Öne Çıkanlar Abant Acil Durum Butonu Bulunan Metrobüsler Seferlerine Başladı ASKERİ ARAÇ İNFİLAK ETTİ ANKARADAKİ TERÖRÜ ANKARADAKİ BOMBALI SALDIRI AZERBAYCAN ZİYARETİ İPTALMİ AZERBAYCAN ZİYARETİ ANKARA MİLLETVEKİLİ ŞENAL SARIHAN ASTSUBAY KIDEMLİ ÇAVUŞ ÜNAL BIÇAKÇI ANTALYA kişilik bozukluğu ARA TRANSFER

Kemalettin Tuğcu Vefatının 20. Yılında Anılacak

Türkiye’de 1945-1985 yılları arasında kitapları çocuklar tarafından en çok okunan Kemalettin Tuğcu, vefatının 20. yılında Çengelköy Mezarlığı’nda ailesi ve Çocuk Vakfı’nca düzenlenecek törenle anılacak. 18 Ekim 2016, Salı günü mezarı başında yapılacak törene ailesi, dostları, okurları ve çocuk kitabı yazarları katılacak.
1902-1996 yılları arasında yaşayan Kemalettin Tuğcu, 439 çocuk kitabı ve 29 yetişkin romanına imza atmıştı.


Selim İleri
“Kemalettin Tuğcu’nun eserlerine baktığımızda fevkâlade yoğun bir duyarlılık görüyoruz. Topluma dönüp baktığımız vakit, en çok acı çeken kitlenin yoksul kesim olduğunu gördüğümüz gibi. Bu ikisi zannediyoruz yoğun duyarlılık potansiyeliyle Kemalettin Tuğcu’yu o tarz mahallelere, o tarz insanlara itmiştir.”

Ülkü Tamer
“Gülten Dayıoğlu, bizim kuşağın Kemalettin Tuğcusu’dur. Bu benzetmeyi, iki yazarın yapıtlarında koşutluklar gördüğüm için yapmıyorum. Kemalattin Tuğcu, küçük okurunu yüreğinin tam ortasından vurur, acıma-acındırma duygusunu bütün olanaklarıyla kullanır. “Sömürür” diyemiyorum, çünkü Kemalettin Tuğcu’yu “sömürü”nün çirkin kıyılarına uzanan bir yazar olarak görmüyorum. Onun çocuk edebiyatımızda önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.”

Refik Durbaş
“… Tuğcu, Durbaş’ın çocukluk yıllarının Pekos Bil, Kinova, Binbir Roman, Kızıl Maske, Mandrake gibi adı büyülü arkadaşlarının başta gelenidir. Ve Durbaş, daha o yıllar şiire gönül düşürmeden, bir Tuğcu hayranı olarak öyküler yazmaya çalışmaktadır.”

Erdal Öz
“Kemalettin Tuğcu, çok okundu, çok sömürüldü; bir o kadar da küçümsendi. Onu duygu sömürüsü yapmakla suçlayanlar çıktı. Kitaplarının bunca ilgi görmesini kıskananlar oldu. Kitaplarının çocuklar üzerinde kötü etkiler yaptığını söyleyenler oldu.”

Tarık Dursun K.
“Türk çocuk edebiyatında beğenin beğenmeyin önemli bir fenomen var: Kemalettin Tuğcu. Ben ilkokul döneminde Zavallı Büyükbaba’yı okur ve ağlardım.”

Ali Sirmen
“Kemalettin Tuğcu, yaşamın hergün yeni bir tasını tattığım, kentimin yepyeni köşelerini keşfettiğim, sokakların olduklarından büyük göründüğü, hafta sonları eve çıktığımda, bana hapishane gibi gelen okuldan azat olma keyfiyle, yollarını ellerim cebimde ıslık çalarak arşınladığım, Kadıköyü efsunlu sandığım yıllarımın en önemli kişilerinden biriydi.”

