Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2021 yılı ve dördüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamları ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.
Olpak değerlendirmesinde şunları ifade etti:
OVP’ye göre 2021 yılı büyüme tahmini yüzde 5,8 idi. Yıl ortasına geldiğimizde, DEİK olarak güçlü dış talep ve yatırım faaliyetlerini göz önünde bulundurarak, yüzde 10 bandında çift haneli bir büyüme beklediğimizi açıklamıştık. 2021’in 2. çeyreğindeki yüzde 21,9’luk büyümenin ardından uluslararası kurumlar da Türkiye için büyüme beklentilerini yükselttiler. Bugünkü tabloya baktığımızda, küresel ekonomi ve ticarette yaşanan zorluklara rağmen 2021 yılı GSYH büyümesinde yüzde 11 ile dünyadan pozitif ayrışmayı başardık.
Türkiye, 2020 yılında başlayan salgın kaynaklı ve çok boyutlu bir krize rağmen, 2009 küresel krizinden sonraki pozitif büyüme serisine aralık vermeden devam etti. Ülkemizin 2021 yılında çift haneli büyümesini görmek, iş dünyamız açısından sevindirici ve güven veren bir tablo ortaya koyuyor ve iş dünyamızın salgın döneminde yaşananlara rağmen sıkıntıları fırsata çevirmeyi başardığını görüyoruz. Tüm dünyada tedarik zincirlerinde sıkıntılar yaşanırken özellikle sanayi sektörümüz “İşlerimiz askıya almıyoruz” sloganıyla üretime ara vermeden devam etti. Böylece en büyük ihracat pazarlarımızdan olan AB ülkeleri, Uzak Doğu’da yaşanan tedarik sıkıntısını ülkemizden karşılama yoluna gitti. Tedarik Zincirinde elde ettiğimiz bu pozitif algının devamını sağlamak çok önemli.
2021 yılı büyüme verilerine göre ülkeler arası karşılaştırma yaptığımızda, 2020 yılında ekonomilere simetrik bir şekilde etki eden salgın krizi sonrasında, ülkelerin dipten çıkışlarının eş anlı ve aynı ölçüde olmadığını izliyoruz. Bir başka deyişle, ülkeler 2021 yılında tarihsel ortalamaların üzerinde büyüme kaydetse de asimetrik sonuçlar mevcut. Örneğin, AB GSYH’si 2021’in ikinci yarısında salgın öncesi seviyelerine dönebildi ancak Almanya, İspanya ve diğer bazı AB ülkeleri hala kriz öncesi GSYH seviyelerine ulaşamadı. Aynı şekilde, 2021 yılında yüzde 7,5 büyüyen Birleşik Krallık ve yüzde 1,7 büyüyen Japonya da 2019 yılı seviyelerinin altında yer alıyor. Meksika ise 2021 yılını yüzde 5,1 büyüme ile tamamlasa da son çeyrekte teknik resesyona girdi. Dolayısıyla böylesine sancılı bir süreçte, Türkiye’nin büyüme patikasındaki güçlü tırmanışını değerli buluyoruz.
2021 yılı büyümemizin çift haneli olmasının yanı sıra büyümenin niteliğine de baktığımızda, iş dünyamız adına önemli başlıklar görüyoruz:
Bunlardan ilki; net dış talep ve yatırım kalemlerinin, bu dönemdeki toplam GSYH büyümesinin yarısından fazlasını oluşturarak büyümenin talep bileşenleri itibarıyla dengeli geliştiğine işaret etmesidir.
Bu noktada, ana gündem maddemiz olan “dış talebe dayalı büyüme stratejisi” ön plana çıkıyor. Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak iç tüketim kaynaklı yüksek büyüme sağlandığında, beraberinde ithalat kanalından dış ticaretin büyümeye negatif katkı sağladığına şahit oluyorduk. Bu yıl çift haneli büyümeye, 225 milyar dolarlık Cumhuriyet tarihi ihracat rakamlarıyla ulaşmak önemli.
Bugünkü verilere baktığımızda, 2020 yılında başta ana ihracat pazarımız AB olmak üzere küresel ekonomideki küçülmenin etkisiyle yaklaşık yüzde 15 daralan ihracat kaleminin, 2021 yılında büyümesini yüzde 24,9’a yükselttiğini görüyoruz. İthalat ise önceki yıla göre yüzde 2 genişlemiş ve netice olarak net dış talep toplam GSYH artışına 4,9 puanlık yüksek bir katkıda bulunmuş ki son 20 yılın en yüksek katkısından söz ediyoruz.
Verinin detaylarında okuduğumuz bir başka olumlu gelişme ise son 2 yıldır makine teçhizat yatırımlarının %20 üzeri büyüme kaydetmesidir.
2021 yılında yatırım harcamaları yıllık yüzde 6,4 arttı ve toplam GSYH büyümesine 1,7 puan katkıda bulunmuş. Yatırımlar kaleminin detayında, inşaat faaliyetleri bu yıl yüzde 2 küçülmüş. Öte yandan, makine ve teçhizat yatırım harcamaları ise yıllık yüzde 20,5 büyüyerek gelecek dönem üretim faaliyetleri için pozitif sinyal vermeye devam ediyor. Kapasite Kullanım Oranlarının 2022 yılına yüzde 78’ler seviyesinde başlangıç yapmasını ki bu oran son 10 yıllık tarihsel ortalamanın üzerindedir, yatırım iştahındaki artışın süreceğine işaret eden önemli bir gösterge olarak değerlendiriyoruz.
Hükümetin salgın dönemindeki istihdamı destekleyen duruşu, iç talebin canlı kalmasında belirleyici oldu.
Tüketim harcamaları, 2021 yılında yüzde 15,1 artarak GSYH büyümesinin 8,9 puanlık kısmını oluşturdu. 2020 yılında salgın kaynaklı uzun süreli kapanma yaşanması, tüketim harcamaları kalemindeki değişim için düşük baz etkisi oluşturmaktaydı. Bu tabloda, ilgili dönemde istihdamın korunması ve tüketici talebinin canlandırılması için uygulanan destekleyici politikaların etkisi belirleyici oldu. Bu politikaların bir başka yansımasını ise, işsizlik verileri üzerinde gördük. 2021 yılı genelinde ortalama işsizlik oranı önceki yıla göre 1,1 puan iyileşerek yüzde 12’ye geriledi.
Türk iş dünyasının “Dünyaya Açılan Penceresi” ve misyonu “Ticari diplomasi” olan kuruluşu DEİK olarak, önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin daha fazla nitelikli büyümesi, büyümenin tabana dengeli yayılması için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemizin küresel ticaretten aldığı payı en üst seviyeye taşımak için dünyanın dört bir yanına daha fazla dokunmaya, dış talebe dayalı büyümesine daha fazla katkı sunmaya devam edeceğiz.