İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Hazine’nin oy oranlarına göre siyasi partilere verdiği paranın bir kısmının, siyasete adım atan kadınlara ayrılması gerektiğini söyledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir'de bir otelde düzenlenen Girişimci İş Kadınları Federasyonu'nun programında konuştu.
"Çok yeni bir siyasi organizasyonuz" diyen Akşener, "Kurumsal yapılar önemlidir ama kurumsal yapıları harekete geçirmek çok zordur. Çünkü kurulları, kuralları ve alışkanlıkları vardır. Alışkanlıkların dışına çıkmak dünyanın en zor işidir. Ama yeni kurulmuş bir yapı, bir işletme olarak tarif edelim, ister küçük bir işletme olsun ister daha geniş bir işletme olsun; yeni kurulmuş o yapı daha hızlı hareket eder ve daha hızlı karar alır. En önemlisi sabit müşterisi olmadığı için de müşteri organize eder." dedi.
AK Parti örneği veren Akşener, "20 yıldır aralıksız iktidarda olan siyasi bir organizasyon; kurulları var, kuralları var, zor karar alma durumu var. Bu zor karar alma meselesinden Sayın Erdoğan şikayet ettiği için bugünkü sisteme geçildi. Ayağındaki zincirler, Sayın Erdoğan'ın kolundaki, bileğindeki zincirlerin tümü esasında partisinin oluşturduğu o kurallar silsilesinden kaynaklanır. Yine işletmelere dönersek, bir girişimci mantığı ile siyasi partileri tarif edersek; ikinci kurumsal, yüz yılın üzerinde bir siyasi parti olarak Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Onun da kurulları, kuralları ve alışkanlıkları var. Ama her ikisinin de sabit seçmeni var. Yani sabit müşterisi var." ifadelerini kullandı.
Bu benzetmeler çerçevesinde partisine değinen Akşener, "İYİ Parti'ye baktığımızda, yine iş hayatı mantığından gittiğimizde, bizim partimiz bir start-up. Yani küçük bir girişimcilik organizasyonu. Bir fark var, başındaki kişi kadın. Yani yönetim kurulu başkanı bir kadın ve finans bulmakta çok zorlandık. Melek yatırımcı sıfırdı. Hiç melek yatırımcımız olmadı. Ama ne oldu? Kenara biriktirdiği ölümlük parasını veren kadınlar oldu. Bu arada sabit seçmenimiz de yok. Çünkü seçmen de paylaşılmış. Ben genelde şöyle tarif ediyorum; Koç Holding beni bağışlasın. Kurumsal, alışkanlıkları olan partiler Koç Holding gibi. Biz ise 'getir bana.'” şeklinde konuştu.
Akşener, küçük şirketlerin kuruluşundaki organizasyon ile müşterisi sabit, zor karar verme hali bulunan şirketler arasındaki farkı bir örnekle anlattı.
Sözlerinin devamında Türkiye'nin en başarılı start-upı olduklarını vurgulayan Akşener, "Çok başarılı olduğumuz bir yer daha var. Onu da söyleyeceğim. Seçmenin ayağına gidip, seçmeni mutlu etmeye çalışarak; 'Odağımız, öznemiz seçmen. Seçmen velinimetimizdir' diyerek, ürettiğimiz bu fikri, seçmene ulaştırdık ve bugün itibariyle 81 ilde bayilikleri olan, yani il başkanlıklarımızdan bahsediyorum; ilçelerimizin tamamında alt bayilerin olduğu, yani ilçe başkanlıklarından bahsediyorum; satış elemanlarının olduğu, yani il-ilçe teşkilatlarımızın yöneticilerinden bahsediyorum ve genel merkezimizin bulunduğu yerde, idare merkezinin olduğu; bizde genel müdürlük yok, birim başkanlıklarının olduğu ve her birinin başarı öyküsünün, ne kadar seçme kazandırdığı ile ölçüldüğü bir sistemimiz var.” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti lideri, “1 yılın sonunda vergisi ödenmiş, önce ürettiği fikrin ve mamulün sonucunda, yanlış hatırlamıyorsam ilk seçimden sonra 37 milyon TL devletten, sizin vergilerinizle para aldık. Bu bir mucizedir. Bunu başaran ve başarmamıza vesile olan önce seçmenlerimize sonra bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum." diye konuştu.
