Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 büyümeyle rekor bir seviyeye ulaştığını kaydederek, “Salgının ekonomideki etkileri tüm dünyada devam ederken, Türkiye bir yandan güçlü sanayi üretimi diğer yandan gelişen pazarlara yönelik ihracatı ile 2021 yılını da başarıyla tamamlayacağının sinyallerini vermiş oldu. Verilere bakıldığında bu yılı yüzde 7-8’lik büyümeyle kapatabiliriz. Göstergeler salgına rağmen, reel sektörün çalışmaktan, üretmekten vazgeçmeyerek yaralarını sarma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor” dedi.
ATO Başkanı Baran, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2021 yılı ikinci çeyrek verilerini değerlendirdi. Baran, pandemiyle mücadeleyle geçen 2020 yılı ikinci çeyreğinde yaşanan yüzde 10,3 oranındaki daralmanın baz etkisi oluşturduğunu belirterek bunun üzerine sanayinin üretim iştahı, ertelenen harcamalar ve hizmet sektörünün hareketlenmesinin sıçrama oluşturduğunu ve tüm bu unsurların ikinci çeyrek büyümesini rekora ulaştırdığını kaydetti.
Baran, “Öncü gösterge olarak sanayi üretimindeki artış, büyümede bu rakamlara ulaşılacağının habercisiydi. İkinci çeyrek rakamları pandeminin yarattığı kara bulutların artık dağılmaya başladığını ve Türkiye’nin makroekonomik dengelenmeyi başardığını gösteriyor” dedi. Türkiye’nin pandemiyle mücadeleyi bir silkinme süreci olarak gördüğünü kaydeden Baran, yakalanan bu ivmenin büyümenin kalıcı ve sürdürülebilir hale gelmesi için devam ettirilmesinin önemine dikkat çekti.
Baran, şunları söyledi:
"Zaman geçirmeden rotamızı kesintisiz büyümeye çevirip, yapısal değişiklikleri tamamlamamız gerekiyor"
“Salgının ekonomideki etkileri tüm dünyada devam ederken, Türkiye bir yandan güçlü sanayi üretimi diğer yandan gelişen pazarlara yönelik ihracatı ile 2021 yılını da başarıyla tamamlayacağının sinyallerini vermiş oldu. Verilere bakıldığında bu yılı yüzde 7-8’lik büyümeyle kapatabiliriz. Göstergeler salgına rağmen, reel sektörün çalışmaktan, üretmekten vazgeçmeyerek yaralarını sarma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. Gençlerimize istihdam sağlayabilmek, bölgemizde istikrar adası rolümüzü sürdürebilmek için yatırımları artıran, katma değerli üretime yönelen bir ülke olmak zorundayız. Artan hammadde fiyatları, hammadde üretiminin ve ihracatının önemini gösteriyor. Zaman geçirmeden rotamızı kesintisiz büyümeye çevirip, yapısal değişiklikleri tamamlamamız gerekiyor. Türkiye, pandemi sürecinin oluşturduğu yeni dünya konjonktüründe en iyi şekilde üreten ve ihracat yapan ülke olarak yerini almalıdır. Ankara Ticaret Odası olarak bu hedef için üzerimize düşen her türlü vazifeyi yapmaya hazırız”