-MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.
ANKARA(ANKA) - MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Bir CHP’linin terörist Demirtaş’a barış insanı demesi, önümüzdeki günlerde TBMM’de olacağını söylemesi bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanıdır. Bir teröriste ‘barış insanı’ demek evvela barışa ihanettir. Teröristin yeri TBMM’i değil demir parmaklıkların arkasıdır. Kavga ve kutuplaşma meraklıları her zaman kaybedecektir" dedi. Bahçeli Adana'da ne idüğü belirsiz bazı kişiler tarafından girişilen yürüyüşe karşı polisin tavrının son derece olumlu olduğunu belirterek, "Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Bütün emniyet teşkilatımızı hassaten kutluyor, özellikle Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum" dedi. Bahçeli doktorları el üstünde tuttuklarını ancak Türk Tabipleri Birliği'nin bu kesimi temsil edemeyeceğini belirterek bu kuruluşun mutlaka kapatılmasını istedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
-TERÖRİSTİN YERİ TBMM DEĞİL DEMİR PARMAKLIK
Bir CHP’linin terörist Demirtaş’a barış insanı demesinin, önümüzdeki günlerde TBMM’de olacağını söylemesinin bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanı, barışa ihanet olduğunu kaydeden Bahçeli, "Teröristin yeri TBMM’i değil demir parmaklıkların arkasıdır. Kavga ve kutuplaşma meraklıları her zaman kaybedecektir. Türk milleti Nevruz’la birlikte yeni ve umut dolu günlerin geleceğine inanmış ve bu kültürel emaneti bugüne kadar korumuş ve yaşatmıştır. Bilinmelidir ki, bundan sonra da yaşatacaktır. Nevruz, büyük Türk milletinin hürriyet ruhunun kabararak taştığı, dar bir alandan çıkarak kıt’aları yönetmeye talip olduğu kutlu Ergenekon ateşidir" dedi.
-DOKTORLARIMIZ EL ÜSTÜNDE ANCAK TTB KAPATILMALI
1970'lerde Türkiye'nin kan gölü olduğu dönemde vurulan bir arkadaşlarını acil servise götürdüklerinde yaralının Ülkücü olduğunu öğrenen birkaç doktor müsfettesinin "bu faşiste bakmayız, bırakın gebersin” diyecek kadar düşmanlıkta sınır tanımadıklarının dün gibi hatırlarında bulunduğunu belirten Bahçeli, şöyle dedi:
"Milliyetçi-Ülkücü Hareket böylesi bir maziyi iliklerine kadar yaşayarak, insafsızların, merhametsizlerin, kalpsizlerin kahpe tuzaklarını bozarak bugünlere gelmiştir. Hangi kitapta, hangi inançta böylesi bir barbarlığa, böylesi bir alçaklığa cevaz vardır? Müsamaha vardır? İşte o doktor görünümlü insanlık fukaralarının, eşkıyalaşmış zihniyetlerin çatı kuruluşu Türk Tabipleri Birliği’dir. Bu birliğin başındaki şahsın, sorarım sizlere, Kandil’deki bir mağara deliğinde bir teröriste pansuman yapan diğer bir teröristten ne farkı vardır? Cani Öcalan’la ilgili kurulan özgürlük platformunun kurucuları arasında bu birliğin başkanı var mıdır yok mudur? Terörle mücadeleye karşı çıkan bu kişi değil midir? Doğu ve Güneydoğu’daki meskun mahal operasyonlarından dolayı Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini söyleyen bu kişi değil midir? Sağlık sistemini HDP’yle birlikte kurgulamaktan bahseden, HDP’li bölücülerle hedef ve emel birlikteliği içinde olan bu kişi değil midir? Teröristlere dostluk ve barış ödülleri veren bu Tabipler Birliği değil midir?"
