Başbakan Dokunulmazlık İçin Teklifi Verdiklerini Söyledi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yerel Yönetimler Sempozyumunda konuştu. Belediye Başkanlarına seslenen Davutoğlu, şehirlerin tarihi dokusunu korumak amacıyla yatay mimarinin tercih edileceğini ve kendisinin bizzat görmediği hiçbir TOKİ projesinin hayata geçirilmeyeceğini ifade etti. Şehir yönetiminde; şehir aidiyeti, nezaket, şehir kültürünün muhafazası, şehir ahlakı ve adalet, ehliyet ve liyakat olmak üzere beş prensip olduğunu belirten Davutoğlu, “Biz şehir yönetiminde yakınları öne çıkaran bir tavrı asla kabullenemeyiz ver bunu yapan kim olursa olsun ona gerekli tavrı gösteririz” dedi. Başbakan Davutoğlu, “Millete hizmet için kendisine emanet edilen belediye imkanlarını terörist faaliyetlerin lojistiğinde kullanan başkanlar var. Vatandaşlarım bu belediyeciliği Türki siyasi hayatından ebediyen çıkartacak onlara 2019’da hak ettikleri dersi verecektir” ifadelerini kullandı. Konuşmasında dokunulmazlıklar konusuna da değinen Davutoğlu, “Teröre destek veren, terör örgütünün sözcülüğüne soyunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak için, dün AK Partili milletvekilleri, tam bir kadroyla, omuz omuza 316 imzayla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yasa teklifi verdiler” diye konuştu.

“VATANDAŞLARIMIZI BU ATEŞ ÇEMBERİNDEN KORUMAK İÇİN KARARLI BİR MÜCADELE İÇİNDEYİZ”

Türkiye sınırlarının yanı başında çok şiddetli çatışmalar olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Dün Kilis Valimizle, Kilis Belediye Başkanımızla, Milli Savunma Bakanımızla ve Genelkurmay Başkanımızla konuştum. Gerekli tedbirler konusunda istişarelerde bulunduk. Bugün incelemelerde bulunak üzere Milli Savunma Bakanımız, Genelkurmay Başkanımız ve Mit Müsteşarımız Kilis’teler. Vatandaşlarımızı bu ateş çemberinden korumak için kararlı bir mücadele içindeyiz. Ülkemizi vatandaşımızı hedef alan tüm şer odaklarıyla sonuç alıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz ve bu şer odaklarını ülkemize zarar veremeyecek hale getireceğiz. Bu saldırılara cüret edenlerin bunun hesabını en ağır şekilde ödeyeceklerinden en ufak bir şüpheniz olmasın” diye konuştu.

“Biz her belediyemizde aynı kalitede hizmet veririz ama her şehri aynı şekilde yönetmeyiz” diyen Davutoğlu, her şehrin kimliğine göre hizmet ürettiklerini söyledi. Davutoğlu, bu anlayışla genel olarak şehirlerin Tarihi dokusuyla öne çıkan şehirler, hızla büyüyen şehirler ve Metropoller olarak üçe ayrıldığını ifade etti.

“TOKİ ARTIK ŞEHİRLERİMİZİN TARİHİ BİNASINA UYGUN BİNALAR İNŞA EDECEK”

TOKİ eliyle yapılan yeni binalar için şehrin tarihi mimarisine uygun olma şartının getirildiğini kaydeden Davutoğlu, “İnşallah TOKİ artık şehirlerimizin tarihi binasına uygun binalar inşa edecek. TOKİ başkanımıza ve ilgili arkadaşlara net talimatlar verdim. Bizzat görmediğim hiçbir TOKİ projesi hayata geçirilmeyecek ve şehirlerimizde, şehrin özgün mimarisine aykırı tek bir TOKİ inşaatı yapılmayacak” dedi.

“DİKEY MİMARİ YERİNE İSTANBUL’UN DOKUSUNA UYGUN YATAY MİMARİYİ HEDEF ALACAĞIZ”

İstanbul’un tarihi dokusuna ve çevre dokusuna aykırı hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceklerini vurgulayan Davutoğlu, “Dikey mimari yerine İstanbul’un dokusuna uygun yatay mimariyi hedef alacağız. Önümüzdeki günlerde benzer şekilde Ankara’mızla ilgili olarak Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ekibiyle bir araya gelecek Ankara’mızla bütünleşen projelere ağırlık vereceğiz. Biblo gibi şehirlerimizi koruyacağız, gelişen şehirlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacağız” diye konuştu.

Doğal estetiği insani estetikle buluşturamamış bir şehrin, hakiki manada şehir niteliği kazanamayacağının altını çizen Davutoğlu, Belediye Başkanlarına, “Geleceğin şehrini insan ruhunu sıkıntıya sokan dikey bir şehir olarak tahayyül edemeyiz. Sizin vazifeniz Türkiye’nin her yerinde şehrin işlevsel yönünü ve estetik özelliğini tahkim etmektir. Pazarını, piyasasını güçlendirmek, sanayisini tarımını tahkim etmektir” diye seslendi.

