sağlamlaştırılmadan, mühendislik eli değmeden malûm müteahhitler tarafından yüzeye dökülen asfaltların nasıl kırıldığını, birçok otoyolun ikiye bölündüğünü kaydeden Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı doğa olaylarının afete dönüşmesini bir ‘kader’ olarak gördüğü sürece insanlarımızın göz göre göre hayata veda etmesinin önüne geçemeyiz. 20 yıldan bu yana dereler, ormanlar, tarım alanları, meralar, sulak alanlar sözde turizm adı altında yok ediliyor. Türkiye’nin her tarafı beton bloklara teslim edildi. Yanan ormanları söndürmekten aciz bir hükümetle karşı karşıya kaldık. Tüm uyarılarımıza rağmen dere yataklarında kentsel dönüşüm adı altında yeni yapılar yapıldı. Depreme karşı hiçbir önlem alınmıyor. Türkiye’nin deprem toplanma alanları bile betonlaştırıldı. İletişim Vergisi adı altında toplanan 36 milyar dolar civarındaki deprem vergisi ile 23.5 milyar liralık imar affından elde edilen paranın akıbeti hâlâ bilinmiyor. Bu paralar amacına uygun harcanmış olsa deprem, heyelan, sel, kaya düşmesi, orman yangınlarına karşı önemli bir mesafe alınmış olacaktı. Ne yazık ki hükümetin bilim ve teknik ışığında, mühendislik normlarında herhangi bir çalışması yok. Dünyadaki çağdaş uygulamaları da görmezden gelip yıkımları ‘kader’ olarak değerlendirmek akılla mantıkla izah edilemez.”