DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Artık eski hesaplaşmaları, kavgaları arkada bırakıp, yeni bir başlangıç yapmanın zamanı geldi. Kavgalar, hesaplaşmalar hiçbir sorunumuza çare olmadı." dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Şanlıurfa İl Kongresi’nde konuştu. Sözlerine İzmir depreminde hayatını kaybedenleri anarak başlayan Babacan şu ifadeleri kullandı:
Deprem, bu toprakların insanının birbirini çok sevdiğini yine gösterdi
Yaşadığımız bu acı deprem felaketi bize bir şeyi tekrar gösterdi. Haber gelir gelmez, ülkemizin dört bir yanından tüm toplum kesimlerinden herkes seferber oldu, afet bölgesine akın etti. Oteller, pansiyonlar kapılarını açtı, insanlar sokaklarda ellerinden ne gelirse yapmaya başladı. Çünkü bu toprakların insanı, kimliği ne olursa olsun; kökeni, inancı, görüşü ne olursa olsun; birbirini çok seviyor. Başkasının acısını kendi acısı sayıyor. Elini uzatmaktan çekinmiyor.
Türkiye’nin yüzünü geçmişten yarına çevirebiliriz
Artık eski hesaplaşmaları, kavgaları arkada bırakıp, yeni bir başlangıç yapmanın zamanı geldi. Kavgalar, hesaplaşmalar hiçbir sorunumuza çare olmadı. Geçmiş, doğruları ve yanlışlarıyla, içinden geçtiğimiz ortak geçmişimizdir, geçmişi değiştiremeyiz. Hiçbirimiz geçmiş üzerinde uzlaşmak zorunda da değiliz. Ama geleceğin ipleri elimizde. Yarınları, hepimizin ortak yarını yapabiliriz. Türkiye’nin yüzünü geçmişten bugüne ve yarına çevirebiliriz.
İstiklâl Marşı’mızın girişinde söylendiği gibi; Korkma Türkiye
Kimliği, inancı, ideolojisi her ne olursa olsun herkesi, özgürlük, hak, adalet, demokrasi, ehliyet, fırsat eşitliği, hesap verebilirlik ilkeleri etrafında yeni bir toplumsal sözleşme yapmaya davet ediyoruz. Artık, konuşmaktan, fikirlerden, farklı kimliklerden, dünyadan, gelecekten korkmayan cesur, özgür ve zengin bir Türkiye istiyoruz. İstiklal Marşı’nın girişinde söylendiği gibi; Korkma Türkiye!
Bir Kanal İstanbul parasına Güneydoğu’da her yere su götürülür
Yıllardır GAP dedi bu ülke, hâlâ tamamlanamadı. Özellikle sulama ayağı hala eksik. Burada sulama kanallarına ihtiyaç varken, sürekli Kanal İstanbul’u duyuyoruz. Bir Kanal İstanbul parasına Güneydoğu Anadolu’da suyun götürülmediği bir karış toprak kalmaz.