Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde düzenlenen 4. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Karadeniz’de bir yıl içerisinde 3 keşifle 540 milyar metreküplük rezerv bulduk. Bunlar Sakarya Gaz Sahası lokasyonunda gerçekleşti. Belki bu yıl içerisinde o sahanın güneybatısındaki bir sahada daha keşif amaçlı bir sondaj kuyusu açabiliriz. Bu bilinmezleri çok olan bir alan. Baştan bazı tahminlerle yürüyoruz. Çok küçük oranlarla başlayan tahminler yapılan çalışmalarla yüzde 90’lara ulaşıyor. Yukarıdaki sismik verilerden elde ettiğimiz verilere göre, ciddi bir tahmin imkanına sahip oluyoruz. Ondan sonra kuyuları açıyoruz. Artık çok daha ümitliyiz. Karadeniz’de ilave rezervler bulacağımızı düşünüyoruz” dedi.
Zirvede düzenlenen ve moderatörlüğünü Okan Müderrisoğlu ile Özlem Doğaner’in yaptığı özel oturumda değerlendirmelerde bulunan Dönmez, Türkiye’nin 540 milyar metreküp ile doğalgazda tüketen ülke konumundan üreten ülke konumuna doğru gittiğini belirten Dönmez, “Bu henüz ihtiyacımızı tam anlamıyla karşılamasa da enerjide dışa bağımlılığı azaltacak önemli bir keşif. Yılda enerjiye ortalama 40 milyar dolarlık bir fatura ödüyoruz. Ekonomiyi rahatlatmamız açısından bu dışa bağımlılığı biraz azaltmamız gerekiyor. Hem bize hem özel sektöre görev ve sorumluluklar düşüyor. Artık arz güvenliği sorununu düşünmüyoruz. Hem kaynakları hem teknolojiyi yerlileştirme yönünde hareket ediyoruz. Bu sahada ortalama 25 yıl gibi bir işletme planı olacak. 540 milyar metreküplük bir sahada yıllık 15 milyar metreküplük bir üretimle Türkiye’deki konutların ihtiyacını karşılayacak kadar gaz üreteceğiz” diye konuştu.
‘2 yılda gazı karaya taşımaya yönelik çalışıyoruz’
Karadeniz’de bütün çalışmaların 2 yılda gazı karaya çıkarmak üzerine kurulduğunu anlatan Dönmez, şunları söyledi:
“Ön mühendislik çalışmalar tamamlandı. Kritik malzeme siparişleri verildi. Planlanan takvime göre ilerleme sağlanıyor. Aksilik olmazsa 2 yıl sonra biz Karadeniz gazını
kullanmaya başlayacağız. Tüm dünyada olduğu gibi ilk aylarda çok düşük miktarlarla başlayacağız. 40 üretim kuyusu açmayı planlıyoruz. İlk etapta üretim 8-10 kuyudan olacak. Karadaki işleme tesislerinin inşası ve hatların tamamlanması ile gaz temini sağlanacak.”
‘Doğu Akdeniz’de umut vaat eden sahalar var’
Doğu Akdeniz’de umut vaat eden sahalar olduğunu söyleyen Bakan Dönmez, "Doğu Akdeniz'de sekiz kadar sondaj yaptık, ciddi deneyimler kazandık. Filo sayımız arttı. Her gün işi biraz daha hızlandırarak yapıyoruz. Bu iş güvenliğinden taviz verdiğimiz anlamına gelmesin. En yüksek hizmet kalitesini sağlamak durumundayız. Güzel bir hız yakaladık. Akdeniz’de tabanda ciddi bir tuz katmanı bulunuyor. Karadeniz’de çalışmak daha kolay. Akdeniz için bazı tahminlerimiz var. Tahminlerimizin yüksek olduğu kuyular için harekete geçiyoruz. Yavuz Sondaj Gemisi’ni uzun süreli bir bakıma aldık. O bittikten sonra tekrar orada sondajlara başlayacağız. Karadeniz’de olduğu gibi orada da yeni keşifler yapma ihtimalimiz yüksek" dedi.
