Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in katılımıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende 45 bin öğretmen ataması yapıldı.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, törende yaptığı konuşmada öncelikle, "Terör saldırılarında hayatını kaybeden o fedakâr, cefakâr, koşulların ne olduğuna bakmaksızın her ortamda bayrağı dalgalandıran, kaybetmiş olduğumuz şehit öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yakın zamanda 6 Şubat'ta gerçekten ülkemizin bu ölçekte daha önceden hiç yaşamadığı bir depremle yüzleştik ve şu ana kadar elli binin üzerinde canımızı yitirdik. O yitirmiş olduğumuz tüm canlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabrı cemil diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. O depremde bine yakın öğretmenimizi kaybettik. O kaybetmiş olduğumuz tüm öğretmenlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Minnetle anıyorum." ifadesini kullandı.
45 bin öğretmen atamasının son 20 yılın tek seferde yapılan en yüksek ataması olduğuna işaret ederek konuşmasını sürdüren Bakan Özer, son 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde eğitimde devrimsel bir dönüşüme tanıklık edildiğini dile getirdi. Özer, "Hepinizin malumu bir ülkenin en değerli sermayesi beşeri sermayesidir. Beşeri sermayesinin niteliğini artırmadaki en önemli enstrüman da eğitim. Onun için bugün rekabet etmiş olduğumuz ülkeler eğitime bu kadar devasa yatırırım yapıyorlar. Özellikle eğitim çağ nüfusunu okullarla buluşturmada yüzde yüze eriştikten sonra tüm vatandaşlarını da hayat boyu öğrenme stratejileri kapsamında sürekli becerilerini güncellemeye çalışıyorlar ki ülkelerinin rekabet gücünü arttırabilsinler." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin 2000'li yıllarda okullaşma oranları ve eğitimin demokratik durumunun iyi olmadığını belirten Bakan Özer, şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde üç koldan çok önemli bir eğitim atılımına sahne oldu Türkiye. Birinci atılım; fiziki yatırımları ilgilendiriyordu. Çünkü okul yoktu, derslik yoktu ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde il, bölge, ilçe ayrımı yapılmaksızın, tüm Türkiye'ye derslikler yapıldı, okullar yapıldı. 2000'li yıllarda 300 binler civarında olan derslik sayısı bugün 857 bine ulaştı. İkincisi; eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bu ülkede bu ülkenin başörtülü evlatlarına eğitime erişim yasaklanmıştı. İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başörtüsü yasakları kaldırıldı. Bu ülkede imam hatip liselerini ve mesleki eğitimi mahvetmek için 1999 yılında yürürlüğe giren ve kesintisiz 12 yıl uygulamada kalan katsayı uygulamasıydı. Amaç neydi? Milyonlarca öğrencimizin hayatını kararttılar. Peki amaçlarına ulaştılar mı? Ulaşamadılar. Bugün imam hatip mezunu Cumhurbaşkanımız var. Mesleki eğitimi niye kararttılar? Çünkü bu ülkenin istediler ki ekonomik kalkınmasına sekte vuralım. O iş gücü piyasasının ihtiyaç duymuş olduğu insan kaynağı yetişemesin. 2012 yılında katsayı uygulaması kaldırıldı. Bugün mesleki eğitim, 28 Şubat sürecinden önceki durumdan çok daha iyi duruma geldi. Meslek liseleri artık dünyaya ihracat yapan okullar oldu. Yüzde birlik başarı diliminden öğrenci alan okullar oldu. Üçüncüsü neydi? Sadece imam hatip liselerine giden değil, bu toplum müslüman bir toplum, imam hatip dışındaki okullara giden çocuklarımızın Kur'an-ı Kerim, Peygamberimizin hayatı, dini bilgiler gibi görmek istediği dersler ilk kez seçmeli ders olarak kondu. Müfredatlar güncellendi. Neye göre güncellendi? Bu toplumsal değere, değerlerimize, kültürümüze ve Türkiye'nin önceliklerine göre tüm müfredat elden geçirildi. Toplumda zenginle fakir arasında ortaya çıkan farkların eğitime erişime engel olmaması için sosyal politikalar uygulandı."