Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, katıldığı canlı yayın programında eğitim gündemine ilişkin merak edilen soruları yanıtlayarak değerlendirmelerde bulundu.
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde eğitimde merak edilenlere ilişkin soruları yanıtladı.
Yüz Yüze Eğitimde İlk Hafta
Millî Eğitim Bakanı Selçuk, yüz yüze eğitimde ilk haftayı değerlendiren Selçuk, ilk hafta Türkiye'deki bazı illeri ve ilçeleri gezdiğini, hem açılışlar yaptıklarını hem de okulların açılışının nabzını tuttuğunu ve gözlemler yaptığını söyledi.
Bakan Selçuk, yüz yüze eğitime katılıma ilişkin, "İlkokullar ve ortaokullarda öğrencilerde yüzde 80'in biraz üzerinde katılım var. Liselerde biraz daha az, yüzde 74 katılım var. Orada sınava hazırlık ya da başka nedenlerin etkili olduğunu düşünüyoruz. Kimseyi 'Okula gelin' diye özellikle davet edip zorlamıyoruz. Bu gönüllü bu konu. Gönüllü olarak insanların yüzde 80-82'sinin katılıyor olması zaten velinin de çocukların da bunu istediğini gösteriyor. Ayrıca bazı durumlarda çocuklar gelmek istemeyebiliyor, veliler göndermek istemeyebiliyor. Daha fazla açılması konusunda da talepler çok yoğun olarak geliyor. Bu ilk haftayı çok olumlu geçirdiğimizi gördüm." değerlendirmesinde bulundu.
"Şu Anda Yerinde Karar Süreci Başladı"
"Vaka sayılarının artması halinde okulların durumu ne olacak?" sorusuna Selçuk, "Geçen sene martta söylediğimiz bir şey vardı. Duruma göre kısmi açılma, kısmı kapanma, tamamen kapanma ya da yerinde kararla şehir bazlı açılıp kapanabilir diye. Böyle bir senaryo sunmuştuk. Süreç bizi bu dördüncü senaryoya getirdi. Şu anda yerinde karar süreci başladı. Valilikler şehirlerindeki il hıfzısıhha kurullarıyla beraber yapılan istişarelerde duruma somut olarak bakıp yerel kararlar alabilirler. Bizim buradaki beklentimiz çocukların ani 'Gittin geldin, açıldı kapandı.' şeklinde değişikliklere maruz kalmaması." diye konuştu.
Bakan Selçuk, vaka sayıları yüksek olan bazı ülkelerde okulların kısmen ya da tamamen açık olduğunu aktararak, Türkiye'nin okulların açılması konusunda çok ihtiyatlı davrandığını, gerekli koşulların oluşturulması için beklediklerini ifade etti.
"Yaklaşık 80 Bin Küsur Öğretmenimiz Aşılandı"
Öğretmenlerin Kovid-19'a karşı aşılanmasına değinen Selçuk, aşı tedariğine bağlı olarak açılan sınıfların öğretmenlerinden başlanarak 1 milyon 259 bin öğretmen ve çalışanın aşılanması konusunda Sağlık Bakanlığına liste ulaştırdıklarını ve aşılamanın başladığını anımsatarak, "Yaklaşık 80 bin küsur öğretmenimiz aşılandı. Tedarik süreci hızlandığında aşı süreci de hızlanacak." dedi.
Bakan Selçuk, okullarda Kovid-19 pozitif görülmesi ya da temaslı bulunması durumunda ne yapılacağına ilişkin sürecin ve bilgilendirmenin; kılavuzlarda, öğrenci ve veli bilgilendirme rehberleri ile yönetici ve öğretmen rehberlerinde yer aldığını kaydetti.
"Riski minimize etmeye çalışıyoruz"
Literatüre göre 10 yaş altında okula gidenlerdeki Kovid-19 bulaştırma ve taşıma oranının gitmeyenlere göre daha düşük olduğunu aktaran Selçuk, okullarda öğretmenler odasındaki etkileşimden endişe duyduklarını, vakalara bakıldığında çocuktan çocuğa bulaşma riskinin düşük, öğretmenden öğretmene bulaşma riskinin yüksek olduğunu belirtti.