TTB'nin mutlaka kapatılması, lazım gelen hukuki takibatın süratle başlatılması gerektiğini savunan Bahçeli, "Yönetim organlarına yuvalanmış bölücülerden hukuk önünde hesap sorulmalıdır. Milletimizin haklı beklentisi budur. Adaletin tecellisi için ihanetin duvarı yıkılmalıdır. İsminin başındaki Türk’ü hak etmeyen, Türk’ü tanımayan, Türk’e kefen biçen bu örgütün vatan ve millet sevgisiyle dolup taşan hiçbir hekimimizi ahlaken temsil etmediği, edemeyeceği herkesçe bilinmelidir" dedi.
PKK’nın ikmal deposu ve ileri kulesi olan HDP’nin hafta sonu düzenlediği sözde Nevruz kutlamalarının bu yıl da ağır tahriklere sahne olduğunu belirten Bahçeli, "İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere pek çok ilimizde korsan Nevruz programları düzenlenmiş, bu kapsamda bölücüler, yasa dışı sol örgütler, devlet ve milletin amansız karşıtları yine fitne saçmışlar, bir kez daha Türk’ün Bahar Bayram’ını gölgelemeye çalışmışlardır. 'Gücümüzü birleştirdiğimizde bu düzeni değiştireceğiz' açıklaması yapan HDP’nin bir eşbaşkanı, boyundan büyük laflar etmekle kalmamış, bölücülüğün ve terörün sözcülüğünü yapmıştır. Kürt kökenli kardeşlerimizle, Alevi İslam inancına mensup canlarımızı istismar eden, dahası Nevruz’dan nifak üreten kan içici vampirlere fırsat verilmeyecek, müsamaha gösterilmeyecek, kanunsuzlara göz açtırılmayacaktır" diye konuştu.
-UZMAN ÇAVUŞA SALDIRI
Türk Tabipleri Birliği isimli bölücü yapılanmanın, namuslu ve vatanperver Türk hekimlerini temsil edemeyeceğini, mesleki çatı kuruluşu olamayacağını belirten Bahçeli, "Doktorlarımız bizim can beraberimizdir.
Doktorlarımız şifa ümidinin ana mihveridir. Sevgi ve saygıya layık Türk hekimlerine tek bir lafımız yoktur, olması da düşünülemeyecektir. Fakat nerede bir melanet varsa, Türk Tabipleri Birliği Başkanı ve işbirlikçi yönetimi oradadır. Bunlar bir avuç millet ve devlet muhalifidir. PKK’nın yanında olan bunlardır. HDP’nin yolundan giden bunlardır. Bölücülüğün propagandasını yapan bunlardır. Zillete düşen bunlardır. Bunlara doktor demek, Tabipler Birliği’nin başında Türk isminin bulunmasına sessiz kalmak Türklüğe ve doktorluğa en korkunç bühtandır. Bizim Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik haklı eleştirilerimiz, bu kuruluşun yönetimine çökmüş üç beş Türkiye düşmanıyla ilgilidir. Bunun dışında hiçbir hekimimiz bu sözlerimizden alınmamalı, gücenmemelidir" şeklinde konuştu.
Muğla’da bir uzman çavuşun bir hastanede maruz kaldığı kötü muamelenin kendilerini derinden üzdüğünü belirten Bahçeli, "Sağlık çalışanlarımızı hedef alan şiddetin karşısında olacağız, ama askerlerimize yönelik saldırı ve tacizlerin de sonuna kadar karşısında duracağız" dedi.
Her meslek mensubunun insan onurunu incitmekten özenle sakınmasını isteyen Bahçeli, "Ne hastanede, ne postanede, ne mahkemede, ne maliyede, ne adliyede ne de hayatın diğer alanlarında insanlık değerleri, insan olmaktan kaynaklanan kazanımlar asla ve kat’a çiğnememelidir" dedi.
