Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yüz yüze eğitimde gelinen son durum, okullardaki hizmetli ve güvenlik personel eksikliği, 3600 ek gösterge, milli eğitim şurası gibi birçok konuda önemli açıklamalar yapan Geylan, okullarda tüm tedbirlerin en üst düzeyde alınmasını isterken, ivedilikle okullara ek bütçe tahsis edilmesini gerektiğini de ifade etti.
Okullarımızın hiçbir eksiği kalmamalıdır.
Geylan açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Uzaktan eğitim sürecinde çok ciddi gayretler ortaya konuldu. Özellikle öğretmenlerimiz hiçbir teknolojik ya da ekonomik destek almadan sadece kendi imkân ve gayretleri ile büyük bir çaba sarf ederek uzaktan eğitim sürecini yürüttü. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Çok büyük gayretler ortaya konulmuş olsa da uzaktan eğitim sürecinde akademik, psikolojik ve sosyal bakımdan çok büyük kayıplar söz konusu oldu. Çocuklar ciddi bir öğrenme kaybı ile karşı karşıya kaldı. Eğitim süreci ciddi anlamda kesintiye uğradı. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı mümkün olduğunca yüz yüze eğitimi devam ettirme iradesini irade ortaya koydu. Bu konuda da çok haklıydı. Bu felaketin ne zaman sona ereceğini bilemiyoruz. Bu nedenle hayatımızın her alanını covid-19 virüsü ile birlikte yaşayabilecek şekilde organize etmemiz gerekiyor. Tabi ki tüm tedbirleri en üst düzeyde alarak. İşte tam bu nedenler dolayı Milli Eğitim Bakanlığı okulları son dakikaya kadar ‘kapatmama’ adına direneceklerini ifade etti. Türk Eğitim-Sen olarak da bize göre de doğrusu budur. Türk Eğitim-Sen olarak yüz yüze eğitimin mümkün olabildiği ölçüde devam ettirilmesi noktasında irade ortaya koyuyoruz. Bunu ifade ederken de Milli Eğitim Bakanlığı’na covid-19 riskine karşı alınacak olan tedbirlerin eksiksiz bir şekilde temin edilmesi noktasında çağrıda bulunduk. Bu noktada artık okullarımızın hiçbir eksiği kalmaması lazım.
Okullarımıza ivedilikle ek bütçe tahsis edilmelidir.
Okullarımıza bu süre içerisinde ek bütçe tahsis edilmesi gerekir. Bilindiği gibi okullarımıza tahsis edilen bütçe yetersiz geldiği için okullarımızın büyük bir çoğunluğu çok önemli giderlerini okul aile birliği üzerinden velilerin ya da bağışçıların yapmış olduğu katkılar ile yürütmektedir. Ancak geride bırakılan süreç içerisinde yüz yüze eğitime ara verildiği için okul aile birliklerinin gelirleri kesintiye uğradı. Bundan dolayı okullarda ciddi anlamda sıkıntılar söz konusudur. Okul iradecilerimiz birtakım iş ve işlemleri yürütmekte zorlanmaktadır. Dolayısıyla okullara ek bütçe tahsisi talebinde bulunduk. Öte yandan büyük şehirlerde mevcutları çok kalabalık olan sınıflarımız var. 18 milyon öğrencisi olan bir ülkeyiz. 35-40-50 kişilik sınıflarda salgın koşullarının gerektirdiği sosyal mesafeyi nasıl koruyacaksınız? İvedilikle derslik üretilmesi gerekiyor. Bu kısa süre içerisinde yeni binalar yapılamayabilir ancak pansuman tedbir olarak kapasitesinin altında eğitim faaliyeti veren okullarımızın sınıfları, sınıf mevcudu fazla olan okullarımıza tahsis edilebilir. Böylece sınıflarda seyreltilme söz konusu olabilir.
Ders süreleri 30 dakikaya düşürülmelidir.
Kapalı ortamların covid riskini artırdığına dikkat çeken Geylan, ders sürelerinin 30 dakikaya düşürülmesini, teneffüs sürelerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini bildirdi. Geylan şunları kaydetti: “Bunun yanı sıra ders ve teneffüs süreleri de yeniden düzenlenmelidir. Hatırlanacağı üzere uzaktan eğitimde süresi 30 dakikaydı. Bunun devam ettirilmesi talebinde bulunduk. Sınıflarımızın sık sık havalandırılması gerekiyor. İkili eğitim yapan okullarımızdaki devre aralarının buna göre ayarlanması lazım. Bunlar belki küçük tedbirler olarak görülebilir ama işlevi açısından çok etkin tedbirlerdir.”
Hizmetli ve güvenlik personel ihtiyacı giderilmelidir.
Hizmetli ve güvenlik personel eksikliğinin ciddi bir sorun olduğuna işaret eden Geylan, “Okullarımızda çok ciddi hizmetli ve güvenlik personel eksikliği söz konusudur. Geçen yıl okullara tahsis edilen hizmetli personel sayısının yarısından daha azı bu sene Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edildi. Şu an Milli Eğitim Bakanlığı’nın hizmetli personel sayısı okulların standart temizlik hizmetlerini yürütmekten dahi çok uzaktır. Dolayısıyla personel eksikliğinin bulunduğu tek bir okul kalmamalıdır. Şayet siz personel sayısını artırmazsanız, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı kılavuzdaki salgın tedbirlerini nasıl uygulayacaksınız? Bu minvalde Milli Eğitim Bakanlığı’nın ivedilikle güvenlik ve hizmetli personel eksikliğini gidermesi gerekir” diye konuştu.
