Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Konsolosluğuna girdikten sonra kaybolması olayı ABD medyasında yoğun biçimde irdelenmeye devam ediliyor. Kaşıkçı’nın yazdığı Washington Post gazetesi, Kaşıkçı’yı konsolosluğa girerken gösteren görüntüleri yayımlarken New Yorker dergisine göre, Kaşıkçı hayatından endişe ediyordu.
Washington Post gazetesi, Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz ile yapılan ve Cengiz’in aralarındaki aşk hikayesini de anlattığı geniş bir mülakatı yayınlarken Kaşıkçı’nın “evlilik için gereken belgeleri” almak üzere gittiği İstanbul’daki Suudi konsolosluğuna girerken çekilen bir görüntüye yer verdi. Görüntünün de 2 Ekim’de saat 13.14’te çekildiği belirtiliyor.
Bu arada New Yorker dergisi, “Suudiler Cemal Kaşıkçı’yı öldürdüler mi?” başlığını taşıyan bir makale da yayımladı. Makaleyi kaleme alan New Yorker yazarı tanınmış gazeteci Robin Wright, dikkat çeken bazı savları dile getiriyor. Kaşıkçı’yı iyi tanıyan Wright makalesine şöyle giriyor:
“Cemal Kaşıkçı ile son konuştuğum Ağustos ayında hayatından endişe duyuyordu. 59 yaşındaki eski editör ve hükümet danışmanı Suudi muhalif, krallığın yeni liderliğinin kendisini öldürmek istediğinden emindi.”
Kaşıkçı’nın daha önce de benzer şeyler söylediği de ifade eden Wright, “Ancak artık bir yılı aşkın bir süre için Washington’da sürgünde yaşıyordu ve bu nedenle ki ben tehlikeleri abarttığını düşündüm. Belki değildi” ifadelerini de kullanıyor.
"SUUDİ KRALLIK AİLESİNE DAİMA SADIK OLDU"
Wright geniş makalesinde, onlarca yıl tanıdığı Kaşıkçı için “Suudi krallık ailesine daima sadık oldu” dedi. Cemal Kaşıkçı'nın ülkesinde iken yaptığı görevlere ilişkin bilgi veren Wright, Kaşıkçı'nın birçok yabancı gazeteci ve uzmanın krallığın düşüncelerini iyi anlamalarına yardımcı olduğunu ancak gittikçe artan biçimde hükümeti eleştiren Kaşıkçı'nın Haziran 2017’de ülkeden ayrılmaya karar verdiğini de anlatıyor.
Kaşıkçı’nın sürgünde bile Krallık’ın geleceğine ilişkin tartışmaları, 1.7 milyon Twitter takipçisi, Washington Post’taki köşesi ve uluslararası TV kanallarında yaptığı değerlendirmelerle etkilemeye devam ettiğine de dikkat çeken Wright, makalesinde Kaşıkçı’nın kaybolmasının Suudi Veliaht Prensi bin Selman’ın görevine getirildiği Haziran 2017’den bu yana gözlenen daha geniş bir eğilimin “bir parçası” olduğunu savunurken, Prens bir yandan reform yaparken diğer yandan yoğun baskıları da uyguladığını söylüyor.