Mustafa Ruhi Şirin
“Kemalettin Tuğcu, aile içinde ve çocuk kahramanlarından oluşan bir dünya kurar. Kahramanlarının çoğunluğu babadan yoksun kalmış yoksul çocuklardır. Sorun odaklı roman kahramanları yoksul, engelli, kimseli - kimsesiz olsa da kahramanları aile içinde her engeli aşar. Bu yüzden okurları yalnızca çocuklardan oluşmaz. Ahmet Mithat Efendi ve Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi aile içinde her yaştan insan tarafından hem okunur hem de dinlenir. Yazarlık tutumu ile aileyi bir sosyalleşme mekânı olarak tercih etmesi ile bir yandan geleneksel muhafazakâr aile geleneğine, diğer yandan ise aile ve çocuk merkezli yazar geleneğine dahil olur.”

Tacettin Şimşek
“Kahramanlarını ezilen, horlanan, yoksul, kimsesiz çocuklar arasından seçen; ilginç kurguları ile merak uyandıran; kahramanlarla özdeşleşmeyi sağladığı için kolay okunan metinler kaleme alan Kemalettin Tuğcu, uzun süre tartışılan bir isimdir. Eleştiriler, melodram niteliğindeki romanların çocuk okurun psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler yaptığı/yapacağı doğrultusundadır. Buna karşı, roman kahramanlarının zorlukları yenmek için gösterdikleri çaba, sergiledikleri azim ve irade ile sonunda hak ettikleri başarı ve mutluluğu yakalamaları romanların eğitici yönü olarak değerlendirilebilir. Yoksul ve kimsesiz kahramanların okuyucuda acıma duygusu uyandırdığı ve çocuk okurun çevresine daha duyarlı olarak bakmasını sağladığı da söylenebilir. Tuğcu, eserlerinde çocuğu aşağılayan insanlara yönelik toplumsal eleştirilerde de bulunur.”

Nemika Tuğcu
“Yavrutürk, Binbir roman, Resimli Roman, Çocuk Haftası gibi dergilerde tefrika edilen romanlarıyla da çocuklara okuma ve süreli yayınları izleme alışkanlığı edindirdi.”

Turan Yüksel
“Genç kuşaklara kitap okumayı söktürmüş bir yazar.”

Yalvaç Ural
“Romancı Dede”

Hülya Soyşekerci
Çocukluğunu/ilkgençliğini 1960’lı yıllarda yaşayanların vazgeçilmez yol arkadaşlarından biriydi Kemalettin Tuğcu… Kemalettin Tuğcu, yalnızca yazınsal değil; aynı zamana toplumsal bir fenomenin adıydı. Bu adın çevrsine oluşan büyülü bir hale vardı sanki. “Kemalettin Tuğcu okumak” şeklinde bir deyiş de dolaşırdı dillerde.”

Ayhan Selçuk
“Tuğcu’nun eserlerinde birbirine oldukça benzeyen özellikler göze çarpmaktadır. Üvey Anne adlı hikâyede olumlu üvey anne tipini Birsen Hanım sembolize ederken. Üvey Baba adlı eserde bu figür neredeyse aynı özellikleri taşıyan Güher Hanım’ın şahsında ortaya konulur… Üvey Anne adlı hikâyede Hayriye Hanım’la, Üvey Baba adlı eserde ise Halil Güneşli ile yansıtılır… Tuğcu’nun bu karşıt tiplemelerle; üvey anne veya üvey baba olmanın çocuklara mutlaka kötü davranmayı gerektirmediği, toplumda yaygın olan “bir anne veya baba üveyse, illa ki kötü davranacaktır” anlayışının yanlışlığı, eğitim düzeyi yükseldikçe, aile bireyleri arasında –üvey bile olsalar- satışma yaşanmadan sağlıklı bir iletişim ortamının oluşturulabileceği gibi hususlarda toplumu uyarmaktadır.”

Nezahat Özcan
“Kemalettin Tuğcu romanlarını okuyan çocuk ve ilk gençlik çağı okurları, aile bağları, akrabalık ilişkileri, alın teri çalışma, sabretme azim, sebat ve bütün bu güzellikleri insana kazandıran eğitimin önemini, bu kavram ve kurumlara yapılan vurgularla daha çabuk ve kalıcı bir şekilde öğrenirler. Genellikle aile bireyleri ve akrabalar, birbirlerine tutku derecesinde düşkündürler.”

