Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 15-16.04.2022 tarihlerinde Genel Başkan Yardımcısı Orhan Kütük ile birlikte İstanbul Avrupa ve Anadolu yakasındaki şubelerimizin yönetim, denetleme, disiplin, ilçe ve kadın komisyonu üyeleriyle bir araya geldi.
Toplantılarda konuşma yapan Genel Başkan Geylan, “Tüm istişare toplantılarında üyelerimiz ve teşkilatlarımız ile bir arada olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu samimi atmosferi beraber teneffüs etmekten duyduğum memnuniyetimi paylaşıyorum ve herkesi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.” dedi.
Memurun gerçek gündemini kaçıran sözde sendikalara kamu çalışanlarının gerekli tepkiyi en kısa zamanda verecektir.
Geylan, konfederasyon ve sendika olarak saha çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini bildirdi. Kamu çalışanlarının; haklı taleplerini göz ardı eden değil, her şartta kollayan ve koruyan sendikalara ihtiyacı olduğunu söyleyen Geylan, memurun gerçek gündemini kaçıran sözde sendikalara karşı kamu çalışanlarının gerekli tepkiyi en kısa zamanda vermesi gerektiğinin de altını çizdi. Genel Başkan, “Kamu çalışanları son yaşanan ekonomik gerçekler ile artık o masada haklarının savunulmadığını çok iyi görmüştür. Kamu çalışanlarının toplu sözleşme masasında temsil yetkisi verdiği sendikalar adam gibi duruş sergilemediği müddetçe çalışanların kazanımları korunamayacaktır. Bu nedenle artık ‘yeter’ diyoruz. Türkiye Kamu-Sen ve 11 hizmet kolunda Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikalar, yetkili olmalıdır. Şunun garantisini veriyoruz: Kararlı, ilkeli, ahlaklı, mücadeleci sendikal duruşu biz sergileriz. Allah’ın izniyle Türkiye Kamu-Sen 2023 Toplu Sözleşmesinde yetkili olacak, kamu çalışanlarının hakları nasıl temsil edilir herkese gösterecektir. Herkes görecek ki, kamu çalışanları, özgür iradeleriyle tercih ortaya koyduklarında, kamusal hayatı işgal etmiş olan sendika görünümlü yapılar sadece savrulmakla kalmayacak, sendika tarihinin sayfalarında yerini alacaklardır.” ifadelerini kullandı.
Unutulmasın ki; 4/B maddesi, ‘zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere’ geçici işlerde çalıştırılacak görevlileri istihdam etmek için ihdas edilmiştir.
Genel Başkan Talip Geylan, eğitim başta olmak üzere, birçok alanda devletin asli ve sürekli işlerinin gördürülmesinde 4/B statüsünde kamu çalışanlarının istihdam edildiğini söyleyerek, kamu işvereninin 657 Sayılı DMK’nın 4/B maddesinin ihdas edilme gerekçesine aykırı bir tasarrufu ortaya koyduğunu bildirdi.
Hükümete çağrısını yineleyen Genel Başkan Geylan, 2011 yılında yapıldığı gibi bir kez daha yanlıştan dönülerek tüm sözleşmeli çalışanları kadroya alınması talep etti. Geylan, “Bilindiği gibi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun memuru tanımlayan 4/A maddesi, asli ve sürekli kamu hizmetlerini yürütenlerin devlet memurları olacağına vurgu yapıyor.
Unutulmasın ki; DMK’nın 4/B maddesi, ‘zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere’ geçici işlerde çalıştırılacak görevlileri istihdam etmek için ihdas edilmiştir.
Ancak maalesef eğitim başta olmak üzere birçok alanda, devletin asli ve sürekli işlerinin gördürülmesinde 4/B maddesinde kamu çalışanları istihdam edilmektedir.
Yani kamu işvereni, aslında, kanunun ilgili maddesinin ihdas edilme gerekçesine aykırı bir tasarrufu ortaya koymaktadır. Bu noktada Hükümeti, 2011 yılında yaptığı gibi bir kez daha yanlıştan dönmeye ve tüm sözleşmeli çalışanları kadroya almaya çağırıyoruz” dedi.
Atama bekleyen öğretmenlerin feryatlarına daha fazla duyarsız kalınmasın.
Öğretmen atamalarının yetersizliğine dikkat çeken Genel Başkan Talip Geylan, 86 binin üzerinde olan ücretli öğretmen sayısının öğretmen ataması ihtiyacını net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti. Ülkenin ihtiyaçlarına göre öğretmen atamalarının gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Genel Başkan Geylan, atama bekleyen öğretmenlerin feryatlarına daha fazla duyarsız kalınmaması gerektiğini söyledi.
Geylan, “Ocak ayında yapılan sadece 15 bin öğretmen atamasına yönelik eleştirilere karşın ‘18 yılda öğretmen sayımızı 660 bin artırdık’ denilemez. Atama konusu bu şekilde geçiştirilemez! 2002’de Türkiye nüfusu 65 milyon iken şimdi 83 milyonu aştı. 2002’de ilk-orta-lisede 13 milyon civarında öğrencimiz var iken, şimdi 18 milyonu aştı. Dolayısıyla derslik ve okul sayısı da buna paralel olarak arttı. Ayrıca 2002’den bu yana 300 bin civarında öğretmenimiz emeklilik, istifa ya da başka gerekçelerle MEB’den ayrıldı. Bu gerçekler göz ardı edilerek yapılan açıklamalar kimseyi tatmin etmeyecektir.
Öte yandan yaptığımız araştırmaya göre Türkiye’de 2021-2022 eğitim-öğretim yılında 81 ilde ücretli öğretmen sayısının pandemiden bu yana en zirve noktaya ulaştı. Ücretli öğretmen sayısı bugün 86 bin 668’dir. 79 il valiliğinden gelen verilere göre ise ülkemizde norm kadro açığı 120 bin 131’dir. İstanbul ilinden de bahsetmek istiyorum. Sadece İstanbul’da 25 bin 469 ücretli öğretmen çalıştırılmaktadır. Geçen eğitim-öğretim yılında İstanbul’da görevlendirilen ücretli öğretmen sayısı 21 bin 375 idi.
Araştırmamızdan da görüleceği üzere bugün ülkemizde 86 binin üzerinde ücretli öğretmen çalıştırılıyor olması adeta öğretmen açığının ücretli öğretmenler eliyle giderilmeye çalışıldığına işarettir. Şu gerçek unutulmamalıdır ki, eğitimde tasarruf olmaz. Eğitime yapacağımız yatırım ve ayıracağımız kaynak doğrudan ülkemizin geleceğini inşa eden bir husustur. Eğitimin asli unsuru ve taşıyıcı kolonu da öğretmendir. Sınıfta öğretmeniniz yoksa eğitime yapacağınız diğer yatırımların pek bir anlamı kalmayacaktır. Dolayısıyla eğitime yapılacak öncelikli yatırım ve alınacak öncelikli tedbir, öğretmen açığını gidermek olmalıdır. Gelinen noktada yapılması gereken; 2022 yılında en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılmasıdır” diye konuştu.