Öne Çıkanlar palandöken deprem tsk cumhurbaşkanı erdoğan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk recep tayyip erdoğan binali yıldırım Kuşadası Belediyesi Haberleri pkk kurban bayramı tüik

CHP'li Gürer: "Köylü, Kendi Toprağının Kölesi Haline Getiriliyor”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP’nin uyguladığı yanlış tarım politikasının, çiftçiyi kendi toprağının kölesi haline getirdiğini söyleyerek, “AKP’nin uygulamaları adeta Türkiye’de köylüsünü,  çiftçisini tarımını bitirme planına  dönüşmüş durumdadır" dedi. 

Tarımda uygulanan sistemin çitçiyi tohumdan ilaca, gübreden teknolojiye dışa bağımlı kıldığını  ifade eden Gürer, “Bu döngü içinde bankalara borçlarını ödeyemeyen köylü, ürettiği ürünü de maliyetine satamadığında  borçlarını ödeyemeyerek arazisini düşük fiyatla satmak zorunda kalmakta ve kendi arazisinde, isçi olarak çalışmak durumuna düşmektedir. Yabancı şirketler ve yerli ortakları Verimli arazileri toplamaya devam etmektedirler. AKP’nin uygulamaları adeta Türkiye’de köylüsünü,  çiftçisini tarımını bitirme planına  dönüşmüş durumdadır" şeklinde konuştu.


"Rakamlar  Tarımın Durumunu Özetliyor"
KIT Komisyonu Üyesi olan Gürer, AKP hükümetleri döneminde tarımın nasıl bitirildiğini rakamsal verilerle ortaya koydu.  Ömer Fethi Gürer, 10-15 yıl öncesine kadar tarımda kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olan Türkiye’nin, son yıllarda uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle dışa bağımlı hale getirildiğini belirtti. Ülkemizin 2016 yılı ve 2017 yılının ilk dört ayında 12 milyar dolarlık gıda ürünü ithal ettiğini anımsatan Gürer, “Köylümüz ve çiftçimiz tohumda, ilaçta, gübrede de dışa bağımlı bir sistemin içine çekildiği için, Türkiye artık tarımda kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıktığı gibi, gıda ithal eden, tohum ithal eden, gübre ithal eden, tarımsal teknoloji ithal eden bir ülke haline geldi. 2015 yılı rakamlarına göre, ülkemiz tohum ithalatına 202 milyon dolar para harcadı” dedi. 

 
“Köylümüz, Kendi Arazisinin Kölesi Oldu”
AKP hükümetleri döneminde uygulanan yanlış tarım politikalarının, köylüyü ve çiftçiyi, zengin ve verimli toprakların fakir bekçileri haline getirdiğini kaydeden Gürer, “Sadece Niğde ilinde binlerce çiftçi borç  ile dönmeye çalışıyor. İthalata dayalı sistem, benim köylümü ve çiftçimi icra memurlarıyla köşe kapmaca oynar hale getirdi. Bu olumsuz tablo sadece Niğde’de değil, Türkiye genelinde böyle. Önce traktörünü satmak zorunda kalan çiftçiler, bankalara olan borçlarından kurtulmak için tarlalarını da sattı. Köylü, toprağının efendisiyken, simdi kenti sattığı tarlasında işçi olarak çalışmak zorunda bırakıldı. Yani çiftçi, kendi tarlasının kölesi oldu. Çiftçi, köylü ürettiği ürün ile mağdur olunca esnafta bundan etkilendi. Çiftçi alacağı girdileri hasat dönemine göre borçlanarak alıyor. Ödeme zamanı harcadığını alamıyor. İthal ürünle tüccarın elinde kalıyor. Aracı kazanıyor üretici sorun yaşıyor. Karpuz buğday, muz, nohut, fasulye, sarımsak, bu topraklarda yetişirken ithal gelir oldu. Tarımda orta ve uzun vadeli politika olmayınca plansızlık sorunu artırıyor. Tarımsal ölçümleme sağlıklı yapılmadığı ve arz-talep dengesine göre düzenleme sağlanamadığı için sorun giderek büyüyor. Yağlı tohumların yüzde 75'i ithalatla karşılanıyor. Sebze tohumu ihtiyacının yüzde 50'sini ithal. Hububat tohumunda ithalat oranı yüzde 20 düzeyinde. Tarımda veriler dışa bağımlılığımız göstergesi. Kendi topraklarımızda bu şartlarda ekim dikim yapamaz hale gelince topraklarda elden gitmeye başladı. Gübresi, ilacı, tohumu ithal, mazotu ekipmanı pahalı, Ürettiğini değerine satamayan çiftçi için tarla satmaktan başka çare kalmıyor." İfadelerini kaydetti. 