İlkokullar ile köy okullarının tamamının açıldığını anımsatan Selçuk, şunları kaydetti: "Ortaokulun ve lisenin tamamını niye açmadık? İstatistiklere baktığımızda tamamen açılacak bir sayısal dağılım yok. O yüzden tamamen açmıyoruz ve gönüllüğe bırakıyoruz. Kronik hastalığı olan ve 65 yaş üstü öğretmen gelmiyor. Riski minimize etmeye çalışıyoruz."
İllerdeki tablonun değişmesi halinde kapatma kararlarına ilişkin bir soru üzerine Selçuk, buna ilin hıfzıssıhha kurulunun genel tabloya bakarak karar vereceğini, otomatik kapanma diye bir durumun söz konusu olmadığını söyledi ve ekledi: "Tablo içerisinde 'Bunu şu kadar kontrol edebiliriz, edemeyiz, tamamen her şeyi kapatalım.' gibi bir karar da alabilir bazı valilerimizin aldığı gibi." ifadelerini kullandı.
"Ara Tatil Yok"
Bakan Ziya Selçuk, nisan ayında bir ara tatil verilip verilmeyeceğine yönelik soru üzerine, "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. Ara tatil yok." diye konuştu.
Aslında desteklemeyi, telafiyi zaten süreçte yaptıklarını, destekleme ve yetiştirme kurslarını hep açık tutmalarının aslında bir telafi olduğunu aktaran Selçuk, "Biz her bir öğrencinin durumunun ne olduğunu, canlı derse katılımını ya da çeşitli ödevlere olan yaklaşımını, süreçteki birtakım özelliklerini, geçmişteki notlarını bunların hepsini biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Karnelerin Verilmesi
Bakan Selçuk, okulların 2 Temmuz'a kadar eğitim vermesine yönelik çalışmaların ardından, karnelerin ne zaman verileceğine dair oluşan soru işaretlerine açıklık getirdi.
Karnelerin belirli bir tarihi olduğunu dile getiren Selçuk, "Örneğin lise veya ortaokul öğrencilerinin nisan sonunda notlarının tamamlanmasını bekleriz. Ondan sonra karneyle ilgili çalışmalar başlar. Liselerde daha karne vermedik. Bu duruma göre nasıl bir ihtiyaç doğarsa, şunu net söylemem lazım. 'Önceden bir şey söylüyoruz da bunu asla değiştirmiyoruz.' gibi bir durumumuz yok. Karnenin tarihini de ona göre düzenleriz. Duruma bir bakmamız lazım. Süreci izlememiz lazım. Vakalara ilişkin tabloda çok daha farklı bir durum ortaya çıkacak ve biz yeniden kararlarımızı yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağız." diye konuştu.
Öğretmen Atamaları
Millî Eğitim Bakanı Selçuk, konuşmasının devamında öğretmen atamaları hakkında da bilgiler verdi.
Millî Eğitim Bakanlığı olarak her zaman daha çok atama sayısını tercih ettiklerini ve bunun için çalıştıklarını aktaran Selçuk, "Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilen kadro kullanım izninin artırılmasını istiyoruz. Bunu kabine toplantılarında da talep ediyoruz. Maliyeyle olan görüşmelerimizde de... Bunun kararı sadece Milli Eğitim Bakanlığına ait bir karar değil. Bütçe imkanlarıyla ilgili bir konu bu. Her bakanlığa bir kadro kullanım izni veriliyor." ifadelerini kullandı.
"Üniversiteye Doğru Gittikçe Akademik Amaçlarımız Yükseliyor"
İlkokul ve ortaokuldaki öğrencinin sınava girmesinin, lisedeki kadar artık çok daha kritik olmadığını ifade eden Selçuk, sözlerine şöyle devam etti: "İlkokulda ilk 3 sınıfta zaten sınav olmaz. Ortaokulda başka araçlarımız var. Küçük bir çocuğun sosyalleşmesi, kendini tanıması, arkadaşlığı, motivasyonu... Küçük çocuklarda bizim için başka amaçlar var. Üniversiteye doğru gittikçe akademik amaçlarımız yükseliyor. Bizim yüksek öğretimi de ileride riske atmamız söz konusu eğer böyle olursa. Şunu net görüyoruz, 'sınavı kaldıralım'. Canlı derse katılımda yüzde 90'a varan düşüş oluyor. Biz görüyoruz tamamen bıraktıklarını. Bu olmadığında ne yapacak benim çocuklarım? Sosyal medyaya mı takılacaklar? Dışarı mı çıkacaklar? Kafelerde mi oturacaklar? Ne yapacak bu çocuklar boş zamanlarında?"
