Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk, "Ülkemiz 2002'de BM normlarına göre 'Orta İnsani Gelişme' seviyesinde yer almaktaydı. Ortalama yaşam beklentisinden bebek ölümlerine, kız çocuklarının okullaşma oranlarından teknokent ve üniversite sayılarına kadar insani gelişmeyi gösteren pek çok istatistikte ciddi iyileşmeler sağladık. Bu sayede 2009'dan itibaren 'Yüksek İnsani Gelişme' seviyesine yükseldik." dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk, Memur-Sen ile OSTİM Teknik Üniversitesi tarafından çevrim içi olarak düzenlenen "Kamu Yönetimi ve Kalkınma/Yeni Bir Güç Birliği Arayışı" kongresine katıldı.
Burada konuşan Selçuk, “2002'de 2,5 milyon kamu personeli mevcut iken, bugün 4 milyon kamu personeliyle vatandaşımıza hizmet sunuyoruz. Sadece niceliksel olarak değil, niteliksel olarak da kamu personel sistemimizi geliştirmeyi hedefledik" dedi.
Kalkınmanın uzun yıllar boyunca somut ve maddi anlamda büyümeyle yani ekonomik kalkınmayla özdeşleştirildiğini belirten Selçuk, ancak ekonomik kalkınmanın tek başına yeterli olmadığı ve tek başına bir hedef olmaması gerektiğinin zaman içinde anlaşıldığını söyledi.
Ekonomik kalkınmanın ancak sosyal kalkınmayla mümkün olabileceğini dile getiren Selçuk, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın İnsani Gelişme Endeksi'nin de bu anlayışla orya çıktığını vurguladı.
Türkiye'nin son 18 yılda insani gelişme endeksinde dikkat çekici bir ilerleme kaydettiğini ifade eden Selçuk, şöyle konuştu:
"Ülkemiz 2002'de BM normlarına göre 'Orta İnsani Gelişme' seviyesinde yer almaktaydı. Ortalama yaşam beklentisinden bebek ölümlerine, kız çocuklarının okullaşma oranlarından teknokent ve üniversite sayılarına kadar insani gelişmeyi gösteren pek çok istatistikte ciddi iyileşmeler sağladık. Bu sayede 2009'dan itibaren 'Yüksek İnsani Gelişme' seviyesine yükseldik. Geçen yıl açıklanan 2018 yılı verileriyle ise tarihimizde ilk defa 'Çok Yüksek İnsani Gelişme' seviyesine ulaştık. İnsani gelişme seviyesini en hızlı yükselten dokuzuncu ülke olduğumuzu ayrıca vurgulamak isterim."
Kamu Görevlileri Sendikacılığına İşlerlik Kazandırdık
Selçuk, bugün kamu yönetiminin ekonomideki temel rolünün düzenleme, denetleme, haksız rekabeti önleme olduğu fikrinin genel kabul gördüğüne dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Biz 18 yıldır, ekonomik büyümeye temel oluşturacak pek çok yasal düzenlemeyi hayata geçirdik. Ülkemizdeki çalışma mevzuatını 12 Eylül darbe yönetiminin baskıcı anlayışından kurtardık, AB normları ve ILO Sözleşmelerine uygun olarak yeniden düzenledik. Müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu getirdik. Sendikal örgütlülüğün önünü açmak için kamu görevlileri sendikacılığına işlerlik kazandırdık. 2010 Anayasa Referandumu ile kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları için toplu sözleşme imkanını getirdik. Aslında çalışma hayatına dair bu saydığım düzenlemelerin temelinde, hükümetlerimizin sosyal diyaloğa verdiği önem yatmakta. Çünkü kamu yönetimi olarak, işçi, memur ve işveren kesimleriyle çalışma hayatının aktörüyüz."
Beşer yıllık dönemleri kapsayan kalkınma planlarının 1963'ten itibaren uygulandığını anımsatan Selçuk, 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı'nın uygulandığını vurguladı.
Planlamanın ayrı bir şey o planı hayata geçirmenin ise başka bir şey olduğuna dikkati çeken Selçuk, "Genel Sağlık Sigortasını bu noktada size çok çarpıcı bir örnek olarak vermek istiyorum. 1963'teki 1. Beş Yıllık Kalkınma Planından itibaren; tüm Türkiye nüfusunu içine alacak ve kapsamlı bir sağlık güvencesi sunacak bir sistem kurulması hedefi konuyor. Hamdolsun, Sosyal Güvenlik Reformu sonrası Genel Sağlık Sigortası Sistemini kurabilmek; milletimizin teveccühünü alan Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetlerimize nasip olmuştur" dedi.
