Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 101. yıl dönümünde 1. TBMM binasını ziyaret etti. Burada basın açıklaması yapan Babacan, sözlerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Millî Mücadele’ye omuz veren mebusları anarak başladı.
Babacan şu ifadeleri kullandı:
‘Tarih, 101 yıl önce milletimizin eşsiz atılımına tanıklık etti’
“Tarih, tam 101 yıl önce milletimizin eşsiz bir atılımına tanıklık etti. Bu duvarların arkasında birbiriyle konuşan öğretmenler, çiftçiler, askerler, bürokratlar, din adamları, ticaret erbabı el ele vererek ülkemizi işgalden kurtardı. Savaş şartlarında her biri kendi şehrinden gelen, kimliği ve fikirleriyle yöresini temsil eden bu mebuslar millet egemenliğini yaşattılar. Biz geçmişten aldığımız bu çok değerli mirasa sahip çıkmak için buradayız. Bu miras, en zor şartlarda yılmadan mücadele etmenin mirasıdır. Bu mirasın orta yerinde ‘Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ şiarı yazmaktadır.”
‘Birinci Meclis, kimseyi halkın egemenliğinin üstünde görmeyenlerin mirasıdır’
“Bu miras savaş koşullarında bile gücünü milli egemenliğimizden alanların, haklılığını bu meşru zeminden tüm dünyaya duyuranların mirasıdır. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek kimseyi halkın egemenliğinin üstünde görmeyenlerin mirasıdır. Ortak akıldan ve istişareden asla vazgeçmeyen bir kültürün mirasıdır. İşte bu miras, tüm fikirlerin rahatlıkla ifade edilebildiği özgürlükçü Türkiye’nin ilham kaynağıdır.”
‘Çocuklarımıza adil, laik ve demokratik bir Türkiye bırakmak istiyoruz’
“Birinci Meclis binamızın önünde dimdik duruyoruz. Bu mirası yaşatmak ve çocuklarımıza ulaştırmak için buradayız. Tıpkı Birinci Meclis’te olduğu gibi, yeni yönetim sisteminin nasıl kurulacağını konuşmak için buradayız. Çünkü çocuklarımızın yüzüne bakabilmek için, halk egemenliğini yeniden tesis etmek için çalışıyoruz. Çocuklarımıza insan haklarının güvence altına alındığı, özgürlükçü, adil, laik ve demokratik bir Türkiye’yi miras bırakmak istiyoruz.”
‘Mevcut yönetim sisteminden de yöneten zihniyetten de kurtulmanın çalışmasını yapıyoruz’
“Keyfi yönetimin sürekli krizlere yol açtığını görüyoruz. Bu krizlerin ülkemizi ve milletimizi fakirleştirdiğine şahit oluyoruz. Bunun için Gazi Meclisimizin onurunun kurtarılması gerektiğini biliyoruz. Kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir Türkiye’yi inşa etmek için çalışıyoruz. Tek imzayla alınan keyfi kararlarla ülkemizi karanlığa sürükleyen mevcut yönetim sisteminden de ülkeyi yöneten zihniyetten de kurtulmanın çalışmasını yapıyoruz. İstikrarlı bir yönetim için yürütme yetilerini yukarıdan aşağıya doğru delege edeceğiz. Bakanlıklara daha çok yetki vereceğiz. Anayasanın yemin metninde yazdığı gibi, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsız olmasını sağlayacağız.”
‘TBMM; milletin evidir, kalbidir’
“Tarih boyunca birçok badireler atlatan Gazi Meclisimizi, iktidar partisinin uzantısı olmaktan çıkartmak zorundayız. Meclisimizi güçlendirerek yürütmeyi etkin bir şekilde denetleyen bir kurum haline getireceğiz. Çünkü TBMM, milletin evidir, milletin kalbidir. Temsil gücü yüksek olan organı güçlü kılmak parlamenter sistemin esası olmak zorundadır.”
‘Ülkemizi güçlendirecek en önemli kavram adalettir’
“Kuvvetler ayrılığı yerini gücün tek elde toplanmasına bıraktıkça hukuka olan güvenin zayıfladığını görüyoruz. Adalet sistemimizdeki tüm çatlakları onarmak için yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını garanti almanın şart olduğunu biliyoruz. Hukukun üstünlüğü sağlanmadan bir adım bile ileri gidemeyeceğimizi görüyoruz. Buradaki kürsüde Hüseyin Avni Bey’in dediği gibi ‘Cepheleri tutacak olan kanundur, adalettir’. Ülkemizi güçlendirecek en önemli kavram, adalettir.”
‘Savaş koşullarında dahi özgür tartışmadan taviz verilmemesi ibretliktir’
“Kurucu Meclisimizin savaş koşullarında dahi özgür tartışma ortamından taviz vermemesi ibret alınacak bir konudur. Ancak arada geçen bir asır bizi daha ileriye taşımış değil. Savaşın ortasındaki hukuk hassasiyetini bugün maalesef bugün göremiyoruz. Güvenlik kaygılarının en yüksek olduğu dönemde, bir istiklal mücadelesinin verildiği dönemde dahi bu Meclis’in çatısı altındaki özgür tartışma ortamını bugün göremiyoruz. Konuşan, hakkını arayan bir Türkiye istiyoruz. Bu amaçla ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engelleri kaldıracağız.”