Başbakan Yıldırım, “Alçak darbe girişimi FETÖ’nün artık son kozuydu. 40 yıllık birikimlerini bütün marifetlerini bir gecede ortaya koyacaklardı. Her şey tamamdı, orduya sızmışlardı, yeterince palazlanmışlardı” dedi.
Başbakan Yıldırım, “CHP ve onun akıl daneleri adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanı seçimini yaptırsalardı, bugün belki de biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık” ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı’na yönelik sözlerini “Cumhurbaşkanımıza bu haksız, yakışıksız, çirkin ithamı yapan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı cumhurbaşkanımıza karşı en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir” dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi toplantısında konuştu. Toplantıya Başkanlık eden Yıldırım, partilileri 15 Temmuz şehitleri için Fatiha okumaya davet etti. Başbakan Yıldırım, Kuzey Irak sınırındaki Güven Dağı bölgesinde güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirilen havanlı saldırıyı yapanların daha önce Diyarbakır’da sekiz ayrı eylemi gerçekleştirdiğini söyledi.
"CUMHURİYETİMİZİN 100. KURULUŞ YILDÖNÜMÜMÜZÜ ÇOK DAHA FARKLI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Dün kutlanan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına değinen Yıldırım, “Cumhuriyeti sadece korumakla yetinmeyeceğiz, aynı zamanda Türkiye’yi daha da büyütmek, daha da güçlendirmek için canla, başla çalışacağız. Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümümüzü çok daha farklı bir şekilde gerçekleştireceğiz” dedi.
“CHP HEP VESAYETLERİN GÖLGESİNDE İKTİDAR ARAYIŞIYLA BUGÜNLERE GELMİŞTİR”
“Gelişmeleri ve dönüşümü gerçekleştirirken diğer yandan da AK Parti vesayetçilerin, darbe özlemcilerinin de birer birer tepelerine vura vura geliyoruz” diyen Yıldırım, darbe girişimine kadar AK Parti’ye şu müdahalelerin yapıldığını anlattı:
“Hatırlayın ilk açık müdahale e-muhtıradır. 2007-27 Nisan’ında ‘Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz’ dediler. ‘Bu işin çözümü millettir’ dedik ve millete geldik. Millet kararını verdi. ‘Cumhurbaşkanını ben seçeceğim’ dedi ve o referandumla birlikte artık cumhurbaşkanının hal tarafından doğrudan seçilmesinin önü açılmış oldu. Bu Türkiye’deki yönetim sisteminin en önemli değişikliğinin başlangıcıdır. Bugün Başkanlık tartışmalarının da başladığı nokta budur. Eğer CHP ve onun akıl daneleri o gün adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanı seçimini yaptırsalardı, bugün belki de biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık. Ancak maalesef CHP siyasi hayatında hep vesayetlerin gölgesinde iktidar arayışıyla bugünlere gelmiştir.
“AĞAÇ, YEŞİL DİYEREK İKTİDARI DEVİRME HEVESİNE KAPILDILAR”
Hemen arkasından kapatma davası açtılar. Türkiye’nin en büyük partisine açtılar. Dünya demokrasine örneğine üçüncü dünya ülkelerinde bile rastlanmayacak bir alçak girişimde bulundular. Onu da savuşturduk. Bunlar durmadılar. Yargıyla darbe yapmaya kalktılar. O yargı darbesini de yine millete giderek, yargı reformunu gerçekleştirerek aştık. Bununla da yetinmediler gezi olaylarını tertip ettiler. Ağaç, yeşil diyerek Türkiye’de istikrarı bozmak, iktidarı devirmek hevesine kapıldılar. O günlerde dünyada başka yerlerde de gösteriler vardı. Venezüella’da, Brezilya’da, Şili’de, Meksika’da vardı. Onlar sokaklarda yöneticilerine diyordu ki ‘Paraları çarçur etmeyin, yol yapın, havaalanı yapın, tren yolları yapın’ diye protesto yapıyorlardır. Türkiye’deki geziciler de ‘Yol, havaalanı, köprü yapmayın’ diye propaganda yapıyorlardı. Türkiye ne zaman yol almaya başlasa, ne zaman zincirlerinden kurtulsa mutlaka başını meşgul edecek bir vesayet odağı icat ediliyor, meydanlara sürülüyor.”