-ADANA'DAKİ KARANLIK EYLEM
Anlayışlarına göre "devlet"in hukuk, düzen, güvenlik ve gelecek demek olduğunu kaydeden Bahçeli, "Devletin hukuk sınırları içinde kullandığı veya kullanacağı caydırıcı, cezalandırıcı ve önleyici gücü meşrudur. Türkiye, çadır devleti, muz cumhuriyeti, kabile yapılanması, yolgeçen hanı, keyfi yetenin, kafası bozulanın, canı sıkılanın meydanlara çıkıp izinsiz ve kanunsuz gösteriler yapacağı bir ülke değildir, olması da mümkün değildir" dedi. MHP Lideri Bahçeli şöyle devam etti:
"Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşanan, arkası önü projelendirilmiş hadiselerin içyüzünü şuurla tarif, dikkatle tespit ve tefrik etmek lazımdır. Vakıfların nasıl kurulduğu, uymaları gereken kuralların neler olduğu kanunlarla çerçevelenmiştir. Türkiye husumeti aleni olan ve 701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle kapatılan Furkan Vakfı isimli örgütün provokasyonları sonucunda hiç arzu edilmeyen sahneler yaşanmıştır. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna aykırı hareket eden, yeri geldiğinde PKK’yı, yeri geldiğinde FETÖ’yü öven, yeri geldiğinde de darbe girişimlerine hayırlı olsun diyen sözde bir vakfın mensupları artık bardağı taşırmıştır. Furkan demek, doğru ile yanlışı, hak ile batılı, iyi ile kötüyü ayırt etmek demektir. Ancak bunlarda doğru ile yanlış, hak ile batıl birbirine girmiştir. Bunlarda ihlas ve iman alameti mumla aransa bile bulunamayacaktır. Bu din tacirlerinin, bu ajan provokatörlerin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, bize göre devletin hükümran vasfı isabetle gösterilmiştir.İzin ve icazet verilmemiştir. Sözde vakfın meczup başkanının İçişleri Bakanımıza yönelik izansız saldırıları, iffetsiz hakaretleri ve hayasız itibar suikastları bizim nezdimizde yok hükmündedir, hatta ayaklarımızın altındadır. Sayın Süleyman Soylu, soyismi gibi soyludur, görevini de layıkıyla yerine getirmektedir. Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Bütün emniyet teşkilatımızı hassaten kutluyor, özellikle Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum. Kadınları, çocukları zırh olarak kullanan bu sözde vakıf yöneticileri aynı zamanda hem korkak, hem de günahkar olarak anılacaklardır. Muhammedi ahlakın kırıntısını taşımayan, İslam’ın ruhuyla bağdaşmayan bu sözde vakfın kimin kuytusu, kimin kuyusu, kimlerin kumandası altında olduğunu vicdan sahibi her vatandaşımız az çok bilmektedir. Şayet bugün tedbir almazsak, gelecekte yeni 15 Temmuzların yaşanması kaçınılmazdır. Şayet bugün duyarlı ve sorumlu hareket etmezsek, içi müşrik dışı Müslüman olan ilkesizlere önlem almazsak, uyarıyorum ki, terörist başı Gülenlerin arkası kesilmeyecek, ihanet kervanı kesintiye uğramayacaktır. İslam dini barış ve kardeşlik dinidir. Her kim bu manevi gerçeğe riayet ediyorsa baş tacımızdır. İstismarcıların, fesat yuvalarının, dinimizi ticarete ve batıl hedeflere tahvil etmek için fırsat kollayanların hesabı sorulmalı, hevesleri kursaklarında bırakılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devletini içten içe çürütmek, kaleyi içinden yıkmak için tetikte beklemek vatana ihanettir, millete ihanettir, bedeli muhataplarına çok ağır ödetilmelidir."
-ATATÜRKSÜZ ÇANAKKALE İDDİASI
Çanakkale Zaferi&nin 107’inci yıl dönümünü karalamak maksadıyla, “Atatürk’süz Çanakkale” diyenlere "Anafartalar Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, en az diğer kahramanlarımız gibi Çanakkale’nin her yerindedir, her zerresindedir, her köşesindedir ve bizim de şeref payemizdir" diyen Bahçeli şöyle devam etti.
