Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin Temmuz-Eylül 2022 döneminde yüzde 3,9 büyümesinin önemli bir gelişme olduğunu belirterek, küresel ekonomide büyümelerin yavaşladığı, resesyon tehlikesinin sürdüğü bu dönemde Türkiye ekonomisinin bağışıklığını güçlü tutmaya çalıştığını belirterek, “Türkiye tüm iç ve dış zorluklara karşı büyüme performansını korudu” dedi.
ATO Başkanı Baran, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılı üçüncü çeyrek verilerini değerlendirdi. Baran, GSYH oluşturan faaliyetlere bakıldığında finans ve sigorta, hizmet faaliyetleri, bilgi ve iletişim faaliyetleri, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri ve hizmet faaliyetleri, gayrimenkul faaliyetleri, tarım, ormancılık ve balıkçılık ile sanayi sektörlerinde büyüme kaydettiğini, inşaat sektöründeki küçülmenin de yüzde 14,1 düzeyinde gerçekleştiğini bildirdi.
Pandeminin ardından Rusya Ukrayna savaşıyla birlikte dünya ekonomisinin önemli bir kırılmadan geçtiğini kaydeden Baran, küresel ekonomide durgunluk oluşturan salgının ardından savaşın etkileri, tedarik zincirlerindeki bozulma, enerji ve gıda temini gibi sorunların ekonomik büyümeye baskı yaptığını kaydetti. Reel sektörün dinamizm ve dayanıklılığının küresel ekonomide yaşanan risklerin Türkiye ekonomisine yansıma oranını azalttığını bildiren Baran, şunları söyledi.
"Dinamik reel sektörü, basiretli yönetimi ve insan kaynağıyla Türkiye’nin önü açıktır"
“Küresel ekonomide büyümenin yavaşladığı, resesyon tehlikesinin sürdüğü bu dönemde Türkiye’nin büyüme performansını koruması, bağışıklığının güçlü olduğunun göstergesidir. Ancak küresel sistemin geldiği yapı itibariyle hiçbir ülke dış etkilerden bağımsız bir şekilde ekonomik büyümesini belirleyemez. Dünya ekonomisindeki yavaşlamanın Türkiye ekonomisine ivme kaybettirmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu gerçeği göz ardı etmemek gerektiği gibi karamsar tablo çizmek de doğru değil. Türkiye ekonomisi zaten doğru bir rotada gelişimini sürdürüyor. Bu süreçte katma değerli üretimi teşvik etmek, bunu sağlayacak yatırımları desteklemek, büyümenin devamlılığına katkı sağlayacaktır. Dinamik reel sektörü, basiretli yönetimi ve insan kaynağıyla Türkiye’nin önü açıktır”