Bütün kamu çalışanları biliyor ki 3600 ek gösterge konusunun hamisi Türkiye Kamu-Sen’dir. Şimdi birileri bu konunun sahibi gibi caka satıyorlar ama o işin hikâyesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ek gösterge açıklamasını da değerlendiren Geylan, şunları kaydetti: “Bütün kamu çalışanları biliyor ki 3600 ek gösterge konusunun hamisi Türkiye Kamu-Sen’dir. Şimdi birileri bu konunun sahibi gibi caka satıyorlar ama o işin hikâyesidir. Hatırlanacağı gibi 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; din görevlileri, hemşireler, öğretmenler ve polislerin ek göstergelerinin 3600’e çıkarılacağına ilişkin bir müjde vermişti. Biz o tarihte Türkiye Kamu-Sen olarak sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür etmiş, 3600 ek gösterge sözünün olumlu ancak eksik bir adım olduğunu söylemiştik. Çünkü eğer sadece 4 meslek grubunun ek göstergelerini düzenler, diğer çalışanları kapsam dışında bırakırsanız hem iş barışını hem de hiyerarşik sistemi bozarsınız. Bu kapsamda bir yasa tasarısı da hazırladık ve MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı marifetiyle TBMM’ye taşıdık. Kanun teklifi halen Plan Bütçe Komisyonu’nda bekliyor. Bu noktada Türkiye Kamu-Sen’in hazırladığı yasa tasarısına tüm siyasi partilerin destek vermesini bekliyoruz. Tüm çalışanların ek göstergeleri artırılmalı, şu anda bu haktan yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları da ek göstergeden yararlandırılmalıdır. En kısa zamanda da ek gösterge sözünün yerine getirilmesini istiyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak sürecin takipçisi olacağız. ”
II. Maarif Kongresi’ni düzenleyen Türk Eğitim-Sen, 20. Milli Eğitim Şurası’na hazırlıklıdır.
1-3 Aralık tarihleri arasında yapılacak olan milli eğitim şurası hakkında önemli açıklamalar yapan Genel Başkan Talip Geylan, uzun bir sürenin ardından şuranın yapılacak olmasının kendilerini memnun ettiğini söyledi. Milli eğitim şuralarının Türk milli eğitiminin geleceğine yön verme ve eğitim politikalarının oluşturulması anlamında projeksiyon görevi ifa ettiğini ve paydaşlar arasında ciddi tartışma zemini olduğunu bildiren Geylan, şunları bildirdi: “Milli eğitim şurası uzun süredir toplanmıyordu. Türk Eğitim-Sen olarak bu şuraların yapılmasını destekliyoruz. Hem hazırlık aşamasında hem de şura sürecinde Türk Eğitim-Sen olarak tüm varlığımız ile katkı vereceğiz. Aslında bu anlamda Türk Eğitim-Sen çok hazırlıklıdır. Hatırlanacağı gibi sendikamız 100 yıl sonra 13-18 Temmuz 2021 tarihleri arasında II. Maarif Kongresini topladı. Türk Eğitim-Sen olarak Maarif Kongresi’nin hazırlık aşamasını çok yoğun ve verimli geçirdik. 2021 Ocak ayından Temmuz ayına kadar 10 çalıştay düzenledik. Bu çalıştaylarımıza 437 bilim insanı katıldı. Çalıştaylarımızın her kademesinde bütün süreçleri masaya yatırdık. Çalıştaylara alanında marka olmuş bilim insanlarımız ve sahada yer alan yönetici, öğretmenlerimiz katıldı. Maarif Kongresi’nin final ayağı olan dört günlük süreçte ise 12 tematik panel düzenledik. Yine panellerimize İlber Ortaylı, Selahattin, Öğülmüş, Kamil Aydın, Filiz Kılıç, Hilmi Demir, Selahattin Turan, Zeki Sarıhan, Timsal Karabekir, Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Prof. Dr. Nadim Macit, Prof. Dr. Muhammet Koçak gibi çok değerli bilim insanları katıldı. 81 ilden gelen öğretmenlerimizle Büyük Öğretmen Kurultayı düzenledik. Öğretmenlerimiz kongreye gelmeden önce illerinde çalıştaylar düzenlediler, hazırladıkları raporlarını da final programında haziruna sundular. 2023’e Doğru Dijital Eğitim, Öğretmen Yetiştirme, Mesleki ve Teknik Eğitim, Özel Eğitim, PDR, Temel Eğitim, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemleri, Din Eğitimi, Değerler Eğitimi, Müfredat (Eğitim Öğretim Programları) başlıkları altında düzenlediğimiz 10 adet çalıştayımızın raporlarını yayınlayarak, Türk milli eğitiminin hizmetine sunduk. İşte bizim bu birikimiz 20. Milli Eğitim Şurasına da yansıyacak. Sayın Cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanı’nı bu konuda tebrik ediyorum. 20. Milli Eğitim Şurası’nın gündemi eğitimin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde belirlenir. Şurada alınacak olan tavsiye kararları hayata geçirilir. Bu noktada şuranın şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.”