"Hiçbir kemiksiz, hiçbir densiz, Aziz Atatürk ve Çanakkale üzerinden yeni bir kutuplaşma sayfası açmaya yeltenmemelidir. Bu yol kapalıdır. Bu yol çıkmaz sokaktır. Bu yolun sonu uçuruma açılmaktadır. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılmasındaki amacı, Çanakkale Zaferi’nin Atatürk ile değil, köprü ile anılması olduğunu iddia eden çürük kafalar, ne Çanakkale’yi bilirler, ne Atatürk’e hürmet ederler, ne de Türkiye’ye sevgi beslerler. Bunların işleri güçleri yapılan her esere, her milli başarıya kulp takmak, iftira atmaktır. Gözleri vardır göremez, kulakları vardır duyamaz, dilleri vardır söyleyemez. Ve bunların kalpleri mühürlüdür. Çanakkale Türk milletinin namus kilididir, bağımsızlık ve beka kalesidir."
Bahçeli 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yapımında emeği geçen, payı bulunan, desteği olan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Ulaştırma ve Altyapı bakanlarına, yüklenici firmalara, fedakar işçilere, feragat numunesi mühendislere teşekkür etti.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışından rahatsızlık duyanların kendilerini hemen ele verdiklerini, gecikmeden ortaya çıktıklarını anlatan Bahçeli, "CHP’liler yine hazımsızlık örneği göstermişler ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nde milyarca liralık vurgun yapıldığını ahlaksızca iddia etmişler. Be hey müfteriler, be hey gafiller, o köprüden sizden geçeceksiniz, o köprüden tarihin hatıraları bir o yandan bir buyana manen geçiş merasimi yapacak, niye gocunuyorsunuz? Niçin telaşlanıyorsunuz? Neden kızarıyor bozarıyor çılgına dönüyorsunuz? Bu köprü ülkemizin gururudur, bunu da mı kabullenemiyorsunuz? Hiç mi millete sevginiz kalmadı? Bu kadar mı gözünüz körleşti, bu kadar mı gönlünüz köhneleşti? Yapılanı takdir ve tebrik etmekten madem acizsiniz, hakkı haklıya teslimden madem uzaksınız, bari saygı gösterin, bari susulacak yerde konuşmayın da uzaktan bakanlar sizi adam zannetsinler. Eğer köprüden geçmem diyorsanız, buyurun denize atlayıp yüze yüze karşıdan karşıya gidip gelebilirsiniz. Buna engel yoktur, buna hayır diyen yoktur. Bu zihniyet sahiplerini tanıyoruz, asıl dertleri Çanakkale Zaferi’dir."
-İMAM ŞAFİ ÖRNEĞİ
MHP Lideri Devlet Bahçeli, "İmam-ı Şafi'ye sormuşlar; 'Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?' Demiş ki: 'Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.' Sadağından ok çıkarıp peş peşe atan mayası bozukları biliyoruz, kötü gayelerini biliyoruz, sinsi niyetlerinin farkındayız. Ne yapsalar boş, milletimizin şaşmaz ve şüphe taşımaz kararından kaçamayacaklar. Türkiye’nin yükselişine engel olamayacaklar, geleceğimize pranga vuramayacaklar, önümüze taş koyamayacaklar" örneğini verdi.
-MAYINLAR KONUSU
Rus istihbarat teşkilatının, Ukrayna’nın Karadeniz’e döşediği mayınların kablolarının koptuğunu, bu mayınların akıntıyla birlikte Boğazlara kadar gelebileceğini iddia etmesinin ya bir algı oyunu ya da çok ciddi bir tehdit ihbarı olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Batılı ülkelerin istihbarat kuruluşları da Putin’in her çılgınlığı yapabileceğini servis edip kamuoyu oluşturmaktadır. Karşılıklı enformasyon mücadeleleri, propaganda kampanyaları gittikçe şiddetlenmektedir. Savaşın kazananı, barışın da kaybedeni olmayacağı pek çok tecrübeyle bilinmektedir. Yaşanan trajedilere, kül yığınına dönen şehirlere, çocukların katledilmesine, sivil ölümlere, siyasi ve ekonomik ablukalara, savaşın üzerinden geçinen küresel baronların saltanatına artık bir son verilmelidir. Silahların susma vakti gelmiştir" diye konuştu.