"EBA'nın Tıklanma Oranı 18 Milyar Oldu"
Bakan Selçuk, EBA'nın tıklanma oranının 18 milyar olduğunu, şu an Türkiye'nin öğretmenin ve öğrencinin en çok yararlanma oranı ile dünyada birinci sırada yer aldığını belirtti.
TRT EBA'da velilere yönelik her hafta 3 gün yayınlarının olduğunu aktaran Selçuk, "EBA 28 milyon androidde, 3 milyon da İOS'ta indirildi. Bu, şu açıdan memnun ediyor bizi, gelecekteki eğitimsel dönüşümümüzün fırsatını yakaladık." dedi.
Bakan Ziya Selçuk, "Çocuklar böyle 10 saat sıranın üstünde teorik ders dinlemesinler, atölyeye girsinler istiyoruz. 10 bin atölye açtık ve hedefimiz 100 bin atölye. Yani her çocuk otomasyonu, robotiği, tarımı, müzik, drama, şiir atölyesini bunları görerek büyümeli ilkokul birden, ana sınıfından itibaren. Yoksa kağıt, kalemle eğitim söz konusu olur. Sadece soru çözer ama sorun çözemez. Sorun çözebilmesi için deneyim kütüphanesini büyütmesi gerekiyor." dedi.
Bir öğrencinin televizyonda bütün derslerini dinleyebileceğini, uzaktan eğitim için televizyonun yeterli olduğunu dile getiren Selçuk, televizyondan dersleri takip etmenin her evde mümkün olmadığını, bu yüzden EBA TV'den derslerin 3 kere tekrarını verdiklerini, hafta sonu televizyonu ve EBA Destek Merkezi kurduklarını söyledi.
Selçuk, öğrencilerin evine en yakın EBA Destek Merkezi'ne gidebileceğini belirterek, "Bütün Türkiye'de ilçe düzeyinde 14 bin 800 civarında EBA Destek Merkezi var. Çocuk oraya gidiyor, ücretsiz internet var. Orası kütüphane gibi sessiz çalışmanın yapıldığı bir yer. Başka kaynaklar var, nöbetçi öğretmenler var. Hiçbir sorun yok. Sadece öğrencinin ya da velinin talep etmesi yeterli. Hiçbir kayıt olma yok, 'Geldim.' demesi yeterli. İlk önce 2 bin 500 EBA Destek Merkezi açtık. Sonra 5 bine çıkardık. Talep arttıkça sayıyı yükselttik. Talep var. Şimdi bunu 20 bine çıkarmaya çalışıyoruz. Bunlar okulların içinde ama dışında olan da var. Bazen muhtarlıklarda var." diye konuştu.
"Karneyi 2 Temmuz'da Verebiliriz"
Millî Eğitim Bakanı Selçuk, diğer ülkelere bakıldığında salgın sonrası eğitime ilişkin yapılan iş ve işlemlerde Türkiye'nin ilk 5'in içerisinde olduğunu vurguladı.
Karne konusunun muğlak kaldığını ifade eden Selçuk, "Karneyi 2 Temmuz'da verebiliriz." dedi.
Bakan Selçuk, bir sonraki yılın takviminin sorulması üzerine de "Bizim planımız şu, biz bundan 5 ay önce salgının ne olacağını tahmin edemiyoruz ama biz diyoruz ki bir yılın tüm derslerinin video kaydını çekelim, bitirelim. Biz hazırlayıp, bitiriyoruz, masaya koyuyoruz. 2021-2022 için de yapacağız bunu. Henüz 22'ye başlamadım. Ama 21 bitti ve biz okul tam olarak açılsa da EBA televizyonunu, EBA interneti orada tutacağız. Şundan dolayı biz bütün velilere farklı imkanları vermek istiyoruz. Yani isteyen demesin ki 'Ben başka bir hocadan da dinlemek istiyorum, yok.' demesin. Orada imkan var, siz buyurun istiyorsanız orada da var." ifadelerini kullandı.