Fatih Erdoğan
“ Ama Tuğcu’yu okumuş olmaktan dolayı pişman mıyım? Hayır. O yaşadığım sıkıntı doğaldı ve geçiciydi. Tuğcu’nun bana döktürdüğü gözyaşlarının boşa akıp akmadığını merak ederim hep. Bunu nasıl anlayabilirim ki? Hayatımı yeni baştan ve Tuğcu’suz yaşamam gerekiyor bunun için. Tuğcu’yu çok ağladığı için eleştirenler de oldu. Üstelik zaman zaman onu ve dört yüzü aşkın kitabını yok sayacak kadar arttı bu eleştirilerin dozu. Edebi niteliğinin yüksek olmaması, tiplemelerindeki yüzeysellik ve şematizmi onun suçu değil ki, o edebiyat yapma kaygısı içinde değildi, hayatını yazıyordu. Kemalettin Tuğcu çocuk edebiyatımızın önemli kilometre taşlarından biridir.”

Melike Sıla Arlı
Kemalettin Tuğcu romanları, öne çıkardığı cemaat yapısıyla, modernist toplumsal yapıdaki olumsuzlukların giderilmesi için de bir çözüm yolu önermektedir. Kapitalist ve modern toplumun öne çıkardığı çekirdek aile anlatısıyla, refah anlatısıyla ve kentleşme ilişkili olumsuz durumları yönlendiren temalar, kapitalist modernleşme sürecinin içinde yer aldığı halde, bu türden anlatıların işlemediği durumlara özellikle göndermede bulunmaktadır. Dolayısıyla Kemalettin Tuğcu romanları, şu soruya öncelik vermektedir: Kapitalist modernleşmenin idealize ettiği toplumsal yapının dışında tanımlanabilecek durumlarla baş etme yolları nelerdir? Tuğcu romanlar genç-yetişkin okur için, dahil olmaya çalıştığı ve hızla modernleşen yetişkin dünyasının toplumsal yapısını kavramaya ( her ne kadar kurmaca bir zeminde de olsa ) yardım eden, yol gösteren metinler olarak görülebilir.”

Fatma Karabıyık Barbarosoğlu
“Yazarlara güven duymayı en çok onun saflarından öğrendik. Kötüler nasıl olsa cezasını çektiğine göre bize sadece iyi olmak düşerdi.”

Nebil Özgentürk
“Kemalettin Tuğcu’yu edebiyat çevresi hiçbir zaman ciddiye almadı ama o da hiçbir zaman kendisini bir “yazar” olarak görmedi.”

Mevlâna İdris Zengin
“Köprüaltındaki bir çocuk, küçük bir çırak, kötü kalpli bir üvey anne, köşkün şımarık çocuğu, evden kaçan ve pazarda büfecilik yapan serseri ruhlu ama iyi kalpli ufaklık… ve sonunda hep iyilerin kazandığı bir solukluk romanların yazarı artık yok.”

Bedri Koraman
“Kemalettin Tuğcu’nun romanlarını okuyarak büyüyen bir insanın kötü olmasına imkan yoktur. Doğamızda var olan o temiz, o insancıl, o saf duyguyla bizi daha çok sevgiye yöneltmiştir. Hatta yoksulluklarımızı, yoksunluklarımızı karşılaşmakta bize direnç vermiştir.”

Orhan Pamuk
“Bugün onu, bana daha ilginç kılan yanı ise şehir hayatına, İstanbul hayatına gösterdiği sevgidir. Köprüaltı çocukları, yeraltı tünelleri, dilenci çeteleri, seyyar satıcılar, okul hayatı, şehrin karanlık köşeleri gibi şeyler. Kara Kitap’ı yazarken ondan bir şeyler öğrendiğimi şimdi sevgiyle düşünüyorum.”

İnci Enginün
“Kemalettin Tuğcu görevini yapmış bir insandır. Gerçekten de onun eserleri, çocuklara bir duygu eğitimi vermiştir.”

Gani Müjde
“Geceleri başımı yorganın altına sokup ağladığım hikâyelerin babası Kemalettin Tuğcu yok artık.”

Yılmaz Erdoğan
“Bizim Kemalettin Tuğcularımız vardı / Bir de camların buğusuna yazı yazma imkânı”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.