Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Balıkçılık sektörünün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sürdürülebilir balıkçılığın önemine dikkati çekerek, “2011 yılında 514 bin 755 ton olan su ürünleri avcılığımız, 2018 yılında 314 bin 94 tona inmiştir. Balıkçılık sektörünün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır” diye konuştu.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, denizlerde av yasağının 1 Eylül itibarıyla sona ereceğini bildirerek, ürünü bol ve bereketli bir sezon diledi.
Üç tarafı denizlerle çevrili, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin büyük su ürünleri potansiyeli bulunduğunu belirten Bayraktar, var olan potansiyelin tam olarak değerlendirilemediğini ifade etti.
Su ürünleri avcılığının son yıllarda önemli ölçüde azaldığını belirten Bayraktar, “2011 yılında 514 bin 755 ton olan avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri miktarı, 2014 yılında 302 bin 212 tona düşmüştür. 2015 yılında ise bir önceki yıla göre yüzde 42,9’luk artışla 431 bin 907 tona yükselen avcılık miktarı, 2016 yılında ise bir önceki yıla göre yüzde 22,4 oranında azalmış ve 335 bin 320 ton olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında yüzde 5,7’lik artışla 354 bin 318 ton olan su ürünleri avcılığımız, 2018 yılında da yüzde 11,4 azalmış ve 314 bin 94 tona inmiştir. 2018 yılı deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 11,9, iç su ürünleri avcılığı da yüzde 6,2 azalmıştır. Sektörün geleceği için sürdürülebilir avcılığı sağlamamız şarttır. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde gerekli çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının arttırılmasına öncelik verilmesi gerekmektedir.” dedi.
Su ürünleri üretiminin ise 2013 yılında 607 bin 515 ton olduğunu belirten Bayraktar, “Su ürünleri üretimimiz 2014 yılında 537 bin 345 tona gerilemiştir. 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 25,1 oranında artarak, 672 bin 241 ton olarak gerçekleşmiş, 2016 yılında ise yüzde 12,4 oranında azalmış ve 588 bin 715 ton olmuştur. 2017 yılı üretimimiz yüzde 7,2 artarak 630 bin 820 ton olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılı su ürünleri üretimimiz ise yüzde 0,3 oranında azalarak, 628 bin 631 ton olmuştur. Bu üretimin yüzde 35,3'ünü deniz balıkları, yüzde 9,9'unu diğer deniz ürünleri, yüzde 4,8'ini iç su ürünleri ve yüzde 50'sini yetiştiricilik ürünleri oluşturmaktadır” diye konuştu.
“Kıyılar aşırı av baskısı altında”-
Avcılıktaki sorunun kıyı avcılığına dayanması olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “kıyılar aşırı av baskısı altındadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yeterince yapılamamaktadır. Oysa balıkçılığımızın geleceği açık denizlerdedir. Kıyılarımızda av baskısı sona erdirilmeli, açık deniz balıkçılığı desteklenmelidir” dedi.
Yapılması gerekenler-
Bayraktar, balıkçılık sektörünün gelişimi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Ülkemizdeki su ürünleri avcılığı kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır.
Hayvansal protein temininde önemli yeri olan su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına titizlikle uyması büyük önem taşımaktadır.
Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.
Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.
Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.
Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Kişi başına yıllık balık tüketimi Japonya, Norveç gibi ülkelerde 80, İspanya’da 40, Yunanistan’da 23, dünyada 19 kilogram, Avrupa Birliği’nde 25 kilogram iken Türkiye’de 8 kilogramı bulmamaktadır. Tüketimin artırılması için tedbirlerin alınması gerekmektedir. Balık tüketimi teşvik edilmelidir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.” dedi.