CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer bir ay önce açıklanan net 1603 lira asgari ücretin gelen zamlarla birlikte bir önceki yılın alım gücünün altına indiğini söyledi.
Türk-İş'in yaptığı araştırmaya göre, ocak ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırının 1 615, yoksulluk sınırının 5 bin 262 lira olarak hesaplandığına dikkat çeken Gürer, asgari ücretin saptanırken ülke gerçeklerinin göz ardı edildiğini ifade etti ve verilen asgari ücret artışının daha ilk ayında eridiğini söyledi.
CHP'li Gürer,“Milyonlarca çalışan asgari ücret ile geçimini sağlıyor. Bütün çalışanları ilgilendiren asgari ücret hükümet ve işverenlerin inisiyatifi ile belirleniyor. Ancak ülkemizdeki ekonomik sorunlar derinleştikçe verilen ücret yetersiz kaldığı gibi sağlıklı beslenme ve düzenli yaşam olanaklarından dahi çalışanları mahrum bırakıyor. Bu süreç işletmelerin verimine de doğrudan etkendir. Yeterli beslenemeyen, sorunlarından arınamayan insanların doğal olarak katkılarının da giderek düşmesi olağandır. Yalnız geçinme ile değil yetersiz beslenme ile mesleki hasatlıkların dahi önü açılabilir. Binlerce işsiz varken işsizlik fonunu işverene kaynak diye kullandıran hükümetten işçiler için yararlı bir yaklaşım beklemek olasıdeğil. İşçilerin vergisini daha cebine girmeden alan hükümet rant çevrelerini destekleyen bir yaklaşım içinde. Esasında Devletin resmi kurumu Türkiye İstatistik Kurumu hersene asgari yaşam maliyetine göre belirlediği kritere göre dahi geçen yıl 1950 lira civarında olması gereken asgari ücret bu veriler göz ardı edilerek saptandı. Bu yılda aynı uygulama devam ediyor. Asgari ücret enflasyon karşısında erimiştir. Asgari ücretin alım gücü düşmüştür. Açlık sınırı altında kalan bir asgari ücret geçim ücreti olamaz. Asgari ücrette işçinin ailesi ile birlikte değerlendirme yapılarak düzenleme sağlanmalıdır. Bir ay önce açıklanan ücret iki ay Avrasya tünelinden geçen aracın dahi geçiş ücreti altına düşmüş durumdadır. İşçilere bu reva görülmemelidir. Emeğin hakkı emekçilere verilmelidir. Yoksulluk ve yokluğu yaratacağı toplumsal sorunlar düşünülerek çözüm üretilmelidir. AKP Hükümeti işçilerin emekçilerin durumuna kayıtsız kalması toplumsal sorunların artmasının neden olduğu göz ardı edilmemelidir.” dedi.
Gürer ülkemizde geçim sıkıntısının hat safhaya erdiğini belirterek,“Meclis önünde kendini yakan Sıtkı Aydın'dan sonra Balıkesir'de Muhterem Birgül de kendini yakarak işsizliğe tepkilerini dile getirmişlerdir. Hükümet bu konuları görmezden gelemez. İnsan açlık nedeniyle kendini yakıyorsa orada sorun derinleşmiştir ve kronikleşmiştir demektir. Geliri yalnızca ranta değil toplumun her kesimine yaymak hükümetin görevidir. AKP hükümeti işçileri, çiftçileri, işsizleri, esnafı, emekliyi, sorunları ile baş başa bırakmış durumdadır. Bir an önce mağdur kesimlerin sorunlarına çare üretmek hükumetim görevi ve mecburiyetidir”.