“Çiftçiler Arazilerini Yabancı Firmalara Satmak Zorunda Kalıyor”
Gürer, Türkiye’nin verimli tarım arazilerinin yavaş yavaş yabancı kişi ve şirketlerin eline geçmeye başladığına da dikkat çekerek, “Bugün 20 ilimizde 24 farklı ülkeden kişi ve şirket tarım arazilerini satın alıp, ülkemizde tarım yapmaya başladı. Türk ortaklarıyla birlikte ülkemizde tarım arazisi satın alan yabancı uyruklu şirket ve kişi sayısı ise bu rakamların kat kat üstündedir. " şeklinde konuştu. 
 
“Çiftçinin Gözünün Yaşına Bakmadılar”
CHP’li vekil, “Hasat döneminde buğday ithalatında gümrük vergisini düşüren AKP hükümeti, çiftçinin ve köylünün gözünün yaşına bakmadı. Üretici, gümrük vergisi düşürüldüğü için buğday fiyatları açıklanmadan önce ürününü 75 -85 kurusa tüccara satmak zorunda kaldı. Daha sonra buğday fiyatı 94 kuruş olarak açıklandı. Ancak Niğde’deki rekoltenin yarısından fazlası, TMO’nun açıkladığı fiyatın çok altında satıldı. İç Anadolu Bölgesinin tamamına yakını ve Trakya’da da benzer durumlar var. AKP tarafından hasat döneminde sırtından vurulan üretici, gelecek yıl tarlasını ekip biçmekte zorlanacak Çünkü AKP’nin sistemi çiftçiye ‘sen ekme, biçme’ diyor” ifadelerini kullandı.
 
Hükümetin Çiftçiye Verdiği Mesaj: “Sen Ekme”
Çiftçinin ürününün maliyetine bile satamaz duruma geldiğini vurgulayan Gürer, “on yıl önce 1 kilo buğdaya 1 litre mazot alabilen çiftçi, simdi 1 litre mazot alabilmek için 6 kilo buğday satmak zorunda kalıyor. Böyle bir ortamda AKP’nin yapması gereken girdileri ucuzlatmaktır. Ancak AKP tam tersine ithalatın önünü açıyor ve üreticiye ‘sen üretme’ mesajı veriyor. Tohum, gübre, ilaç ithal oyunca ortada milli tarım politikası diye bir şey kalmıyor. Enerji ve mazotla ürün elde etmeye çalışan çiftçi yüksek girdiler karşısında eziliyor” dedi. 
 
Çözüm Önerileri
İthalata bağımlı bir tarım politikasının sonucu olarak girdi fiyatlarındaki artışın köylerde tarımı bitirdiğini kaydeden Fethi Gürer, bu nedenle köylerin boşaldığını, son 10 yılda 1 milyona yakın çiftçinin, tarlasını, bağını, bahçesini terk ederek, büyükşehirlere göç ettiğini vurguladı. Köylerde yaşamın yeniden teşvik edilmesi gerektiğine işaret eden Gürer, “Tarımda ciddi bir planlama yapılmalı. Bölgelere göre verim ve kalite yüksek ürün desteklenmelidir. Üretici üreteceği ürünü ve satış fiyatını bir yıl önceden bilmelidir. Çiftçi mağdur olduğunda devlet desteğini yanında olacağını görmelidir. Burada yapılması gereken köylerde aile işletmelerinin desteklenmesidir. Girdi fiyatları düşürülmelidir. Aracılık sistemine el atılmalıdır. Zamanı gelmeden kesimleri ve buzağı ölümlerini bile önleyemeyen ülkemizde binlerce ziraat mühendisi ve veteriner hekime gerekli destek sağlanamadı. Tarıma dayalı ve hayvancılığa dayalı sanayinin geliştirilmesi için gerekli girişimler yapılmalıdır. Dünya tekellerinin sömürüsü anlayışına teslim olan sistemden uzak durulmalıdır. Köylü toprağının efendisi olmalıdır” şeklinde konuştu. 
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.