Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, "73 yıldır Türkiye’nin geleceği için çalışan Akbank, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için desteğini güçlü adımlarla sürdürüyor." dedi.
“Sürdürülebilirliği iş stratejimizin bir parçası olarak görüyoruz”
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, sürdürülebilirliği iş stratejilerinin bir parçası olarak gördüklerini belirterek, “Yıllardır Türkiye geliştikçe, toplumumuzun, çevrenin ve paydaşlarımızın ihtiyaçları değiştikçe biz de hem iş stratejimizi, hem de sürdürülebilirlik anlayışımızı bu değişime göre konumladık. Yakın zamanda tamamladığımız bir projeyle, sürdürülebilirliğin tüm iş yapış biçimlerimize daha da entegre olması için bir çerçeve oluşturduk. Bu kapsamda, yıllardır yaptığımız gibi, bankamızın tüm iş birimleriyle, müşterilerimizle, çalışanlarımızla, yatırımcılarımızla, çok geniş bir paydaş kitlesiyle birlikte çalıştık” dedi. Binbaşgil, sözlerine şöyle devam etti:
“Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı arzu ediyoruz”
Akbank’ın önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik faaliyetlerinde önceliklendireceği dört değer alanı belirledik. Sürdürülebilir finansman, insan ve toplum, ekosistem yönetimi ve iklim değişikliği alanlarında, kendimize uzun vadeli hedefler koyduk. Bu alanlardaki etkin, odaklı çalışmalarımızla, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı arzu ediyoruz.
“Bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik alanında somut hedef veren öncü bankalar arasındayız. ”
Bankacılık ekosistemi içerisinde sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmaya katkı sağlayacak kaynaklara erişimimizi artırıyor, bu kaynakların doğru yerlere yönlendirilmesi için yapılar kuruyor, ürün ve hizmetler tasarlıyoruz. Daha sürdürülebilir bir ekonomi için şirketlerimizin dönüşüm yolculuğunda onlara finansman sağlıyoruz. Bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik alanında somut hedef veren öncü bankalar arasındayız. 2030 yılına kadar ülkemize 200 milyar TL sürdürülebilir kredi finansmanı sağlayacağız. Bu kredi hacmiyle orantılı olarak, bankamıza sağlayacağımız sürdürülebilirlikle ilintili finansmanı da 2030 yılına kadar artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, sürdürülebilir yatırım kategorisine giren yatırım fonları bakiyesini de 2030 yılına kadar 15 milyar TL’ye çıkarmayı taahhüt ediyoruz.
“2030 yılına kadar finansal açıdan güçlendirdiğimiz kişi sayısını artıracağız.”
Finansal kaynaklara erişimi kısıtlı kesimler için ortaya koyduğumuz ürün ve hizmetlerle finansal kapsayıcılığı iş modelimizin bir parçası haline getirdik. Yenilikçi bakış açımız sayesinde geleneksel bankacılık hizmetlerinin de ötesine geçiyoruz. Giderek dijitalleşen dünyada paydaşlarımızın mevcut veya henüz ortaya çıkmamış ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı ve etkin çözümler geliştiriyoruz. Dijital bankacılık bizim için müşteri deneyimini mükemmelleştirmeyi hedefleyen bir yaklaşıma ek olarak, finansal kapsayıcılığı geliştirmek için de önemli bir araç. Bu kapsamda, müşterilerimize sunduğumuz dijital ve yenilikçi ürün ve hizmetleri geliştirerek yaygınlaştıracağız. 2030 yılına kadar finansal açıdan güçlendirdiğimiz kişi sayısını artıracağız.
“2025 yılına kadar karbon nötr banka olacağız”
İklim değişikliğini, görmezden gelinmemesi gereken ciddi bir sorun olarak görüyoruz. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışmak, tüm şirketlerin sürdürülebilirlik önceliği olmalı. Biz de bu kapsamda, operasyonlarımızdan kaynaklı salımları sıfırlayarak 2025 yılına kadar karbon nötr banka haline gelmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konudaki ilk önemli adımımızı, Enerjisa Enerji ile önemli bir iş birliği yaparak attık. 2021 yılında tüm şube ve ATM’lerimizde kullandığımız enerjinin %20’sini rüzgardan elde edilen enerjiyle karşılayacağız.
“Bankacılık sektörünün çevresel ve sosyal konularda önemli bir sorumluluğu var”
Diğer sektörlerden farklı olarak, finans sektörünün özellikle de çevre konusunda en büyük etkisi, finansman faaliyetleriyle ilgili. Bu konuda sektörümüzün önemli bir sorumluluğu var. Biz de, kredilendirme süreçlerimizde sürdürülebilirlik ilkelerini gözeterek bu alanda çevre ve sosyal kredi politikaları geliştiriyoruz. Bu kapsamda, kredi portföyümüzün iklim değişikliğine olan etkisini 2030 yılına kadar azaltacağız. Aynı şekilde iklim değişikliğinin kredi portföyümüz üzerindeki finansal riskleri ve etkilerini minimize etmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen gelişmelere paralel olarak da her yıl ilgili politikalarımızı gözden geçiriyoruz. Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) programımızla, Kurumsal ve Ticari Bankacılık segmentlerinde yer alan müşterilerimize tahsis ettiğimiz kredileri, detaylı bir çevresel ve sosyal risk değerlendirmesine tabi tutuyoruz. Ayrıca, tüm KOBİ müşterilerimize yönelik yaptığımız çevresel ve sosyal risk değerlendirmesiyle sektör kredi uygulamalarından olumlu yönde ayrışıyoruz. KOBİ’lerimizin ekonomimizdeki ciddi payı düşünüldüğünde, daha sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş için bu segmente özel geliştirilen risk değerlendirmeleri büyük önem kazanıyor.
“Geleceğin Türkiye’sini yaratmak bankacılığın ötesinde bir sorumluluk”
Türkiye’nin geleceğine inanan bir banka olarak ülkemiz için sürdürülebilir değer yaratmaya odaklandık. Hayata geçirdiğimiz uzun soluklu ve sürdürülebilir projelerle bu konudaki kararlılığımızı sürdürüyoruz. Sürdürülebilir bir organizasyon olma yolundaki en önemli kaynağımız olan çalışanlarımızı tüm sürdürülebilirlik çalışmalarımızın parçası haline getirmeye özen gösteriyoruz. Bankamızın kültürünün önemli bir parçası olan çevresel ve toplumsal sorumluluklarımızın ışığında, toplumumuza artı değer sağlamak için çalışıyoruz. Geleceğin Türkiye’sini yaratmanın bankacılığın ötesinde bir sorumluluk olduğuna olan inancımızla; eğitim, girişimcilik ve kültür-sanat alanlarında da önemli projelere imza atıyoruz. Akbanklı Gönüllülerin liderliğinde ise toplumsal sorunlar için çözüm üretilmesine destek oluyor, ülkemizin geleceğine yönelik projeler geliştiriyoruz. Tüm yatırımlarımızı ve çalışmalarımızı ülkemizin ve yeni nesillerin geleceği için, uzun vadeli bir bakış açısıyla yapıyoruz. Sürdürülebilirlik alanında koyduğumuz hedeflerimiz de bu vizyonumuzun bir göstergesi.”