‘Mısır ile anlaşma yeni fırsatlar doğuracak’
Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmaları kapsamında diğer ülkelerle temasların giderek arttığını aktaran Dönmez, “Burada KKTC ile baştan itibaren bir işbirliği yapıyoruz. Bu işbirliği adımları Libya ile devam etti. Geldiğimiz noktada da Mısır ile temaslara başladık. Denizden komşu iki ülke olarak yetki paylaşımı anlaşması gündemde. Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik adımlar atılırken bu iki ülke ve yatırımcılar için fırsat oluşturacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin son 20 yılda yenilenebilir enerji alanında ciddi bir atılım gerçekleştirdiğini belirten Bakan Dönmez, şunları söyledi:
“30 megavat seviyelerinde kurulu gücü ve santral sayımızı kat kat arttırdık. Şimdi kurulu gücün yarısı yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Yeni projeler destek mekanizmaları ile daha rahat finansman imkanı buldu. Şimdi YEKA’ları devreye soktuk. Bu doğal kaynakları kendi yerli teknolojimizle elektriğe çevirecek. Eskisinde de yerli aksam desteği vardı, ama tercih bağlıydı. Şimdi daha yerli ağırlıklı bir sistem oluşturduk. Son YEKA’lar çok rekabetçi ortamda gerçekleşiyor. Kat kat fazla talep var. Bu yıl rüzgarda 2 bin megavatlık bir YEKA yarışması planlıyoruz son çeyrekte yine bin megavatlık bir güneş mekanizması planlıyoruz. 2030’a kadar güneş ve rüzgarda 20 bin megavatı sisteme kazandırmaya çalışıyoruz.”
‘Sanayiciler gümrük vergisine takılmayacak’
“Bu coğrafya bizim. Enerjiyi en temiz şekilde elde etmemiz lazım. Atmosfer müşterek” diyen Bakan Dönmez, “Tüm ülkelere bu anlamda sorumluluk düşüyor. AB 2050’de sıfır karbon hedefliyor. İthal edeceği ürün ve hizmetlerin üretim süreçlerinde de buna dikkat edilmiyorsa sınırda karbon vergisi uygulayacak. Tüm bunları da göz önünde
bulundurmak gerek. Yenilenebilir kaynakların yerine de tercihimizi yine çevreye en duyarlı enerji modellerinden yana kullanacağız. Sanayiciler Avrupa’ya sattığı ürünlerde gümrük vergisine takılmamak için yeşil kaynak garanti belgesi alacak. Bir miktar fazla bedel ödeyerek, yeşil tarifeden yararlanacak. Sonuçta da AB’ye sorunsuz ürün satabilecek” dedi.
‘Yılda 3 milyon metre sondaj yapıldı’
Maden konusunda da Türkiye’nin attığı adımları hızlandırdığını anlatan Bakan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“MTA son 4 yılda 3 milyon metre civarında sondaj yaptı. Havadan jeofizik görüntülemeyi tamamladık. Bu konuda elimizde daha güçlü veriler var. Bu sayede sondajlarımızdaki isabet oranlarımızı arttırdık. Kaynak çeşitliliğimiz yüksek... 90 civarında maden çeşitliliğimiz var, ama bunlardan 70’ini üretebiliyoruz. Ekonomik değilse üretmenin bir anlamı yok. Artık çıkan cevheri işlemeyi tercih ediyoruz. Bakır, çinko, kurum gibi bazı sahalarımızı katma değerli üretim için ihale ettik. Bu alanda 140 bine yakın doğrudan istihdam var. Biz de olmayan üretimi az olan ürünleri de ithal ediyoruz. Altın konusunda da en faydalı olacak şekilde arama ve üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.”