İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bu millet artık yan yana yürümek istiyor. Bu millet liyakatli insanlar tarafından yönetilmek istiyor. Bu insanlar yandaş kayırmanın bitmesini istiyor.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Şanlıurfa'da bir otelde düzenlenen kanaat önderleri ve iş insanları toplantısında konuştu.
Tam 2 buçuk yıldır dükkan dükkan gerçekleştirdiği esnaf ziyaretlerini hatırlatan Akşener, "Bunun bir mesajı var. Önce benimle dalga geçildi ama şimdi herkes tekrarlıyor. Sürdürülebilir bir iş yaptığınız zaman mutlaka oraya dikkat çekersiniz. Tekrar tekrar aynı işi yaptığınız zaman bir süre sonra oraya dikkat çekersiniz" dedi.
Yeni bir genel başkan ancak çok uzun bir zamandır siyasetçi olduğunu belirten Akşener, "Tecrübe konusunda herkesle aşık atabilirim. Hele DYP'de politikaya başladığım için uzman sayılırım. Amma velakin genel başkanlık da yeniyim, öğrenen bir insanım." ifadelerini kullandı.
Partisinin grup toplantısı sonrası bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşılıklı sözlerinin kendisine sorduğunu hatırlatan Akşener, "Aranızda DYP'de benimle çalışmış olanlar var. Beni tanırlar. 'Elinin körünü' diyecektim. Genel başkan olduğumu hatırladım diyemedim. 'Bana ne kardeşim' dedim, yürüdüm" şeklinde konuştu.
Genel merkez binasına geldikten sonra yanındakilerine "Bu bir yün yumağı" dediğini söyleyen Akşener, "İçinde seçmenin olmadığı, seçmenin derdinin bulunmadığı bir yün yumağı. Dolayısıyla bizim bu işin içine girmemiz mümkün değil. Biz çıkalım, peki ne yapalım? Bir şeyi hatırlatmak için esnaf gezelim. Esnafın müşterisi velinimetidir." diye ekledi.
"Hiçbir esnafın müşterisini kovaladığını, 'defol git' dediğini duymamışsınızdır. Yanındaki dükkan sahibiyle de dövüştüğünü görmemişsinizdir." diyen Akşener, esnafın kendi aralarında hizmet üzerinden rekabet ettiğine işaret etti.
İYİ Parti lideri şöyle devam etti:
"Esnafın bir özelliği daha var. Burada sanayicilerimiz, kanaat önderlerimiz, çiftçilerimiz var -ki bu sene çiftçilerimiz yanıyor. Şimdi besicinin ürettiğini de, çitçinin ürettiğini de, sanayicinin ürettiğini de satan esnaf. Yani hem ekonominin bel kemiği hem de müşteri velinimet olduğu için siyasetçi için bir rehber. Bugünkü siyasetçinin unuttuğu 'seçmen velinimettir' anlayışını, buna olan inanışı yeniden hatırlatmak için esnaf seçtik."
İlk günlerde dalga geçilen esnaf ziyaretlerinin bugün ayrıcalık haline geldiğini belirten Akşener, sözlerinin devamında iş insanları ile yaptıkları buluşmalara değindi.
Hizmet üzerinden rekabetin ne anlama geldiğini anlatmak istediğini söyleyen Akşener, "Ben bu ülkenden aldım kardeşlerim. Bu ülke yorgun. Benim gibi alanlar var aranızda. Bu millet yorgun. Bu millet huzur istiyor. Bu millet artık yan yana yürümek istiyor. Bu millet, bu insanlar liyakatli insanlar tarafından yönetilmek istiyor. Bu insanlar yandaş kayırmanın bitmesini istiyor. Bu insanlar 92 puan alıp atanamamış çocuğunun yerine 58 puanla atanmış gençlerin varlığını duymak istemiyor. Büyükşehirlerde ev genci denilen bir kavram var, onların olmasını istemiyor. Haksızlıkların, hukuksuzlukların giderilmesini; adaletin tesis edilmesini istiyor. Bunun anlamı makulde buluşmaktır." dedi.
Akşener, şöyle devam etti:
"Ben bu ülkeden almış bir insan olarak; yani devlet okullarında sizlerin vergileriyle okumuş, o tahsil sonrasında üniversitede hoca olmuş, üniversitede sizin çocuklarınızı okutmuş sonra bir vesile çıkmış, politikaya dahil olmuş, orada da sizlerin oylarıyla milletvekili seçilmiş, daha sonra sizlerin teveccühü ile Türkiye'nin ilk ve en genç kadın içişleri bakanlığı makamına atanmış, dolayısıyla vergilerinizle başlayan okuma sürecinin sonunda gelinen noktada bugün bir siyasi partinin genel başkanı olarak size hitap edebilen, bir köylü kızı olarak; o gün İzmit'in bir köyünde doğan Meral'in elde ettiği şanslara, benim doğduğum şehrin köylerindeki kız çocukları sahip değilse, Şanlıurfa'nın köylerindeki kız çocukları sahip değilse, parası olanın çocuklarının okutulduğu bir Türkiye varsa, okul puanı adı altında devlet okullarından gelen çocukların puanları ile özel okullardan gelen çocukların puanları ile yapılan imtihanlar neticesinde köy çocuklarının sınav kazanmasının mümkün olmadığı bir Türkiye varsa, bunları düzeltmek bu ülkeye, bu millete onlardan almış bir insan olarak benim borcumdur."