İçişleri Bakanlığı’nın basının görüntü çekmesini engelleyen, alkollü içki yasağı koyan genelgesinin hükümsüz ve geçersiz olduğunu vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Bugün tanımadığınız hukuk, bir gün gelecek size de lazım olacak” dedi.
İçişleri Bakanlığı genelgesinin 1 Mayıs öncesi getirildiğine vurgu yapan eski DİSK Genel Başkanı Kani Beko, basının engellenmesi sonrasında yaşanacak hukuksuzluklara işaret etti. Genelgede yer alan cep telefonu ibaresine dikkat çeken Beko, basın kartı olmasına rağmen telefonuyla çekim yapanlara daha fazla saldırdıklarını vurgulayarak, “Genelgede de özellikle belirttikleri gibi cep telefonu ibaresi bundan kaynaklanıyor. Kameraya, fotoğraf makinesi olana gitmezlerken cep telefonu olana daha fazla saldırıyorlar. Bunları görüntüleyen basın mensuplarının cep telefonları yerlere atılıp kırılmaya çalışılması kabul edilemez. Bu durum polisin yaptıklarını ele almamakla başlar sonrasında kadına ve çocuğa şiddet de dahil hiçbir şiddet vakasında, olayda çekim yapamamaya kadar uzanır. 1 Mayıs'ta pankart açan işçilere ters kelepçe, boynuna basma gibi polisin yaptığı işkence kabul edilemez. Hiçbir basın mensubumuzun işinden dolayı baskı görmemelidir. Unutulmasın ki basın özgürlüğü Anayasal bir haktır!” dedi.
"128 MİLYAR DOLAR GÜNDEMİ DEĞİŞTİRİLİYOR!"
İçişleri Bakanlığının Anayasaya aykırı bir diğer genelgesinin kapanmadaki alkollü içki satışı yasağı olduğunu söyleyen Beko, tek adam yönetiminin dini referanslardan beslendiğini ve bundan hiç vazgeçmediği eleştirisinde bulunarak, “Sarayın geldiği son noktada pandemiyi bahane ederek alkollü içki yasağı getirmeye çalışmaktadır. Türkiye bir turizm ülkesidir. Bakın üzerinden yaşadığımız bu kadim topraklar binlerce yıldır dünyanın şarapçılık merkezlerinden biri olmuştur. Tek adam yönetimi binlerce yıllık bir geleneği yok etmeye çalışması aynı zamanda ülke ekonomisini de yok etme anlamına gelir. Yapılmak istenen bir taraftan toplumun tepkisini ölçmek, diğer taraftan 128 milyar doların kimlere verildiğini açıklayamayan iktidarın gündem değiştirmesidir. Bu yasaklar insanların özel hayatına vurulmuş bir darbedir. Tekel bayilerini korkutarak kapatıyorsun da o insanların nasıl geçineceğini niye söylemiyorsun? Ankara ve İzmir Barolarının hukuksuz, hükümsüz genelgenizi durdurma çalışmasını çok önemli buluyorum. Bugün tanımadığınız hukuk, bir gün gelecek size de lazım olacak” sözleriyle tepki gösterdi.
SANSÜR KADIN CİNAYETLERİNE KADAR UZANIR
İstanbul Sözleşmesinin de Saray Rejimi tarafından hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırıldığını anımsatan CHP’li Beko, sansürün tehlikesine işaret ederek, “Tüm bireyler arasında eşitliği ve şiddetsiz bir yaşamı savunan bir sözleşemeye Saray Rejiminin tahammülü yok. Oysa ki şiddetin her türünün ve özellikle de kadına yönelik şiddetin gün geçtikçe arttığı ağır bir tabloyla karşı karşıyayız. Bugün bu kararları alan bir iktidar yarın kadınların çocukların öldürüldüğü, şiddete maruz kaldığı zaman ortaya çıkan görüntülere de sansür uygulamaya kalkacak hatta görüntü alınmasını engellemeye çalışacaktır. Ülkeyi yönetemeyen iktidar polis ve jandarmayla yönetmeye kalkıyor ve bu yolun sonudur. Şiddetin her türüne karşı mücadelemizi yükselttiğimiz bu günlerde bu hukuksuzluklara sessiz kalmak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Beko, Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyetler çizgisinden ayrılmayan insanların ülkesi olduğunu ve öyle kalacağını da sözlerine ekledi.