“FETÖ TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKEN CUMHURBAŞKANIMIZ SESİNİ TAM OLARAK DUYURAMADI”
17-27 Aralık sürecinin Türkiye’nin demokrasisine yargı yoluyla bir darbe kalkışması olduğunu ifade eden Yıldırım, “Onlara dersini 17 Aralık sabahı Cumhurbaşkanımız sesini yükselterek bu ülkeyi darbecilere asla teslim etmeyeceğiz dedi. O gün FETÖ tehlikesine dikkat çeken Cumhurbaşkanımız maalesef sesini tam olarak duyuramadı. Birçok siyasi partinin yanına, birçok arkadaşımız bile bu meselenin ciddiyetinin ne kadar derin olduğunu bu tehlikenin ne kadar büyük olduğunu idrak edemedi” diye konuştu.
“40 YILLIK BİRİKİMLERİNİ, BÜTÜN MARİFETLERİNİ BİR GECEDE ORTAYA KOYACAKLARDI”
AK Parti iktidarının önüne çıkan en büyük sınamanın 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu kaydeden Başbakan Yıldırım, “Alçak darbe girişimi FETÖ’nün artık son kozuydu. 40 yıllık birikimlerini bütün marifetlerini bir gecede ortaya koyacaklar, bir milleti esir alacaklardı. Milletin üzerine ateş ederek akılları sıra seçilmiş hükümeti iş başından uzaklaştıracaklar, seçilmiş Cumhurbaşkanının hayatına kast edecekler ve hayallerindeki iktidarı zahmetsiz ele geçireceklerdi. Her şey tamamdı, orduya sızmışlardı, yeterince palazlanmışlardı. Yargıda yeterince iyi noktalara gelmişlerdi. Bürokraside, iş hayatında, eğitimde her yerde onlar vardı. Akılları sıra tam zamanıydı hükümeti ala aşağı edelim zahmetsiz bir şekilde iş başına gelelim. Akıl hocaları da şimdi tam zamanı demiştir. Hesap edemedikleri şey Hakk’ın ve halkın gücüdür” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NUN CUMHURBAŞKANIMIZA KARŞI BİR ÖZÜR BORCU VAR”
Darbe girişiminin ardından Yenikapı mitinginde bir söz verdiğini ve “Yenikapı ruhuna gözümüz gibi sahip çıkacağız” dediğini hatırlatan Yıldırım, “Bugün bu sözümüzün arkasındayız. Ancak Ana Muhalefet Partisi fırsat buldukça bu ruhu ortadan kaldırmak, yine bildik ayrılıkçı, ayrıştırıcı, çatışmacı siyaset alışkanlığına dönmek istiyor” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanına yönelik ifadelerini “son derece talihsiz” olarak niteleyen Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nu şu sözlerle eleştirdi:
“Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının son derece talihsiz bir açıklaması oldu. ‘Beyefendi Marmaris’te tatildeyken Meclis topa tutuluyordu’, diyor. Bu son derece haksız ve yakışıksız bir açıklamadır. 15 Temmuz gecesi Türkiye büyük bir tehlike atlattı. Olağanüstü günlerden geçtiğimiz böyle günlerde siyasetin gerilmesini kutuplaşmasını istemek, bu ülkeyi sevmek demek değildir. Ülkemizin zor bir süreçten geçtiği bu zamanlarda siyasetin gerilim üretmesini istemiyoruz. Cumhurbaşkanımıza bu haksız, yakışıksız, çirkin ithamı yapan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını cumhurbaşkanımıza karşı en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir. Çünkü cumhurbaşkanımızın o gece nerede olduğunu cümle alem herkes biliyor. O gece darbecilerin ilk olarak cumhurbaşkanımızı almaya, onun hayatına kast etmeye gittiklerini de bütün Türkiye biliyor. Cumhurbaşkanımızın o gece gösterdiği dirayet ve cesaret bütün dünyada hayranlıkla karşılanıyor. Biz de geçmiş dönemlerde olduğu gibi şapkamızı ceketimizi alıp kaybolmadık. Tankların tüfeklerin karşısına göğsüyle siper olan bu aziz milletin karşısında şapka çıkardık. Teslim olmayı bir an bile düşünmedik.”
Binali Yıldırım, “AK Parti’de darbeye karşı göğsünü siper etmek vardır. Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımız o gece her saniye milletiyle beraberdi. Peki o gece siz neredeydiniz?” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, “Vatandaş bir başkan için, bir Meclis için, milletvekili için ayrı ayrı sandığa gitmeyecek bir seferde ikisini de halletmiş olacak. Bir kere burada büyük bir zaman, kaynak tasarrufu var. Aynı zamanda Başkanın ve oluşturacağı Bakanlar Kurulu’nun işlerini takip edecek, denetleyecek, yol gösterecek, memleketin ihtiyacı olan kanunları çıkaracak bir Meclis var” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, “Asıl başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme riski vardır. Buradan açıkça söylüyorum. Başkanlık üniter yapıyla olacak. Yani başkanlık demek federasyon demek değildir.
