Avrupa Genç Girişimciler Konfederasyonu Başkanı (YES For Europe) Gürkan Yıldırım, Avrupa birliğindeki ekonomik hayatı değerlendirdi. AB’nin varlıklarının 3’te birini bir gecede kaybettiğini belirten Yıldırım, ekonomiyi canlandıracak önerileri sıraladı.
Avrupa Birliği’nin tarihindeki en büyük ekonomik resesyona girmiş olduğunu söyleyen YES For Europe Başkanı Gürkan Yıldırım, pandemi sonrası ekonomik hayatı, Avrupa ve Türkiye’deki son durumu değerlendirdi.
Yıldırım, ekonomideki daralmanın %4,5 civarında olduğu 2009 yılını referans alırken, 2020 yılında bu oranın %7,75’lere ulaştığını belirtiyor. 2021 yılı büyüme hedefinin %6,3 olarak belirlendiğini fakat yaşanan pandemi sonrası hedeflenen oranın 2020 yılının kaybını karşılamak için dahi yeterli olmadığına da dikkat çekiyor.
Shuman Deklerasyonu ile 1950’li yıllarda temelleri atılan Avrupa Birliği’nin ilk altı üye ülkeden birinin İtalya olduğunu söyleyen Yıldırım, 2 trilyon Euro büyüklüğündeki İtalya ekonomisinin, milli geliri 1,5 trilyon Euro büyüklüğündeki Rusya ekonomisinden de büyük olduğunu belirterek şuna dikkat çekti; İtalya’nın borç oranının %130’larda olduğunu, İtalya ve İtalya gibi borçlu ülkelerin bu şartlarda birlikten ayrılmalarının mümkün olmadığını anlattı. AB üye ülkelerinin bazılarından çatlak sesler geldiğine ama bu çatırdamasının teknik olarak mümkün olmadığına inanan Yıldırım, ülkelerin bu şartlarda kendi para birimlerine dönmelerinin çok zor olduğunu ifade etti. Bazı üye ülkelerin risklerinin Avrupa Merkez Bankası tarafından satın alındığını sözlerine ekleyen Yıldırım, ülkelerin kendi para birimlerine dönmesinin borçlanmalarını imkânsız hale getirebileceğini, bu şartlarda faiz oranlarının belirlenmesinin teknik olarak çok mümkün olmadığının ve maliyetlerinin çok yükseleceğinin altını çizdi.
Birlikten ayrılık açıklamalarını dezenformasyon olarak gördüğünü belirten Yıldırım, görüşlerini şu şekilde özetledi.
“Ne yazık ki AB birlik halinde performans gösteremedi, kurucu ülkelerin medikal destek çağrılarına olumlu cevap veremedi. Daha ilk başlarda ihracat yasağı getirdi ve ülkelerin bu tür malzemelerine başka ülkeler el koydu.
Örneğin Norveç’in ihraç ettiği ürünler Fransa Limanı’nda mahsur kaldı, sonra da el değiştirdi. Bu tür tecrübeler maalesef travma yarattı. Her ne kadar sıkıntılar yaşansa da AB üye ülkelerden bazılarına destek sağladı. Ben orta vadede bu hususların iyileşeceğine inanıyorum. Bununla beraber AB’nin yardım yapmadığına yönelik eleştirilerin hepsini doğru bulmuyorum. Buna Macaristan’ı örnek gösterebiliriz. Ülkeye 5,6 milyar Euro’luk destek sağlandı, ülkemiz bazında bakıldığında bu miktar Türkiye için büyük olmayabilir ancak Macaristan milli gelirinin %10’una denk geliyor.”
“GENÇ GİRİŞİMCİYE KREDİ GARANTİSİ SAĞLANMALI”
Avrupa’daki genç girişimcinin kredi notunun oluşmadığını ifade eden Yıldırım, bu konuda neler yapılması gerektiğine de değindi. Kredi notu oluşmamış genç girişimciler için istikrar ya da stratejik büyüme fonundan kredi garantisi sağlanması gerektiğini ifade eden Yıldırım, bu borçların bir kısmının hibe, bir kısmının ucuz kredi diye adlandırılan uzun vadeli ve çok düşük faiz oranı ile kullandırılması gerektiğini söyledi. İlk 3 yılını doldurmamış olan girişimcilerin tüm ödeme yükümlülüklerinin en az bir yıl ertelenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Yıldırım, fizibilite çalışmalarına göre olgunluk aşamasında olan girişimcilerin finansal anlaşmalarının gözden geçirilmesi, gerekirse yapılandırmalarda kolaylık sağlanması ve vadelerde uzatma seçeneğine başvurulmasının doğru olacağını ifade etti.
İSTİKRAR FONU DAHA FAZLA DEVREYE ALINMALI
Yıldırım sözlerini şöyle sonlandırdı: “İstikrar fonu daha fazla devreye alınmalı, AB Merkez Bankası üye ülkelerinin ihtiyaçlarını asgari düzeyde de olsa karşılamak için para basmalı ve gelişmekte olan ülkelere de likidite sağlamalı. Krediler ve oluşturulacak fonlar sağlık ve alt yapı harcamalarında kullanılmalı.”