“KADIM SEÇTİRME KONUSUNDA BAŞARISIZ OLDUM”
"Siyasi olarak baktığınız zaman burada hiç mütevazilik olamaz, Türkiye'nin en iyi siyasi kafa avcısıyım" diyen Akşener, 'kadın seçtirme' konusunda ise başarısız olduğunu dile getirdi.
Akşener, "Yüzde 25 kadın kotamız var muhteşem ama kazın ayağı öyle değilmiş. İkincisi, bütün birimlerimizde yüzde 25 kadın kotasına uyuldu, yöneticilerimiz arasında bu var ama milletvekilliği konusunda maalesef; mümkün olduğunca bir noktaya kadar uyduk amma velakin ben burada başarısız oldum. Dolayısıyla bu defa bunu çözeceğiz.” dedi.
Uşak’ta birinci sıradan gösterdikleri kadın bir adayın, erkeklerin dayanışması sonucu seçilemediğine işaret eden Akşener, “Şimdi erkeklerin karşı duruş dayanışmasına ne yapabilirizi çalışmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
“HAZİNE’DEN GELEN PARANIN BİR KISMININ KADINLARA AYRILMSASINDAN YANAYIM”
Hazine’den siyasi partilere gelen paraya değinen Akşener, "Yeni nesil için bilmiyorum ama verilere göre erkeklerden daha az para kazanıyorsunuz. Bizim neslimiz ve bir alt nesil ise genellikle siyaseti aile parası yaptık. Ya kocanın parasıyla ya babanın parasıyla. Dolayısıyla siyasetin finansında bu tür bir mecburiyet doğdu. Çünkü maaşlarımız eşlerimizden hep daha azdı. 37 milyon TL aldık dedim ya, bütün siyasi partilere oy oranına göre vergilerle verilen paradır bu. Bu paranın bir kısmının siyasete ilk defa adım atan kadınlar için, bir bölümünün Anayasa'ya konularak ayrılmasından yanayım” açıklamasında bulundu.
“ERKEKLER EĞİTİLEBİLİR VARLIKLARDIR”
Akşener şunları ekledi:
“Kadın ilerlerken çok tuhaf bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu bilmemizde fayda var. Türkiye’nin ayrışma noktalarının çok öne çıktığı, farklılıklarının altının çok çizildiği, buna karşılık müştereklerin unutulduğu bir dünya düzeninde yaşıyoruz. Bu düzenin farklılıklara saygı duyulduğu, ülkemiz için fayda sağlandığı, müştereklerin öne çıktığı, siyasetin sadece problemlere çözüm üretme makamı olduğu, rekabetin daha iyi çözüm için olduğu, seçmenin velinimet olduğu, siyasetin de vatandaşa hizmet aracı olduğu, sandık sonuçlarının hiç tartışılmadığı bir dönemi hep birlikte yapmak durumundayız. Siz seçmensiniz, siz velinimetsiniz; siz isteyeceksiniz ama hepimizden isteyeceksiniz. Sonra imtihana tabi tutacaksınız. Bu imtihandan geçen oy alacak, geçemeyen de kalacak. Siyasetin sadece ve sadece bir hizmet alanı üzerinden rekabetin olduğu, kimsenin kimseye düşman olmadığı, öznenin siyasi partilerin yöneticilerinin olmadığı bir anlayışı özellikle kadın STK’ların çok daha kolay başaracağına inanıyorum. Son söz, inandığım bir durum var. İlkokul öğretmenliği eğitimi almış biri olarak söylüyorum. Erkekler eğitilebilir varlıklardır. Dolayısıyla evdekilerden başlayarak bu ruh halini ülkemizin her alanına göndermekte büyük fayda var. Üzgünüm ama bu iş yine bize düştü.”