Vatandaşlara 42 Milyar Lira Maddi Destek
Kovid-19 salgını sürecinin ekonomik kalkınma ile sosyal kalkınma bağının sağlam kurulmasını gerektiğini kendilerine gösterdiğini belirten Selçuk, şunları kaydetti:
"Bakanlığımız, anayasamızdaki 'sosyal devlet' kavramının karşılığı olarak kurulmuş bir bakanlık. Sosyal Koruma Kalkanımız çerçevesinde faaliyetlerimizi Çalışma Hayatı, Sosyal Güvenlik, Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlar olmak üzere dört ana başlıkta topladık. Sosyal Koruma Kalkanı ile Kovid-19 salgınında vatandaşlarımıza doğrudan sağladığımız maddi desteğin toplam tutarı 42 milyar liraya yaklaştı. Bakanlık olarak kimsenin, kimsesiz olduğunu hissetmesine müsaade etmedik, etmeyeceğiz de. Bu başarıda en büyük pay elbette, Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatımız, bağlı ve ilgili kuruluşlar olmak üzere 28 hizmet birimimiz, 81 ilimizde toplam 243 il müdürlüğümüz ve 94 bin personelimizindir. Tüm çalışma arkadaşlarıma bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum."
Kamu idaresinin tüm kademesinde vatandaşa hizmet odaklı bir anlayışı hakim kıldıklarını ifade eden Selçuk, "Stratejik yönetim ve stratejik planlama anlayışını getirdik. Her kamu kurumu ve kuruluşunun sunduğu her hizmet için hizmet standartlarını tanımladık. İktidara geldiğimiz 2002'de 2,5 milyon kamu personeli mevcut iken, bugün 4 milyon kamu personeliyle vatandaşımıza hizmet sunuyoruz. Sadece niceliksel olarak değil, niteliksel olarak da kamu personel sistemimizi geliştirmeyi hedefledik. Son 18 yılda, din görevlisi sayımızı yüzde 70, öğretmen sayımızı yüzde 69, doktor sayımızı yüzde 175, hemşire sayımızı yüzde 365, uzman, müfettiş gibi kariyer meslek mensubu sayımızı yüzde 350 artırdık. Bu artışlar sayesinde bugün kamu hizmetlerini halkımıza çok daha etkin ve yaygın bir şekilde ulaştırabiliyoruz" diye konuştu.
Teşvik ve Desteklerden 1,7 Milyon İş Yeri Yararlanıyor
Kamu yönetiminin ekonomik kalkınmaya vereceği en büyük desteğin ekonomik büyümeyi ve istihdamı artıracak teşvik ve destekleri sunmak ve programlar yürütmek olduğunu vurgulayan Selçuk, "Biz de istihdamı arttırmak üzere SGK olarak halen 19 ayrı teşvik ve destek programını yürütüyoruz. Teşvik ve desteklerimizden 1,7 milyon iş yerimiz ve 11 milyon sigortalı çalışanımız yararlanıyor. 2002'den bu yana uyguladığımız teşvik ve desteklerle istihdamı desteklemek için 216 milyar lira kaynak kullandık" dedi.
Dünya Ekonomik Forumu'nun araştırmasına göre profesyonel becerilerin yarılanma süresinin 5 yıla indiğine dikkati çeken Selçuk, bu doğrultuda İŞKUR'un Aktif İşgücü Programları ile Mesleki Yeterlilik Kurumunun standart ve belgeleriyle değişime ayak uydurarak nitelikli iş gücünü desteklemeye devam ettiklerini söyledi.
Bakan Selçuk, dijitalleşen dünyada kamu hizmetlerine daha kolay ve hızlı erişim için bilişim altyapısının güçlendirildiğini, bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltıldığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Örneğin, 2002 öncesinde bir çalışanın emeklilik başvurusu yapmak için 11 farklı belgeyi toparlaması ve ortalama 120 gün beklemesi gerekiyordu. Bugün emeklilik işlemleri için tek bir dilekçe yetiyor. Ortalama bir hafta 10 gün içerisinde emeklilerimizin aylığını bağlıyoruz. Aynı şekilde Kovid-19 salgını döneminde bunun faydalarını sosyal yardımları vatandaşlara ulaştırmada gördük. e-devlet uygulamaları arasında en çok kullanılan 10 hizmetten 5'i Bakanlığımız ve ilgili kuruluşlarına ait hizmetler."