Başbakan Yıldırım, Haliç Kongre Merkezi’nde partisinin İstanbul il başkanlığı genişletilmiş danışma meclisi toplantısına katıldı. Gizlenmenin, saklanmanın ve darbecilere alkış tutmanın AK Parti’nin geleneğinde olmadığını vurgulayan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “AK Parti’de darbeye karşı göğsünü siper etmek vardır. Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımız o gece her saniye milletiyle beraberdi. Peki o gece siz neredeydiniz? Bunun cevabını verin” şeklinde seslendi. Darbe girişiminin gerçekleşmesinin ardından CHP Genel Merkezi’nin “FETÖ’cülerin ağlama duvarına” döndüğünü söyleyen Başbakan Yıldırım, “Mağdur edebiyatıyla her fırsatta FETÖ’cülere moral veriyorsunuz” diyerek, etkinliğe katılanların “İdam isteriz” sloganına cevap vermedi.
“7 MADDEYİ AK PARTİ CHP VE MHP OLARAK GEÇİRELİM”
Anayasa meselesinin halledilmesi gerektiğini söylediklerinin altını çizen Yıldırım, “Üç parti temsilcileri bir araya geldi ve bu Anayasayla ilgili gerekli ortak çalışmayı yaptılar. 7 maddelik bir metinde anlaşıldı. Benim buradan teklifim şudur, en azından anlaşılan bu 7 maddeyi AK Parti, CHP ve MHP olarak birlikte geçirelim bu meseleyi halledelim. Ancak bu yetmez, bu arada bu üçlü çalışmada yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a dün Aydın’da çirkin bir saldırı yapıldı ve yaralandı. Kendisine Allah’tan şifa diliyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’yla, Sayın Tezcan’la görüştüm. Sağlık durumu iyi” diye konuştu.
“YAPILACAK OLAN MEVCUT DURUMU MEVCUT ANAYASAYLA UYGUN HALE GETİRMEKTİ”
“Gündemi meşgul eden, kamuoyunu meşgul eden yeni anayasayı ve hükümet sistemini de ele alıp çözmemiz lazım” diyen Yıldırım, başkanlık sistemi ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Bu konuya, Cumhurbaşkanı’nın millet tarafından seçildiği günden beri AK Parti olarak dikkati çekiyoruz. Diyoruz ki ‘Cumhurbaşkanı artık halk tarafından seçilmiştir. Dolayısıyla siyasi sorumluluğu vardır. Mevcut Anayasada sorumsuz diye yazılmış olması bu gerçeği değiştirmez’ o halde yapılacak olan mevcut durumu mevcut Anayasayla uygun hale getirmektir. Bunun için başkanlık sistemi de dahil, Anayasamızda ihtiyaç duyulan yargıyla, yürütmeyle, yasmayla ilgili değişiklikleri gelin birlikte gerçekleştirelim. Meclis’te konuşalım ama yetmez işi sahibine götürelim.
“CUMHURBAŞKANI ANAYASAL OLARAK DA SORUMLU OLMASI GEREKİR”
Geçenlerde MHP Genel Başkanı Bahçeli dedi ki ‘Bu iş böyle yürümüyor. Ya gelin parlamenter sistemi güçlendirelim, yoksa bunu istemiyorsanız o halde bu mevcut durumu, fiili durumu düzeltelim’ doğru söze ne denir? Eyvallah. Biz dedik ki ‘Buyurun, gelin bu durumu düzeltelim’ millet bunu bekliyor. Anayasa değiştirildi, Cumhurbaşkanı’nı millet seçiyor. Milletin seçtiği, milletin iradesine sahip Cumhurbaşkanı, Anayasal olarak da sorumlu olması gerekir. Siyaseten en azından sorumlu olması gerekir ama mevcut Anayasa buna imkan vermiyor. O halde yapılacak değişiklikle Meclis’in yasama iradesinin daha da güçlendirilmesi, yürütmenin tek başına iktidarı garanti edecek şekilde yeniden dizayn edilmesi, Türkiye’nin birliği, beraberliği, gelişmesi için 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi için bölücülerle, FETÖ’cülerle, iç ve dış düşmanlarla zafiyete düşmeden mücadele etmesi için güçlü tek başına iktidar çıkarması lazım her seçimden. Bunun da yolu başkanlık sisteminden geçiyor.”
