-MHP Lideri Devlet Bahçeli, muhalefetin mutabakat metnine Tarkan'ın "Kuzu Kuzu" şarkısındaki gibi cevap verirken "Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak, ya da Türk milleti bunların hepsini birden ayıklayıp, önüne kattığı gibi tarihin bodrum katına süpürecektir" dedi.
-Devlet Bahçeli MHP Grup toplantısında yaptığı konuşmada Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir" dedi.
-Bahçeli 28 Şubat 6'lı mutabakat metnine "28 şubat bildirisi, buruşturulup atılacak kağıt parçası" dedi. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye'nin önemli başarılar kazandığını kaydetti.
ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir" dedi. 6'lı ittifakın mutabakat metnine "28 şubat bildirisi buruşturulup atılacak kağıt parçası" diyen Bahçeli, "Metinde Türkiye yok, Türk milleti yok, inanç yok, tutarlılık yok, milli birlik ve kardeşliğe en küçük atıf yok" dedi. Bahçeli zillet ittifakı liderlerine "Biden'in muhbirleri" sert suçlamasını yaptı. Bahçeli Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi konusunda, muhalefete Tarkan'ın kuzu kuzu parçasını anımsatacak şekilde "Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak, ya da Türk milleti bunların hepsini birden ayıklayıp, önüne kattığı gibi tarihin bodrum katına süpürecektir" dedi.
-"28 ŞUBAT BİLDİRİSİ BURUŞTURULUP ATILACAK KAĞIT PARÇASI"
Ukrayna’da mevcut Cumhurbaşkanıyla son seçimdeki siyasi rakibinin aynı anda çelik yelek giyip ülkelerini savunurken, zillet ittifakının Türkiye'nin sırtına hançer vurmanın hazırlığı içinde olduğunu kaydeden Bahçeli, 6'lı ittifakın tepki çeken mutabakat metni ve imza töreni için şunları söyledi:
"28 Şubat post-modern darbesinin yıl dönümünde, Ankara Bilkent Otel’de uzun bir masanın etrafında dizilen güdümlü altı parti 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' adıyla 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır.
Yarının Türkiye’sini inşa etmek için adım attıklarını söyleseler de, metinde Türkiye yoktur, Türk milleti yoktur, inanç yoktur, tutarlılık yoktur, insicam yoktur, irade yoktur, milli birlik ve kardeşliğe en küçük atıf yoktur.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem teklifi, güçsüzleştirilmiş Türkiye’nin taslak beyannamesidir.
Ve bizim nazarımızda buruşturulup atılacak kağıt parçasından farksızdır.
Neymiş, Türkiye’nin yıllardır umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya gelmişler.
Kılıçdaroğlu’na bakarsak, altı partiye tarih bir sorumluluk yüklemiş.
Tarihi anlamayanların, milleti takmayanların, Türkiye’nin hak ve çıkarlarını tanımayanların küresel güçlerin telkiniyle buluşmaları omuzlarına binen sorumlulukla değil, onurlarını lekeleyen suçluluk psikolojisiyle izah edilecektir.
48 sayfalık metnin içeriği tamtakır kuru bakırdır, hiçbir somut ve yeni bir öneri de yoktur.
Bu metni tarihi yapan tek şey, 28 Şubat zihniyetine uygun olarak 'güçlendirilmiş istikrarsızlık' bildirisi olmasıdır.
Açıklanan metin nitelik olarak bir anayasa önerisi değil, yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçecektir.
Bütüne bakıldığında bir uzlaşma değil, 'uzlaşamama metni' olduğu çok açıktır.
6 partinin ortak çalışmasında ne yeni bir anayasa ne içeriğine ilişkin somut teklifler ne de bir yol haritası vardır.
Bu durum aslında zillet ittifakının hiçbir konuda uzlaşamadığını ve milletimize söyleyecek sözlerinin olmadığını işaret etmektedir.
28 Şubat bildiri metninde uzlaşılan tek nokta milletin ortak iradesi ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi karşıtlığıdır.
Mezkur metin ile 1982 Anayasası’nın da gerisine giderek 1961 Anayasası’nda olduğu gibi 'devletin güçsüzleştirilmesi' amaçlanmaktadır.
1961 Anayasası ile getirildiği gibi Cumhurbaşkanının bir defalığına 7 yıllığına seçileceği söylenirken nasıl seçileceğinin kurnazca üzeri örtülmektedir.
1961 Anayasası döneminde olduğu gibi olağanüstü hal kararnamesinin kaldırılacağı, olağanüstü hal şartlarında devletin mücadele gücünün zayıflatılacağı görülmektedir.
