Çin Halk Cumhuriyeti ile Latin Amerika ve Karayip Dışişleri Bakanları'nın 3. Forumu, 2021 yılının ocak ayına kadar yapılamayacak. Buna karşın, Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, Latin Amerika ve Karayipler Topluluğu Dönem Başkanı olan Meksika Dışişleri Bakanı Marcelo Ebrard liderliğinden bir dizi Latin Amerika dışişleri bakanını telekonferans yoluyla ağırladı. Toplantıda mevcut krizle başa çıkmak için Çin ile bölgesel çapta yapılabilecek iş birliği masaya yatırıldı. Zirveden yeni tip koronavirüsle başa çıkmak için 1 milyarlık destek paketi çıktı.
Latin Amerika, salgın açısından küresel anlamda sıcak bir noktayı temsil ediyor. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 8'ini barındıran Latin Amerika, salgın kaynaklı ölümlerin dörtte birine tanıklık etti. Uluslararası Para Fonu'na göre, bölge ekonomisi 2020'de yüzde 9,4'lük bir daralma yaşayacak. Bu gelişmekte olan ülkeler açısından en kötü performans anlamına geliyor.
ORTA SINIF ERİYOR
Bölge genelinde yoksulluktan kurtulduğu varsayılan ve giderek genişleyen orta sınıf eski kötü günlere dönme tehlikesi yaşıyor. Tarihsel olarak, bu tür büyük toplumsal ayaklanmalar büyük siyasi yeniden yapılanmaları beraberinde getirdi. Bölge genelinde iktidara gelen muhafazakâr hükümetler salgınla mücadelede aciz duruma düştüler ve öncelikli görevlerini yerine getirmediler. Bu tür liderliklerin uzun süre iktidarını koruyamamaları sürpriz olmayacaktır.
Latin Amerika'da başarısız hükümetlerin yerine geçecek siyasiler büyük bir yükle karşı karşıya kalacak. İstihdamı artırmak ya da işletmelerin yeniden ayağa kalkmasına yardım etmek toplumsal bağlamda ortaya çıkan eşitsizliği gidermek için yeterli olmayacaktır. Zira yoksulluk seviyesi bölge çapında 2006'daki seviyeye dönmüş durumda.
YIKICI SÜREÇ ÇİN'LE TERSİNE DÖNER
Küresel ticaretin yüzde 30 düşeceği tahmin edilen oldukça iç karartıcı bu yılda Çin ve Latin Amerika arasındaki ticaretin toparlanması umutları filizlendiriyor. Temmuz 2020'de, Şili ile Çin arasındaki ikili ticaret, 2019 yılının temmuz ayına göre yüzde 25,3 artarak 2,26 milyar dolara ulaşırken, Şili'nin ABD ve Japonya gibi diğer ana ticaret ortaklarıyla ticaret sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 14 düştü.
2020'nin Ocak-Temmuz ayları arasında Şili'nin Çin'e ihracatı, 2019'un aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 14,17 milyar dolara ulaştı. Güney Amerika'daki diğer ülkelerde de benzer bir şey yaşanıyor: Haziran ayında Arjantin'in Çin'e ihracatı geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 50 artarken, bu oran Brezilya içinse yüzde 30 oldu. Buna karşın Latin Amerika'nın halen atması gereken adımlar bulunuyor. Bunlar üç maddede şöyle sıralanabilir:
Birincisi, "herkesin kendisi için" var olduğu mevcut bölgesel parçalanmaya son verin. Bu, özellikle bölge içi koordinasyonun var olmadığı veya üzücü bir şekilde yetersiz olduğu salgın sırasında açıkça görülmüştür. İkinci olarak, bölge tarafından ihraç edilen mallara ve doğal kaynaklara değer eklemek için büyük bir programa başlayın.
Üçüncüsü, uygun bir sosyal güvenlik ağı kurulabilmesi için devlet kapasitesini ve mali kaynakları güçlendirin. Dördüncüsü ise şimdiye kadar izlenen, eski moda ve kendi kendini yenilgiye uğratan ekonomi modelinden sürdürülebilir siyasete geçiş yapın.