“BİZ ŞEHİR YÖNETİMİNDE YAKINLARI ÖNE ÇIKARAN BİR TAVRI ASLA KABULLENEMEYİZ”

AK Parti iktidarlarının şehirlerin tarihi kimliğinin bozulmasına asla izin vermeyeceğini ifade eden Davutoğlu, bu noktada beş prensibe dikkat çekti. Davutoğlu bu prensipleri şöyle dile getirdi:

“Birincisi şehir aidiyeti, şehir aidiyetinin gelişmesinin en öncelikli şartı da gençlerimizin şehirlerimizi sahiplenmesini sağlamaktır. İkincisi nezaket, şehir atmosferinde komşuluk ilişkilerini, şehrin ahlakını yansıtmaktır. Üçüncü husus şehir kültürünün muhafazası, şehir kültürünü siz inşa edeceksiniz, belediye başkanlarımız temsil edecek. Dördüncüsü şehir ahlakı ve adalet, şehirde adalet ile hükmedeceksiniz. Beşincisi ehliyet ve liyakat, şehir idaresi aynen devlet idaresi gibidir ancak ve ancak ehliyetle, liyakatla taçlanır. Biz şehir yönetiminde yakınları öne çıkaran bir tavrı asla kabullenemeyiz ver bunu yapan kim olursa olsun ona gerekli tavrı gösteririz.”

“BİZ FARKLI PARTİLERDEKİ BELEDİYELERE FARKLI DAVRANMIYORUZ”

Eskiden Belediye Başkanlarına Şehremini dendiğini, yani şehrin emanet edildiği, emin kişi denildiğini fakat günümüzde bu sıfatı hak etmeyen Belediye Başkanları olduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

“Ne yazık ki günümüzde halkın teveccühüyle belediye başkanlığı makamına geldikleri halde şehremini sıfatını hak etmeyenler var. Millete hizmet için kendisine emanet edilen belediye imkanlarını terörist faaliyetlerin lojistiğinde kullanan başkanlar var. Belediyeye ait iş makinalarını, yöre halkının can güvenliğine huzuruna kastetmek için kullanan, çukurlar kazdıran başkanlar var. Milletin verdiği oyları özerklik hezeyanlarıyla suiistimal eden, hizmet için alınan iş makinalarını çukur kazmak için kullanan, altyapı sorunlarına çözüm üretmek, park bahçe yapmak için merkezi bütçeden gönderilen ödeneği yıkımda harcayan başkanlar var. Sizler imar başkanlarısınız, onlar tahrip belediye başkanları. Biz ne yerel yönetimler ne de merkezi yönetim olarak, farklı partilerdeki belediyelere farklı davranmıyoruz. Ayrımcılık yapmıyoruz. Milletin emaneti olan bütçeyi hukuk ve yasalar çerçevesinde kimin ne hakkı var adilane paylaştırıyoruz.”

“Bölgedeki Büyükşehir ya da şehir belediyelerinin, ilçelerden hiçbiri bizde hakkının kaldığını iddia edemez” diyen Davutoğlu, Muhalefet partisinin yönetimindeki belediyelerle ilgili bazı veriler paylaştığını hatırlattı. Muğla, Diyarbakır, Van, Mardin gibi illerdeki hizmet, yatırım ve proje eksikliği ile ilgili çarpıcı rakamlar aktardığını söyleyen Davutoğlu, “Bu tip belediyecilik anlayışı için yolun sonu görülmüştür. Vatandaşlarım bu belediyeciliği Türki siyasi hayatından ebediyen çıkartacak onlara 2019’da hak ettikleri dersi verecektir” dedi.

"316 AK PARTİLİ MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI İÇİN YASA TEKLİFİ VERDİ"

Başbakan Davutoğlu, teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak için, dün AK Partili milletvekillerinin, 316 imzayla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yasa teklifi verdiğini söyledi. Davutoğlu, AK Parti’nin yasa teklifi verirken hiçbir fire vermediğini belirterek, Kılıçdaroğlu’nu şu ifadelerle eleştirdi:

“CHP kendi milletvekillerinin de yargı önüne çıkmasından endişe ediyor. Korkuyorlar, çekiniyorlar. Anayasa Komisyonundan geçtikten sonra Genel Kurul’da takke düşüp kel görünecek. Kimin mahkemelerden korktuğu, kimin korkmadığı ortaya çıkacak. Günlerdir ağza alınmayacak hakaretlerle meşgul olan Kılıçdaroğlu, nezaketsizlik rekorları kırmaya yöneleceğine neden dokunulmazlıklar konusuna girmiyor. Kendi fezlekelerinin de yargıya intikalinden mi çekiniyorsun Kılıçdaroğlu?”

“CHP’NİN BAŞINDAKİ ‘HASTA ADAM’, BİZE SALDIRMAYA BAŞLADI”

Konuşmasında Karaman’da yaşanan cinsel istismar olayına da değinen Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ‘Niye sesiniz çıkmadı?’ diye sorduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:

“Olay ortaya çıktığı anda kamuoyuna hitap ederek ilk konuşan benim. Bizim hiçbir kötü eylemin, sözün yanında olmamız mümkün değil. Hal böyle olmasına rağmen, CHP’nin başındaki ‘hasta adam’, bize saldırmaya, bakanımıza saldırmaya, hızını alamayıp her yere saldırmaya başladı. Dünkü konuşmalarıyla bir kez daha tedaviye muhtaç, patolojik bir vaka olduğunu gösterdi. Önce tıbbi bir muayeneden, sonra ahlaki bir dersten geçirmek lazım Kılıçdaroğlu’nu.

Paralel yapının sözcülüğüne soyunmuş, paralel yapıya partisini teslim etmiş bu kişinin seviyesizliği hat safhaya ulaştı.Türkiye ile ilgili bir hayali, bir vizyonu olmadığı için gündeme gelmek amacıyla maalesef hakaret ve iftira gibi çirkinliklere yöneliyor. Sarf ettiği çirkin sözlerle gündem olmak maalesef bu seviyesiz şahsiyeti rahatsız etmiyor. Yıllardır kendi partisinin seviyesini ısrarla dibe çeken bu şahıs artık Türk siyasetinin de seviyesini dibe çekme gayretinde.”