Hâkimler ve savcılar kurulunun birbirinden ayrılarak geriye gidişin yargısal çatısı örülmek istenmektedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ortaya konulan mutlak millet iradesi ve güçlü devlet modeli tersine çevrilerek devletin etkisizleştirilmesi,
Ayrıca 'düşürülemeyen istikrarlı hükümet' anlayışı yerine, Parlamenter Sistem’de 'gensoru yoluyla düşürülebilen istikrarsız hükümetler' dönemine geçiş hedeflenmektedir.
Ortaya çıkacak istikrarsız hükümetler baştan kabul edilerek, çözüm adına 'yapıcı güvensizlik oyu' önerisi getirilmektedir.
Almanya’da uygulanan bu yöntemde hükümeti düşürme çoğunluğuna sahip partilerin yeni hükümeti kurması gerekmektedir.
Bu öneri istikrarsız hükümetlerin kurulacağını baştan kabul ederek, hükümeti düşürenin alternatifini oluşturması önerisidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kabul edilen seçim ittifakı sayesinde ne oy aldığına bakılmadan tüm partiler Meclis’te temsil edilebilirken, Parlamenter Sistem’e geri dönülüp barajın yüzde 3’e çekileceğini ve Meclis’in daha güçlü hale geleceğini söylemek, ne söylediğini bilmeyenlerin şuursuzluğudur.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Meclis’te kaç partinin olduğu hükümetin istikrarına hiçbir şekilde tesir etmemektedir.
Parlamenter Sistem’de yüzde 3 barajı getirmek, hükümetin kurulmasını zorlaştırırken, düşürülmesini kolaylaştıracaktır.
28 Şubat bildirisi 1961 Anayasası gibi zayıf ve istikrarsız hükümetler dönemine ülkeyi mahkum etmek istemektedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ortaya konulan güçlü ve istikrarlı hükümet modeli 15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sarmış, milli beka kararlılıkla ve kahramanca müdafaa edilmiştir.
Irak, Suriye, Libya, Karabağ gibi bölgesel sorunların üstesinden gelinmiştir.
Dünya tarihine geçen küresel bir salgınla mücadelede kararlı bir yönetim sergilenmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda dirayetli bir yönetim ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin rüştü yeniden ispat edilmiştir.
Parlamenter Sistem döneminin istikrarsız ve zayıf yürütme modeline geri dönmeyi istemek tarihin akışını tersine çevirmeye kalkışmaktır ve sonuçsuz kalacağı kesindir."
-KUZU KUZU...
28 Şubat günü zillet ittifakının hiçbir öneride bulunmadığı gibi, yeni bir anayasa vaadini de paylaşmadığın anlatan Bahçeli, "Parlamenter Sistemi kötü bir makyajla tekrar sunan bu 28 Şubat bildirisine karşı milletimizin ortak iradesi ile kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ve 2023’ü yeni bir anayasa ile taçlandırmak temel hedefimizdir. Ölmüş ve ortadan kalkmış bir sistem güçlendirilemez. Milletin geleceği nasıl ve ne zaman yapılacağı belirsiz bir hükümet sistemi değişikliği ile karartılamaz. HDP’nin Dolmabahçe Mutabakatıyla ilgili açıklaması zilletin altı partisine atılmış pas, gönderilmiş selam, biz de varız ve sizinleyiz mesajıdır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışması, PKK’ya, FETÖ’ye, küresel çevrelere, bölücü ve yıkıcı mihraklara ikramdır, itinayla uzatılan kirli elin ibrasıdır. Yasama, yürütme ve yargı alanında yapılan tespit, değerlendirme ve hedeflerin hiçbir yenilik taşımadığı ortadadır. Açıklanan metin geçmişe dönüş beyannamesidir. Yarının Türkiye’sine değil dünün Türkiye’sine özlemdir. Koalisyonlar dönemini tekrar canlandırma niyetidir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dedikleri beyhude bir oyalanma, yükselen Türkiye’nin önünü kesme gayesidir.
Türk milleti bu zillete inanıyorum ki müsaade etmeyecektir. Türkiye’yi tarihin gerisine düşürme emelini hiç kimse başaramayacaktır. Sıradan, basit, etkisiz, kimliksiz, ruhsuz, eskinin kötü bir kopyası olan 28 Şubat Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem açıklaması zillet partilerinin elinde patlamış, hevesleri kursaklarında kalmış, deyim yerindeyse nal topladıkları açığa çıkmış, alayı birden havlu atmıştır. Türkiye’nin geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, gelecek ümidi de Cumhur İttifakı’dır. Türk milleti emsalsiz kararını 16 Nisan Halkoylamasıyla vermiştir. Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak, ya da Türk milleti bunların hepsini birden ayıklayıp, önüne kattığı gibi tarihin bodrum katına süpürecektir."
-RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Bahçeli MHP grup toplantısındaki konuşmasında beşeriyetin, her zamankinden daha fazla huzura, sükûna, sakinliğe, dayanışmaya ve uzlaşmaya ihtiyacı olduğu bir tarih döneminden geçtiğini vurguladı.
Çatışma dinamiklerinin yaygınlık kazanmasının, cepheleşme eğilimlerinin genişlemiş olmasının, hakimiyet ve hegemonya mücadelelerinin yaygınlaşarak bir üst faza, ileri bir aşamaya, tehlikeli bir evreye sıçrama emaresi taşımasının bu düşüncesinin temelini teşkil ettiğini kaydeden Bahçeli, "24 Şubat 2022 Perşembe günü, sabahın erken saatlerinde Rusya Federasyonu komşu ülkesi Ukrayna’ya karşı haksız ve hukuksuz, hiçbir şekilde tasvip edilemeyecek bir işgal hareketi başlatmıştır. Bu askeri operasyon uluslararası hukuka, Ukrayna’nın egemen toprak bütünlüğüne, bağımsız siyasi varlığına ve Minsk sürecine bütünüyle terstir" dedi.
Rusya saldırısının bütün vahametiyle sürdüğünü kaydeden Bahçeli, "Ne var ki, aynı Birleşmiş Milletler yasa dışı ve gayri meşru askeri harekât karşısında cılız ve zayıf kınama mesajlarından başka hiçbir şey yapamamış, suya sabuna dokunan hiçbir irade gösterememiştir. Tarih nehrinde kan akarken, dünya utanç verici bir seyre dalmış, ekonomik ve finansal mahreçli yaptırım kararlarıyla oyalanmıştır. Söz konusu yaptırımların fırlatılan balistik füzelerle nasıl boy ölçüşebileceğini, ağır silahlarla mukayese edildiğinde nasıl bir etki uyandıracağını nedense hiç kimse ağzına alma gereği şu ana kadar duymamıştır" dedi.
1 Ağustos 1975 Helsinki Zirvesiyle kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın işlevini ve iddiasını yitirdiğini belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Putin’in tarihe yalancı şahitlik yaptırarak kanlı işgali haklı çıkarmaya kalkışması mahsurlu bir mantık, çelişki içinde bocaladığının marazi ve trajik bir örneğidir. Yine Putin’in 19’uncu yüzyıl jeopolitiğini diriltme gayesi çok tehlikeli bir Rus ruleti oynama girişiminden başka bir manaya gelmeyecektir. Ayrılıkçı Donbas’ın tarihsel olarak Rusya’nın parçası olduğunu söylemesinin yanı sıra, Ukrayna kıyılarını Osmanlı’ya karşı koruduklarını iddia etmesi de yanlıştır, kafa karışıklığının yoğunlaşmasıdır. Hatırlatırım ki, daha düne kadar Karadeniz adete bir Türk gölüydü. Karadeniz’in kuzeyi bir zamanlar Türk yurduydu, Kavimler Göçü diye bilinen ve atalarımızın üstüne basarak Batı’ya geçtikleri topraklardaki hatıralarımız Türklüğün vicdanında hala kor gibi yanmaktadır. Şayet tarihin şahitliğine müracaat edersek bırakınız Putin’i, Türk milletinin karşısında konuşmaya, ahkâm kesmeye, tarih hatırlatmasına hiç kimsenin, hiçbir devletin ne yüzü ne de cüreti yetecektir.Tarih dile gelirse, tarihi gerçekler şakır şakır konuşmaya bir kez başlarsa, Türk milletinin okunan fermanını duymayan da, dinlemeyen de, hatta dize gelmeyen de kalmayacaktır."
Bahçeli, MHP olarak Rusya-Ukrayna arasındaki silahlı çatışmaların ivme kaybetmesi, süren yüksek gerilimin hafifletilmesi, barış için güçlü bir adım atılabilmesi maksadıyla, Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak istedikleri görüş ve düşünceleri şöyle sıraladı:
"1- Ukrayna’nın siyasi ve toprak bütünlüğüyle egemenlik haklarına mutlak surette saygı duyulmalıdır.
2- Rusya ile Ukrayna arasında çok acil ateşkes rejimi tesis edilmelidir.
3- Rusya işgalden derhal ve önşartsız vazgeçmeli, askeri unsurlarını geri çekmelidir.
4- NATO, doğuya genişleme stratejisini kesinlikle gözden geçirmeli, sanal korkular üreterek, gücünü ve üye ülkeleri devamlı bir arada tutma arayışından vazgeçmelidir.
5- Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogdur."