“BAŞKANLIK ÜNİTER YAPIYLA OLACAK”
Başkanlık sisteminin bölünme getireceği iddialarına cevap veren Yıldırım, “Asıl başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme riski vardır. Buradan açıkça söylüyorum. Başkanlık üniter yapıyla olacak. Yani başkanlık demek federasyon demek değildir. Federasyon olan yerler de var, olmayan yerler de var. Türkiye’de başkanlık sistemi 780 bin kilometrekare vatan toprağının bir karışının bile bölünmediği, ayrıştırılmadığı tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet ülküsünün, ilkesinin esas alındığı bir sistemdir. Hiç kimse ‘Başkanlık eyalet sistemini getirecek, başkanlık bölünme getirecek diye tezviratlarda, yalan yanlış beyanlarda bulunmasın” ifadelerini kullandı.
“DARBECİLER YAZ ALDIKAÇTI’ DEMİŞ”
Başbakan Yıldırım, başkanlık sistemi ile belediye başkanlığı arasında fark olmadığını aktararak, başkanlık sistemi hakkındaki açıklamaların şöyle devam etti:
“İstanbul Belediye Başkanı, seçimde geliyor hizmet ediyor. Onun bir Meclis’i var. Meclis’i de seçimde geliyor, başkanı denetliyor. Başkan da verilen bütçeyle şehrin bütün hizmetlerini görüyor. Meclis’te değişik partiler var ama Meclis’in çalışması kendi içinde. Bazı işlere hep birden ‘evet’ diyorlar, bazı işlere itiraz ediyorlar. Bu da mümkün bu da demokrasinin gereği ama ne oluyor? Meclis ile başkanın seçimi aynı oluyor. Aynen başkanlık sistemi de Meclis de seçilecek, başkan da seçilecek. Vatandaş bir başkan için, bir Meclis için, milletvekili için ayrı ayrı sandığa gitmeyecek bir seferde ikisini de halletmiş olacak. Bir kere burada büyük bir zaman, kaynak tasarrufu var. Aynı zamanda Başkanın ve oluşturacağı Bakanlar Kurulu’nun işlerini takip edecek, denetleyecek, yol gösterecek, memleketin ihtiyacı olan kanunları çıkaracak bir Meclis var. Bugün Meclis, parlamenter sistem, aslında Türkiye’nin sisteminin adı da yok, dünyada örneği de yok. Başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemine benziyor, parlamenter sisteme de benziyor. Darbeciler o zaman Anayasayı yazarken konu Cumhurbaşkanı’na gelince ‘yaz Aldıkaçtı’ demiş bütün ne varsa dünyada yetkiler oraya doldurmuş. Bir yandan parlamenter sistem diyorsunuz, bir yandan da başkanlığın yetkilerini koyuyorsunuz, bir yandan da başkanı Meclis’ten seçtiriyorsunuz. Bir acayip garaip durum. Bunun mutlaka düzelmesi lazım.”
“CHP BU İŞE DESTEK VERMEZSE BU HEDEFİMİZDEN VAZGEÇECEK DEĞİLİZ”
AK Parti’nin başkanlık sistemini ve anayasa değişikliğini tek başına Meclis’ten geçirme şansı olmadığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, “Meclis’teki diğer partilerin, başta MHP olmak üzere, CHP’nin de bu dönüşüme destek vermesini bekliyoruz. İstiyoruz ki katılımın, uzlaşmanın olabildiğince yüksek oranda olsun. bu şerefe Türkiye’yi gelecek kuşaklara taşıyacak bu onuru hep birlikte yaşayalım. CHP’de olsun MHP’ de olsun AK Parti de olsun. Milletimizin bütün renklerini temsil etsin. Ama CHP karışmazsa bu işe destek vermezse de biz bu hedefimizden, vaadimizden vazgeçecek değiliz. Anayasa değişikliğimizi en kısa sürede Meclis’e getireceğiz ve takdirine sunacağız. Meclis’imiz gerekli görüşmelere, müzakereleri yaptıktan sonra, inanıyorum ki işi millete havale edecek. Millete havale edilen her sorun çözülür. Bu güne kadar milletin görevi krizleri çözmek olmuştur. Vekiller hükümetler içinden çıkamadığı her işi millete götürmek mecburiyetindedir” şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım: Asıl Başkanlık Gelmezse Türkiye'nin Bölünme Riski Var
Başbakan Yıldırım, “Alçak darbe girişimi FETÖ’nün artık son kozuydu. 40 yıllık birikimlerini bütün marifetlerini bir gecede ortaya koyacaklardı. Her şey tamamdı, orduya sızmışlardı, yeterince palazlanmışlardı” dedi.
30 Ekim 2016 Pazar 22:11