CHP'li Sarıbal: "OHAL’de Muhalifler İhraç Ediliyor"

CHP PM Üyesi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "OHAL ile yönetilen ülkemizde OHAL uygulamalarının artık çığırından çıktığını belirterek,sendikalarımıza Cadı avı uygulanıyor, suçsuz insanların ekmekleriyle oynanmamalıdır" dedi. 

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal; Meclis’te düzenlediği basın açıklamasında; 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminden bu yana OHAL’le yönetilen ülkemizde OHAL uygulamalarının artık çığırından çıktığını, demokrasiye ve insan haklarına dönük bir kıyım uygulandığını iddia etti.

OHAL kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında görevden uzaklaştırmalar ve ihraçların hızla devam ettiğini söyleyen Sarıbal; ilk aşamada Fetullah Gülen Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanmasının üyeleri ihraç edilirken sonraki aşamalarda tüm muhalif kesimlerin tasfiyesine yönelindiğini savundu.

Sarıbal; KESK-Tarım Orkam-Sen (Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası) üyesi 15 kişiden oluşan mühendis ve çeşitli meslek grubundan çalışanın görevlerinden uzaklaştırılmaları ile ilgili; “Hükümet yetkilileri tarafından kurunun yanında yaşın da yanabileceği, ancak bu yanlışlıkların düzeltileceğinin vurgulanmasına karşın, son zamanlarda kuruların yanında yanan yaşların sayısı hızla artmış; buna karşılık yanlışlığın düzeltilmesi konusunda yeterli çaba harcanmamıştır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı üzerinden tesis edilen işlemler bu konuda önemli bir örnek niteliğindedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün yazısına istinaden İstanbul İl ve İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri’nde görev yapan ziraat mühendisi, su ürünleri mühendisi, balıkçılık teknoloji mühendisi, veteriner hekim ve tekniker toplam 15 kamu çalışanı görevinden uzaklaştırılmıştır.
 
Fetullah Gülen Terör Örgütü/ PDY ile ilişkilerinin olmadığını kesinlikle bilen, ancak ‘diğer bölücü terör örgütleri’ şeklinde son derece belirsiz bir şekilde ifade edilen hangi örgütle ne şekilde ve hangi iddialar üzerine ilişkilendirildiklerini bilmeyen ve bilgilendirilmeyen bu çalışanların, tek tek incelendiklerinde görevlerine bağlı, kamu hizmetini layıkıyla yerine getiren son derece tecrübeli insanlar oldukları görülecektir.” dedi.
Görevlerinden uzaklaştırılan 15 kişinin ortak özelliğinin KESK-Tarım Orkam-Sen üyesi olduklarını ifade eden Sarıbal; içlerinde TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim ve Yedek Yönetim Kurulu üyelerinin de olduğunu, kamu çalışanlarının birçoğunun Ziraat Mühendisleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, Türkiye Ziraatçılar Derneği ve Türkiye Tarımcılar Vakfı üyesi olduklarını belirtti.
“Yeterli araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmaksızın, insanların ne ile suçlandıkları kendilerine belirtilmeksizin, savunmalarına bile tenezzül edilmeksizin ekmekleri ile oynanmamalıdır.” diyen Sarıbal basın açıklamasına şu sözlerle sürdürdü:
 
“Görülmektedir ki, kamu çalışanlarının meslek odalarına ve demokratik kitle örgütlerine üye olmaları dahi artık istenmemekte, tesis edilen işlemler sonucu çalışanların oluşturdukları güç birliğinin zayıflatılması amaçlanmaktadır.
İstanbul listesini meslek odaları ve KESK üyeleri üzerinden hazırlayan heyette kimlerin görev aldığı ve bu listeye kim ya da kimlerin onay verdiği titizlikle incelenmelidir. Gerçekten böyle bir çalışma yapılması halinde birilerinin kendilerini gizleme adına hedef şaşırtmaya çalıştıkları ortaya çıkacaktır.
Görevden uzaklaştırma, kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülen memurlar hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Ancak, görevlerinden uzaklaştırılan kamu çalışanlarına bildirilmiş herhangi bir soruşturma bulunmamaktadır.
Görülen odur ki, kamu çalışanları son derece belirsiz ifadeler, ilgili ilgisiz birtakım iddialar öne sürülerek, savunmaları dahi alınmaksızın görevlerinden uzaklaştırılarak mağdur edilmişlerdir.
Türkiye genelinde yine birçoğu meslek odası üyesi ve tamamı KESK Tarım Orkam-Sen üyesi 25 kamu çalışanı savunmaları alınmaksızın görevden uzaklaştırılmış, 44’ü ihraç edilmiş durumdadır.
Anayasanın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması” başlıklı 15. maddesi ile savaş, seferberlik ve sıkıyönetim durumunda bile milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlal edilemeyeceği açıkça belirtilirken, OHAL kapsamında bu hakların ihlal edilmesi zaten düşünülemez.
Öte yandan tesis edilen görevden uzaklaştırma ve ihraç işlemleri taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve eki protokollere, Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesine, Uluslararası Çalışma Örgütü Bildirilerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına aykırılıklar teşkil etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti demokratik hukuk devletidir. Yapılan uygulamalar ülkemizin bu kimliği ile bağdaşmamaktadır.
Yeterli araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmaksızın, insanların ne ile suçlandıkları kendilerine belirtilmeksizin, savunmalarına bile tenezzül edilmeksizin ekmekleri ile oynanmamalıdır.
Tek talebimiz, ciddi ve demokrasiyi benimsemiş bir komisyon tarafından iddia ve belgelerin ciddiyetle incelenerek yanlış uygulamalardan dönülmesi, kuruların yanında yaşların da yanmasının önlenmesi konusunda titizlik gösterilmesidir.
Cumhuriyet Halk Partisi mağduriyete uğramış kamu çalışanlarının yanındadır. Bu arkadaşlarımızın hakları iade edilinceye kadar onlarla birlikte mücadeleyi sürdürecektir.”
Sarıbal; Hrant Dink'in ölümünün üzerinden 10 yıl geçtiğini belirterek "Cinayet meçhul kalmadı, öldüren bulundu ancak onun tetikçi olduğunu biliyoruz. Arkasındakilerinin de çözülmesi gerekir." diye konuştu.
Ziraat Mühendisi Bursa Milletvekili Sarıbal’a Başbakan Binali Yıldırım’ın MHP için kabinede yer bulabileceği sözleri hatırlatılması üzerine düşüncelerini şu sözlerle ifade etti:
"MHP kulislerinde şöyle bir şey dönüyor, muhalif olanlar, 'Mecliste direneceğiz, referandumda tabanımız buna müsaade etmeyecek, bu da olmazsa başkanlık sistemi içinde yer alacağız, onun elini, kolunu bağlamaya çalışacağız.' diyorlar. Elbette MHP'den de alır, bunun bir diyet borcu olacaktır. Kendini yurtsever olarak gören MHP'nin bu kadar kolay ülkenin değerlerinden vazgeçiyor olması soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. O yüzden oradan da seçebilir, ailesinden de seçebilir, önü açık, bir kriter yok. Bu Meclis artık olmayacak, 600 değil, bin 600 milletvekili de olsa bu iş olmayacak."