Bahçeli "Küreselci değiliz, eyyamcı değiliz, entrikacı değiliz, oncu değiliz, buncu değiliz, hamd olsun kaynağını Türk-İslam Ülküsünde bulmuş Türk milliyetçileriyiz. Başı yalnızca secdede eğilen Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz. Bastığımız vatan topraklarını baktığımız ülkülerin sancağı gören bir davanın neferleriyiz. Zalimlerin hasmı, mazlumların dostu ve sığınayız.Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunu çok iyi biliriz. Yolumuzdan şaşmayız, çizgimizden sapmayız, davamızı satmayız, esen her rüzgârla savrulmayız. Çift Başlı Selçuklu Kartal’ından ilhamını alan bir kavrayış marifetiyle hem doğuya hem de batıya elimizi uzatır, her iki yöne başımızı ve bakışımızı çeviririz. Çünkü biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz" dedi.
Bahçeli Ukrayna'ya AB üyeliğinde imtiyaz tanınmasını eleştirdi.
Türkiye'nin, Ukrayna krizinde milli bir duruş sergilediğini, gelişmeleri isabetle okuduğunu, yeri ve zamanı geldiğinde gerekli uyarılarını çekinmeden yaptığını belirten Bahçeli, "Zillet İttifakı"nın bundan bile rahatsız olduğunu kaydetti, "Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaları neredeyse hükümete fatura edecek kadar kötü niyetli, taş kalpli ve gafil hale düşmüşlerdir. Ukrayna’da mukim vatandaşlarımızı Türkiye’ye büyük bir mücadeleyle getiren hükümete kara çalanlar, İstanbul’a kar yağdığında iki mahalle arasındaki ulaşımı sağlamaktan aciz kaldıklarını ne çabuk unutmuşlardır?" dedi.
MHP Lideri Bahçeli, su çirkin muhalefet zihniyetinin, iktidarı düşürmek adına vatanı düşürmeye çoktan hazır olduğunu her defasında gösterdiğini belirterek şöyle dedi:
"Rusya’nın askeri operasyonu esnasında CHP Genel Başkanıyla İP Başkanı ağız birliği halinde, S-400 Füze ve Hava Savunma Sistemi’nin aleyhine açıklamalar yapmışlardır.
Kılıçdaroğlu daha da ileriye gitmiş, NATO’nun 21’inci yüzyılda demokrasinin güvencesi olduğunu ileri sürerek halt etmiştir.
Zillet ittifakının ana ortakları Ukrayna krizi esnasında majestelerinin muhalefeti olarak sivrilmiş, Biden’ın muhbiri olarak serpilmiş, fener ışığı gibi emperyalist ülkeleri selamlamışlardır.
Kanaatimiz odur ki, NATO’yu demokrasinin güvencesi görmek, Türk milletinin demokratik ve tarihsel egemenliğine büyük bir karşı çıkış, aymaz bir itirazdır.
Demokrasinin güvencesi NATO değil, millettin tertemiz iradesi ve egemenlik hükmüdür.
CHP yönetiminin zulme yandaşlığı ve küresel güçlere yaranma siyaseti geçmişiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine tamamen aykırıdır."
CHP Genel Başkanı'nın "S-400 füzelerini kime karşı kullanacağız" diye sorduğunu hatırlatan Bahçeli, "Sayın Kılıçdaroğlu, 'YPG bize mi saldıracak?' dediğinden beri şuursuz bir şekilde konuşuyor, hayal aleminde geziyor, Türk ve Türkiye düşmanlarını aklamak için uğraşıyorsun. Düşman her kimse, her nerede ise S-400’ün hedefi orasıdır. Tehdit nereden geliyorsa S-400’ün yönü oraya dönecektir. Yine Kılıçdaroğlu Türkiye’nin Rusya’ya bağımlı hale geldiğini söylemiş ve bu ülkenin buğday vermemesi halinde aç kalacağımızı iddia etmiş. Bir de şalteri indirirse karanlıkta kalacağımızdan bahsetmiş. Tasa etme Sayın Kılıçdaroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklar dualıdır, bereketlidir, verimlidir, buğday ambarıdır, şehit kanıyla sulanmıştır. Ne aç kalırız, ne de açıkta yaşarız. Zillet ittifakı yeter ki gölge etmesin, Allah’ın izniyle karanlıkları yarar da çıkarız" dedi.
Bahçeli'den Tarkan Sözlü Cevap: Zillet İttifakı Kuzu Kuzu Alışacak..!!
MHP Lideri Devlet Bahçeli, muhalefetin mutabakat metnine Tarkan'ın "Kuzu Kuzu" şarkısındaki gibi cevap verirken "Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak, ya da Türk milleti bunların hepsini birden ayıklayıp, önüne kattığı gibi tarihin bodrum katına süpürecektir" dedi.
03 Mart 2022 Perşembe 12:46